(S)
Beşiktaş-Galatasaray derbi sonu rakibimiz Galatasaray galibiyet kazanmıştı. Maç bitmişti. Soyunma odasında Mert,Necip ve ben yani Semih kendi halimizde sohbet ediyorduk."Çok boş bir maçtı. Musrati bizim kaleye gol atmasa belki 0-0 biterdi veya bizim de bir golümüz olabilirdi."
"Ya ne desen haklısın Semih de işte..."
"Ben Musrati'den beklemiyordum yoksa o pozisyonu tutacağıma o kadar emindim ki..."
Mert kendini suçlu hissediyordu ama insanlık hali, tutamayabilir...
Bu konuşmayı daha fazla uzatıp moral bozmak istemedim.
"Herneyse, önümüzde daha maç var... moral bozmayalım"
Hafifçe gülümsedim, Necip ve Mert'in de gülümsediğini görünce içten içe mutlu oldum.
Ben maç sonları çok terlerdim. Kendimi fazla yorduğum için. Bu yüzden kendi yerime gidip üstümdeki formamı çıkardım ve yanımda getirdiğim çantadan da her zamanki havluyu aldım.
Herkes toplanmıştı ve yavaş yavaş soyunma odasından çıkmaya başlamıştı. Ben ise başımın hafifçe dönmesiyle yerime oturup elimi alnıma götürdüm.
"Ah... ne ağrısı bu ya..."
Odadan herkes işini halledip çıkınca ben hala yerimde oturuyor ve alnıma masaj yapıyordum.
Ayağa kalktım ve havluyu elime aldım. Bu sırada kapıdan bir ses geldi ve bende kapının olduğu tarafa sırtım dönük bir şekilde donup kaldım.
"Hemen geleceğim... çıkabilir misin?"
Arkamdan herhangi bir ses gelmediğinde dönüp baktım ve kapıya yaslanıp bana bakan Barış'ı gördüm.
"N-ne?"
Barış beni öylece izlerken sırıtıyordu.
"Yiyecekmiş gibi bakıyorsun abi..."
Gözlerim koskocaman açılmıştı.
(B)
Soyunma odasına girmek için herkesin çıkmasını bekledim. Semih'in yanına gitmek için...
Herkes çıktığında odadaki ses son buldu ve tek bir kişinin sesini duydum. O seste şöyleydi:
"Ah... ne ağrısı bu ya..."
Düşündüğüm gibi ses Semih'in sesiydi. Onun sesini duyduğum anda vücudumda ufak bir titreme hissettim ve kapıdan içeri girdim. Kapıya yaslanıp Semih'in yarı çıplak arkası dönük bedenini izledim.
(S)
Barış'a döndüğümde gözlerimiz buluştu ve o bana sırıtırken ben anlık korkuyla dudağımı ısırdım.
"Ses verseydin bi. Neden öyle girip beni izledin ki? Korktum..."
Barış son söylediğimle hafifçe kıkırdadı ve bana doğru birkaç adım attı.
"Habersizce orada dikilirken çok tatlıydın. Bozmak istemedim ve öylesine geldim yani geçerli bir sebebim yok."
Baştan aşağı bedenini süzdüm.
"Kes sesini. tatlı değilim ben..."
Barış bir kez daha kıkırdayıp bana yaklaştı.
(B)
"Shh... çok tatlısın be çocuk..."
"S-sussana..."
Semih bu haliyle gerçekten çok tatlıydı ve hafifçe yanakları kızarmaya başlamıştı.