Üşürsün sen" dedi sevdiği kadın ile yarınları yokmuşçasına yağmurun altında ıslanırken. Yağmur damlaları yüzlerine düşerken, gözlerinin derinliklerinde kayboluyordu. Sevdiği kadın, gülümseyerek ona daha da sokuldu, "Seninle olduğum sürece üşümem," diye fısıldadı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, şehrin sokaklarında el ele yürüdüler. Yağmurun altında geçen bu anlar, ikisi için de birer hatıra olarak zihnine kazındı. Hayatın ne getireceğini bilmeden, sadece anı yaşıyorlardı. Birlikte geçirdikleri her saniye, birbirlerinin kalplerine işliyordu.
Yıllar geçti ve hayatın acımasız gerçekleri onları ayırdı. Sevdiği kadının hastalıkla mücadelesi, gün geçtikçe zorlaştı. Onun acı çektiğini görmek, adamın yüreğini parçalıyordu. Her gün hastane odasında onun yanında olmak, elini tutmak, ona güç vermek için oradaydı. Ama hiçbir şey yetmiyordu, zaman onların düşmanıydı.
Ve "Üşürsün sen" dedi morgda sadece soğuk bir bedeni seyretmek ile yetinebilirken. Gözlerinden süzülen yaşlar, sevdiği kadının soğuk elini okşarken düşüyordu. Hayatın adaletsizliğini hissediyordu o an. Geriye sadece hatıralar ve kalbindeki derin boşluk kalmıştı. Sevdiği kadının yokluğuyla başa çıkmak zorundaydı artık.
Bir kez daha mırıldandı, "Üşürsün sen" dedi, ama bu sefer boşluğa. Sevdiği kadın artık ısınamayacak, onunla yağmurun altında yürüyemeyecek, gülümseyerek ona sokulamayacaktı. Ama adam biliyordu ki, sevdiği kadının hatırası yüreğinde hep yaşayacak ve o hatıralarla biraz olsun ısınacaktı.
"Üşürsün sen" dedi morgda sadece soğuk bir bedeni seyretmek ile yetinebilirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünde Aşkın Yıldızları: Kalbimizin Şiir Atlası
PoetryAcıdan ilham alan bir çocuğun şiirleri