245 43 16
                                    

Sizi seviyorum ♡ ince elenip sık dokulmuş bölümümüzü buraya koyuyorum *-*

Saate göre gece yarısındaydık ama bana göre saat, dilim fark etmiyordu. Eczaneye; unuttuğum ve güneşli günlerde takmak zorunda olduğum gözlüğü almak için gitmiştim. Ama Justin'de benimle gelmek isteyince, işim gerçekten zorlaşmıştı.

Bana anormal bir çocuk gibi gelmişti: gölgeli yerlerde ilerlememi sağlıyor, benim için boya seçiyor...

Fakat anormal olan: Ölene kadar gözlerimde tutmakta olduğum akromatopsiye, anormal derecede kabullenmekti. Justin, o kadar benim için, gözlerim için daha uygun olan koşulları sağlamıştı; fakat bir kere bile aklıma, ondan gizlediğim siyah-beyazlık hastalığını öğrendiği gerekçesi gelmemişti.

Hayır. Saf değildim.

Parmaklarımı siyah çerçevede dolaştırırken boğazımı tıkayan yumruyu gidermek için sürekli yutkunuyordum. Dışardan, oldukça uzak kaldığım diyardan bir kişiye; belki de hiç duymadığı bir hastalığı sergilemiştim. Bana iyilik yaptığını biliyordum ama durduk yere hastalığımı hatırlatmamalıydı.

Kırılmış değildim; ama gözlüğümü görmelerinden daha beteri bana alınması olmalıydı. Şimdi oraya gidemezdim. Yani o dükkana gidemezdim.

Justin biliyordu ve herkese anlatabilirdi. Peki ne yapacaktım ben?

Gözlerimi kapadım ve hep şahit olduğum karanlığı kucakladım. Tek yapmam gereken ben ve annemle sınırlı, yaşantıma geri dönmekti.

*
4 Ay Sonra

Bayan Kelsey, küçük tahtamıza yazdığı Element Sembollerini bir kez daha kontrol edip dönen sandalyeme oturdu. Uzun süre oynadığım ellerimi dizime koyup sembolleri inceledim.

"Genel tekrar için en basit yerden başlamak istedim." bakışımı inceledi. "Sizin için sorun olur mu, Bayan Node?

Belki de en nefret ettiğim şey saygılı olmak için kullandıkları "bayan" kelimesiydi. Kendimi evli, barklı, çocuklu kadınlar gibi hissetmeme sebep oluyordu.

"Olsun" diye mırıldandım.

Sembolleri ilk incelediğimde bunların adlarını söylemem gerektiğini kavramıştım. Yaz geçmesine rağmen hâlâ hatırladığım bâriz, sembolleri okudum.

"Berilyum, Uranyum, Fosfor, Kurşun..." gözlerimi kıstım, bildiğim halde söyleyemediğim elementi hatırlamaya çalıştım. Bayan Kelsey, beklemeyip "Selenyum," dediğinde sinirlenmeye başlamıştım.

Birileri ben düşünme evresindeyken paçaları sıvamamalıydı.

Elinde döndürdüğü pilot kalemin kapağını dişlerinin arasına alıp çıkarttı. Dizinin üstüne yerleştirdiği not defterine karalama yaparken "Yazın çalıştın mı?" dedi.

Bana Justin'i hatırlatmıştı; çünkü asıl o olaydan sonra odama kapanmış ve tek yeteneğim olan ders çalışmaya başlamıştım.
Gıydiğim ve annemin, buz mavisi renkte olduğunu söylediği eteğin pileleriyle oynadım.

"Yazın yarısında, odama kapandığım zaman."

Bayan Kelsey, alnına masaj yaptı sonra kucağındaki defterini, bilgisayar masasına bıraktı.

akromatopsi ☹ bieberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin