-3-

11 1 18
                                    

Hastaneye aceleyle getirilen beden ve peşinde koşan bir kişi.

"Doktor yok mu? Yardım edin!"

Diye bağırdı Jisung. Minho'yu sıkıca tutarken sarılmıştı ve üstü başı kan içinde olsa da önemsememişti. Doktor ve hemşire gelirken acele ile sedye getirdiler ve yaralı bedeni aldılar Jisung'un kollarından. Boş kalan kolları yüzünden Jisung sendeledi.

"Lütfen iyileştirin onu."

Dedi zor bir şekilde. Changbin onu tuttu ve oturttu bir köşeye. Ameliyathanenin kapısına bakarken boş bir şekilde telefonu çaldı iri olanın.

"Giriş kısmından içeri gel, ameliyata aldılar ve evet yanımda."

Dedi. Jisung ilk kez birinin gözlerinin önünde vurulduğunu görmüştü hem onu bu etkilemişti ve hem de vurulan kişinin beğendiği adam Minho olması. İçeriye sarışın gelip Jisung'a sarıldı ve ağladı o anda.

"O iyi olacak Jisung."

Dedi ağlarken de. Jisung ise gözleri doldu ve yeni tanıdığı adam için ağladı...

Ameliyat sonrası Minho'nun yanında otururken onun elini tutmuş uyuya kalmıştı ki bir ses ile uyandı hemen.

"Şu haline bak kedicik hastaya böyle mi bakılır?"

Dedi. Jisung ise mutlulukla ona sarıldı hemen neredeyse kucağına çıkacak kadar. Utanarak bakarken Minho ise güldü bu haline.

"Boşuna sana pisicik demiyorum."

Dedi çenesini okşarken. Jisung ise onun omzuna bakarken Minho onu yanağından öptü.

"Çok tatlısın pisiciğim."

Dedi. Jisung elini yanağına koyup bakarken kocaman gözlerle kapı açıldı ve içeriye ikili girdi.

"Changbin bakma hayatım bunlar işi pişirirken yakaladık."

"Kim üstte?"

"Ulan uyandığıma pişman oldum. Siz iki gerizekalı anın içine etmek zorunda mısınız?"

Dedi sinirle. Changbin omuz silkti ve boş sandalyeye oturdu. Felix ise yer varken gidip Changbin'in kucağına oturdu.

"Burası daha rahat. Herkes kucakta hem bugün."

Dedi. Jisung durumundan utandı ve kalkmak istedi ama elbette ki Minho izin vermedi.

"Ben memnunum halimden. Sen de biraz masaj yapsana bu koluma."

Dedi. Jisung o anda Minho'nun üst bedeninin çıplak olduğunu fark etti ve kasları hiçte hafife alınacak cinsten değildi özellikle de damarlı elleri ki koluna kadar belirgindi. Jisung yutkundu ve aklından geçen düşünceleri uzaklaştırmak için kafasını iki yana salladı.

"Bunu yapanı buldunuz umarım. Hadi pisiciğim bana baktı siz ikiniz ne yaptınız?"

"Biz de boş durmadık patron. Bunu yapan kişiyi bulduk bir güzel öttürdük sonra da cenazesini kılıp geldik işte. İhaleye girdiğin iş adamı olacak göt yapmış bunu sana."

Dedi Changbin tabii Felix de ona hayranlıkla bakmakla meşguldü. Minho ikisine bakmış ve ateş işareti yapmıştı. Changbin ona sigara verirken Jisung kızdı ve dudakları arasından aldı sigarayı Minho'nun.

"Hastanedesin ve daha tam iyileşmedin bile."

"Ne olmuş yani? Bir dal içebilirim. Ver onu hadi."

"Hayır."

"O zaman dudaklarını vermeye ne dersin?"

Dedi Minho. Jisung şaşkınlıkla kalırken Minho ise elinden sigarayı alıp çakmakla ateşi yaktı ve Jisung'u göğsüne çekti.

"Anlatın bakalım. Ben yokken neler oldu?"

"Bu aşık çocuk senin için ağladı ve seni kucağında getirdi buraya."

Dedi Felix gülerek. Changbin ise az önceki dediklerine şaşkınlıkla bakıyordu Minho'nun. Kimseyle ilgilenmeyen adam en büyük flörtöz makinesi çıkmıştı bir anda. Jisung rahat bir şekilde göğsünde yatarken diğerinin sessiz kalmıştı...

Eve geldiklerinde Minho koltukta yatarken Jisung ise etrafında koşturuyordu. Neredeyse bir haftadır işten çıkar çıkmaz yanına geliyordu Jisung onun. Minho bu durumdan fazlasıyla memnundu tek memnun olmadığı ayrı odalarda uyuyor olmalarıydı halbuki Minho genç olanın ince beline sarılıp uyumak istiyordu. Jisung yemek yedikten sonra köşede mayışmış bir şekilde uzanırken Minho da duştan çıkmıştı. Saçlarını kurulurken sular vücudunda yol izliyordu ve etkileyici görünmesini sağlıyordu. Jisung onu öyle görünce nefesi kesilmişti adam etkileyici ve yakışıklıydı ama herşeyden önemlisi Jisung'un ilk beğendiği kişiydi. Minho koltuğun ucuna oturup saçlarını kuruturken Jisung onu izliyordu gerilen kaslarını özellikle de kolu oynadıkça belli olan tricepslerini izliyordu. Jisung yutkundu sadece ki o anda Minho bunu duymuş gibi ona döndü.

"Saçlarımı sen kurutsana."

Dedi. Jisung onunla odasına kadar geldi ve fön makinesini aldı ama Minho onun bacaklarının arasına girip oturunca kalp ritmi bozuldu. Onun saçlarını elleri ile kuruturken Minho da mayışmış bir şekilde Jisung'a baktı yandaki aynadan. Saçlarını kurutma işleminden sonra ise Minho kalkıp giyindi ve Jisung'un yanına aşağıya indi. Bir anda kucağına aldı hafif bedenini ve gözlerine bakarak tezgaha oturttu. Jisung ona şaşkınlıkla bakarken ilk yardım çantasını verdi eline.

"Pansuman yapmayacak mısın?"

Dedi ve tişörtünü çıkardı tek hamlede. Kolyesi sallanmıştı tişörtü aniden çıkardığı için. Jisung önündeki manzarayı izlerken pansuman yaptı.

"O gün korktun mu? Sonuçta aşık çocuk sevdiğin gidecekti öbür tarafa."

"Ne korkması?! Korkmadım çünkü senin yaşayıp yine gıcık biri olacağını biliyorum!"

Dedi. Minho ise güldü bu haline ve uzanıp öptü onu yanağından.

"Çok tatlısın."

"Değilim tatlı falan."

Dedi ve somurttu ki Minho onun dudaklarına öpücük verdi. Hızlıca geriye çekilip yanağını severken gülümsedi.

"Çok tatlısın pisicik."

Dedi. Yeniden o küçük dudaklara öpücük verirken bu sefer Jisung da karşılık verdi diğer bedene. Birbirlerini öperken Minho diğerinin bacaklarının arasına girip belini okşarken gelen telefon yüzünden ayrıldılar. Nefes nefese birbirine bakarken ikisi de Minho telefonu elinden alıp kapattı ve tezgahta eli ile uzak bir yere itip Jisung'un belini tutarak öpmeye devam etti. Birbirlerine öpücük verirlerken ensesindeki saçlarla oynadı Jisung. Minho onun içini titretiyordu ve şimdi onu öperken tutkuyla kollarında eriyip gitmekten korktu Salvador Dali tablosu misali. Nefes nefese geriye çekilince Minho Jisung ona kırmızı yanaklarla baktı ve yanağını okşadı Minho'nun.

"Bu ne içindi?"

"Senden etkilendiğim için. Aklımı başımdan alıyorsun pisicik bu gidişle sana hayran olursam bana yarayacak akıl kalmayacak bende."

Dedi. Jisung şaşkınlıkla ona bakarken bu kadar kısa sürede birbirlerine alışmaları ilginç geliyordu. Jisung fırsattan istifade Minho'yu tanımak için sorular sorarken Minho da cevap verdi hepsine. Akşam olunca ise Minho kolları arasına aldığı ince belli çocuğu öperek uyudu...

Neredeyse bir haftadan fazla olmuştu Jisung'u merak eden arkadaşı onu takip etmiş ve Minho ile görünce de kapıyı sinirle çalıp konuşmak istemişti ki kapıyı açan iri adamla şaşkınlıkla bakarken buldu kendini.

"Buyrun kime baktınız?"

"Ananı satayım çok yakışıklısın sen!"

Dedi. Changbin şaşkınlıkla bakarken karşısındaki uzun saçlı gence diğeri ona hayranlıkla bakıyordu ve kaçmak için ise destek alacağı kimse yoktu etrafta...

Do u wanna be my cat?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin