-2-

17 2 32
                                    

"Şey mafya bey? Takım elbiseli arkadaş? Pişt! Alo baksana abi!"

Diye bağırdı Jisung en sonunda kızıp ona bakmadan telefonu ile konuşan kişiye. Diğeri ona kafasını dönüp 'ne var?' Anlamında bakış attı.

"Ne istiyorsun?"

"Ne isteyebilirim tabii ki sen rahat rahat gezerken ben bu kıçıma batan sandalye ile burada bağlıyım! Temel ihtiyaçlarım var sonuçta biliyorsun değil mi?"

Dedi Jisung. Minho elini yüzüne koyup sıvazladı sakin kalmak için kendi kendine konuşuyordu.

"Seni tutacağım dedim. Kaçmaya kalkarsan ölürsün."

Dedi. Yanına gelip bir hamlede bacağının üzerine dizini bastırıp üzerine eğildi ona şaşkınlıkla bakan kişinin. Kalın ipleri cebinden çıkardığı bıçakla tek hamlede kesti. Jisung onu izlerken o ise saçlarını bozdu ve geriye çekildi.

"Changbin ona eşlik et. Benim işlerim var. Akşama doğru bırak evine gitsin."

Dedi. Jisung gözleri parlayarak baktı ona ve hevesle kalktı oturduğu sandalyeden öyle hızlı kalkınca sandalye düştü geriye.

"Yavaş lan! Korkuttu beni kim bu?"

Dedi içeriye giren ve saçlarını düzelten sarışın.

"Yongbok bu yeni misafirimiz. Akşama doğru gidecek gözünüz üzerinde olsun."

"Yah! Minho baksana bir oradan bakınca çocuk bakıcısı mıyım ben?"

"Randevuna geç gidersin o zaman."

Dedi Minho ve omuz silkti. Bunun anlamı 'benim sorunum değil' demekti. Jisung giden kişinin arkasından baktı bir süre. Yakışıklı biriydi ve hiç güldüğünü görmemişti içinden gülümsese nasıl bir yüz ifadesi olur diye geçiyordu.

"Hadi gidelim aşık çocuk."

Dedi sarışın olan. Jisung o an kendine gelip arkasından bakmaya son verdi.

"Kim aşık? Ben sadece baktım!"

"Şuna bak hafiften kızarmaya mı başladın sen? Üzülme Minho karizması bu ister istemez etkileniyorsun. Şansın varsa bir kere yüzüne bakar aşık çocuk."

Dedi sarışın olan. Köşede ise onları izleyen kaslı ve iri adam homurdandı.

"Felix yeter şu çocukla uğraştığın. Sen serbestsin akşama kadar. Akşam da seni evine bırakacağız hepsi bu kadar."

Dedi. Jisung ikisine de bakıp bir anda adını söyledi. İkisi de ona anlamamış gibi bakınca tekrardan konuştu.

"Adım Jisung. Bana aşık çocuk gibi şeyler ya da şu gibi ithamlarda bulunmayın lütfen. Sizin isminiz nedir?"

"Ben Yongbok ama dostlarım Felix der bu da Changbin ama biz ona kendi aramızda domuz deriz çok yediği için çoğunlukla."

"Çok yemiyorum yaktığım enerji miktarı kadar yiyorum."

"O zaman daha spor yapma yeter artık! Tişört üstünde yırtılacak yakında."

"Bu seni etkiler miydi?"

"Delirdin mi sen? Kafamı sokup orada kalmak isterdim. O kaslara kim yakın olmak istemez?"

Dedi Felix biraz da olsa Changbin'i güldürmeyi başarmıştı. Jisung şaşkınlıkla onları izlerken bir şey diyemiyordu.

"Hadi gel evi gezdirelim sana."

"Ya da konuşmaya devam edebiliriz Changbin?"

"Senin randevun vardı Yongbok orada devam edersin."

Do u wanna be my cat?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin