⊹𐙚0.0

1.2K 65 66
                                    

𓈒ㅤׂㅤ𐙚  ࣪ ⭒
𝒎𝒆𝒍𝒊𝒔 𝒌𝒖𝒕𝒂𝒚'𝒔 𝒑𝒐𝒗
Güneş, ufukta yavaşça batarken, denizin üzerinde altın rengi bir parıltı oluşturuyordu. Ben, sahildeki küçük kafenin terasında oturmuş, dalgaların ritmik sesi eşliğinde çayını yudumluyordum. Yaz akşamının sıcaklığı, hafif bir meltemle birleşerek içimi ısıtıyordu. Elimde tuttuğum kitabın sayfaları arasında kaybolmuşken, birden yan masadan gelen tanıdık bir sesle irkildim.

"Melis,bu gerçekten sen misin?"

Başımı kaldırdığında karşımda lise yıllarından beri görmediğim,çocukluk arkadaşım Kerem’i buldum. Kerem Aktürkoğlu. Gözlerim parladı. Zamanın izleri yüzlerimize değmiş olsa da, birbirimizi tanımakta zorlanmamıştık.  Kerem’in gülümsemesi, benim içimdeki eski hatıraları canlandırmıştı.

"Kerem!Bu ne güzel tesadüf!" dedim yerinden kalkarken. Ona sarılmak için adım attım ve kollarımı sıkıca boynuna sardım,o da her zamanki ve asla değişmeyen çekingenliğiyle belime sarıldı. Uzun yıllar sonra gelen bu tesadüf, kalbimde unutulmuş bir heyecanı uyandırmıştı. Birbirimizden ayrıldıktan sonra gülerek birbirimize baktık. İlk o konuşmaya başladı.

"Seninle karşılaşacağımız hiç aklıma gelmezdi,hele ki seni tanıyabileceğim asla."

Gülerek karşılık verdim dediklerine. "Senin asla değişmeyeceğini bildiğim için tanıyıp tanımama konusunda hiçbir zaman şüphe etmedim." Benim yaptığım gibi gülümseyerek karşılık verdi. "Hele bu çekingenliğin,bu gülüşünden hiçbir şey eksilmemiş."
dediğim şeyle yüzü daha fazla güldü,"Estağfurullah."

Birbirimize kocaman gülücükler saçarken masada bize soru işaretli gözlerle bakan ama alık alık gülümseyen 2 erkekle karşılaştım. Kerem durumu anlayınca üstüne düşeni yaptı.

"Tanıyor musun bilmiyorum tabii de bunlar takım arkadaşlarım Abdülkerim ve Kaan."

İkisi ile de kafayla selamlaştım yüzümdeki gülümseyişi yok etmeden. Aksine anlamadığım şekilde daha çok gülmeye çalışıyordum. "Bu da benim liseden arkadaşım Melis." ardından gülümseyerek bana baktı.

"Eğer size ayıp olmayacaksa ben takım arkadaşınızı biraz sizden kaçırmak istiyorum." Abdülkerim diye tanıttığı adam önce yanındaki adama sonra Kerem'e sonrasında bana bakıp gülümsedi. "Lafı bile olmaz,tepe tepe çalabilirsin."

"Teşekkürler beyler,iyi eğlenceler dilerim sizlere." onlarla vedalaştıktan sonra eşyalarını masadan alan Kerem'e döndüm,o da gülümseyerek bana bakıyordu. Bu karşılaşma ikimizede kesinlikle çok iyi gelmişti.

Beraber kafeteryadan çıktıktan sonra denizin kenarında sahilde yürümeye başladık. İkimizde hiçbir şekilde konuşmuyorduk,arada bir o bana bakıyor sonrasında gözlerini kaçırarak denize bakarak yürümeye devam ediyordu. Bir yandan etrafı kolaçan ediyordu,o buraların ünlüsü olduğu için normal karşılıyordum, ben ona göre daha rahattım.

Gözüm denize bakan Kerem'e daldığında ister istemez biraz inceledim. Liseden beri çok değişmese bile 24 yaşında olmasına rağmen yüzünde biraz çökmüşlük,yorgunluk vardı. İşinin zorluğundandı haliyle. Boyunun kısalığı ve açıların değişimine göre değişen karizması ve yakışıklılığı aynıydı. Şu an üstündeki siyah prada ceketiyle ve denize bakan yüzüyle baya karizmatik duruyordu.

Sapık gibi incelememiş olmamın farkına varacak ki gülümseyerek bana baktı,aynı şekilde karşılık verdim ve kollarımı birbirine bağlayarak etrafa bakınmaya başladım.

Gökyüzü yavaş yavaş kararıp yıldızlar belirmeye başladığında Kerem ve ben sahilin en sakin köşesinde durduk. Denizin huzur veren sesi ve yıldızların altında, sanki dünya sadece bize aitmiş gibi hissediyordum. Kerem, derin bir nefes alarak bana döndü.

"Melis, seni yıllar sonra tekrar görmek, bana gençlik anılarımızı hatırlattı. O zamanlar fark edemedim belki ama şimdi, seninle geçirdiğimiz her anın ne kadar değerli olduğunu anlıyorum. Seninle tekrar karşılaşmak, hayatımın en güzel tesadüfü oldu,” dedi gözlerimin içine bakarken. Sanki şu an bir hastalığın içindeymiş de onun ilacı sadece benmişim gibi mahcup ve minnetle bakıyordu gözlerime. Ardından tekrar gülümsedi.

Benim kalbim hızla çarpmaya başlamıştı bu gülüşünün ve bakışının ardından. Söylediği sözler,içimde bir yerlerde saklı kalan duyguları yeniden açığa çıkarmıştı,ama biz 17 yaşındaki Kerem Ve Melis değildik,hem üzücü hem umut verici olan çelişkili durum burukluk sebebiydi.

"Belki bu tesadüf, yeni bir başlangıcın habercisidir?" baya kalbimin içinden geçen,asla mantıkla söylemediğim şeyler fısıltıyla dudağımdan çıktı.

Kerem duyduğu şey ile göz ucuyla bana baktı ve burukça gülümsedi,ardından kolundaki saate ve tekrar bana baktı.

"Beraber yemek ister misin akşam yemeğini,eski günleri yad ederiz?"

✧˖ °🐚✩°。⋆

𝑏𝑎𝑘 𝑜̈𝑛𝑢̈𝑚𝑢̈𝑧 𝑦𝑎𝑧★kerem aktürkoğlu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin