0.9

16 4 1
                                    

Yeni bolumden herkese merhaba
Bu bolum sonunda bir surpriz sahne var
Hemen sonu okumayin
Bastan baslayin
Lafi cok uzatmadan kitaba gecelim en iyisi
İyi okumalar

Ryujin kanepeye oturmuş yine bağdaç kurmuştu. Bayan Han ve Bayan Shin birbirlerine bakıyorlardı. Herdeki kumaşlarda sanki onlara bakıyordu. Ryujin, "Bayan Han, kumaş seçmek ister misiniz?" dedi gülümseyerek. Ryujin ile Bayan Han kumaş seçerken Bayan Shin yerinden hiç kalkmadı.

Bayan Shin, "Bayan Han, siz Minho'nun takım elbisesi için bakacaksınız ve parası size ait. Ben ise oğlunuz için bakacağım ve ödeyeceğim." açıklamasını yaptı. Bayan Han kumaş seçiyordu. Terzi de asistanlarını yönlendirmiş, asistalarda hemen Minho ve Han'ın ölçülerini alıyorlardı.

Bayan Han, "Ama bu kumaşların hepsi aynı renk. Ben Minho için siyah veya lacivert düşünmüştüm ceket için. Bunlar beyaz. Sadece kumaş farklı." dedi. Bayan Shin, "Ben beyaz renk istedim. Siyah ve lacivert artık cenaze renkleri. Modayı takip etmenizi öneririm." dedi.

Minho, "Hala." diye uyarınca sustu daha sonra Minho kadının yanına gelip, "Bayan Han isterseniz kumaşların rengini değiştirelim." dedi ama Bayan Han başını sallayıp, "Gerek yok. Beyaz da güzel." dedi. Ryujin ona seçmesinde yardım ediyordu. Bayan Shin ise tek başına seçiyordu.

Bayan Shin bir tane kumaş alıp Jisung'un üstünde tuttu. Bayan Shin, "Ayy... Bu kumaş cidden hoşmuş. Tam ailemize göre bir renk." diye güldü. Bayan Han kendi oğluna bakıp gülümsedi, "Çok yakıştı, Sungie." Jisung'un yanına gidip onun saçlarını karıştırdı. "Minho, oğlumu üzersen bozuşuruz. O bizim hala büyümeyen bebeğimiz."

Minho gülümseyip, "Bundan şüpheniz olmasın." Bunları söylerken Jisung ve Minho'da vicdan azabı oluşuyordu. Bu nişan sadece bir yalandan ibaretti. Birbirlerine aşk anlamında bir şey hissetmemişlerdi. Sadece zorunlu bir durumdan kurtulmak için herkese yalan söylediler.

Hastaneye gitmeleri gerekiyordu ve hemen yola koyuldular. Jisung, Hyunjin ve Jeongin, Minho'yu takip ediyorlardı. Hastalarla ilgileniyorlardı. Minho, Hyunjin'in elindeki dosyayı alıp inceledi. Kadına dönüp, "Bayan Oh, beyninizdeki tümör o kadar da büyük değil. Beyinin merkezinde olması işimizi daha da zorlaştırırdı ama kafanızın arkasına daha yakın. Sinirlere etki etmeden kısa sürede ameliyat için onay verirseniz size tarih verebilirim." dedi.

Bayan Oh başını sallayıp, "Hemen ameliyat olmak istiyorum. Bir şey daha sorabilir miyim, Bay Lee?" dedi. Bayan Oh biraz gergindi. Minho dinelemek için başını kaldırdı. Bayan Oh, "Kocam bunu riskli bir amelyat olduğunu söyledi. Sizce benim masada kalma durumum var mı?" diye sordu. Parmaklarını sıkıyordu. Jisung, "Ameliyat uzun sürer ama yaşama olasılığınız %85." diye cevapladı.

Minho, "Şimdi şöyle ki her şey sizinle ilgili. Bünyeniz kaldırabilirse asistanımın da dediği gibi yaşama olasılığınız yüksek. Eğer bünyeniz kötüyse %15'lik kısım da olabilir. Tabi ki bu yüzde onbeşlik kısmın oluşmaması için her şeyi yapacağım. Böyle orta zor seviyeli ameliyatlarımda masada kalan olmadı. Sizin de bu ameliyatı sıkıntısız başaracağınızı bildiğimizden masada kalmanıza imkan yok." dedi. Bayan Oh biraz rahatlamıştı.

Asistanlar odada dinleniyorlardı. Jisung crosslarını çıkarmıştı ve Jeongin ile kanepede uzanıyordu. Hyunjin diğer kanepede dağınık bir sekilde uyuyordu. Jisung, Jeongin'in kalçasına dokunuyordu. Jeongin, "Ya! Temas sevmiyorum." diyip onu itmeye çalışıyordu. Jisung, Jeongin'e lakap bulmakta uzmandı.

"Hayır pamuk şekerim. Biraz daha!" diyerek onun poposuna dokunuyordu. Jeongin, "Ay cidden! Of ya! Git nişanlınla elleş!" diyordu. Jisung hemen geri çekilip, "Asla." dedi ve crosslarını giydi. Ayağa kalkıp üstünü düzeltti. Jeongin sırıtıp, "Fake olsada eniste yakışıklı bu arada. Ben senin durumunda olsam onu kendime yaparım." dedi. Jisung göz devirdi çünkü arkadaşlarının onu Minho ile yakıştırmasını istemiyordu.

Dr.Lee| MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin