2. Bölüm ~Bu şımarık da kim?~

31 3 0
                                    

Gözlerini, öyle güzellerdi ki...

Maviydi gözleri. İçlere doğru daha da koyulaşan bir mavi. Deniz mavisiydi. Ufka doğru baktığınızda daha Berrak ve koyu gözüken deniz , onun gözlerinde de derine indikçe koyulaşıyordu. insanı resmen hayran bırakıyordu. (Multimedyadaki gözlerin tam tersi olarak düşünün )
"Konuşmak için izin istemen gerekir Ateş. Bir daha olmasın lütfen." dedi sertçe ve konuşmasına devam etti. " Ailelerinizin yerini tabiki tutamayız. Zaten bizlerin amacı size 2. aileniz olabilmek , sizlere 2. bir yuva verebilmek. " Dedi. Haklıydı da. Gerçekten çok hoş , iyi kalpli bir hocaydı. Ateş denilen bu çocuk niye böyle davranıyordu ? Çok mu parası vardı ? O zaman biraz da ahlak dersi almalıydı. Hem de hemen. Çünkü o aptal ağzını yine izin istemeden açmıştı.
" Öyleyse izin istememiz çok saçma bir hareket. Çünkü ailesiyle konuşmak için izin isteyerek konuşan bir çocuk yoktur herhalde. " Bütün güzelliği çocuğun gözleri almış. Kalbi ve dili bundan mahrum kalmıştı anlaşılan. Çünkü saygısızlık hatsafada mübarek !
" 2. kez izinsiz konuştuğunu düşünürsek sen bayağı alışmışsın 2. evine ve haklısın da. Ama bütün çocuklar izin istemeden konuşursa düzen sağlanamaz ve annele bu duruma çok sinirlenir. Sinirlenirlerse de çocuklarını disipline göndermek zorunda kalır. Ve bu her iki tarak için de üzücü olur. Bu yüzden anneniz sizin izin isteyerek konuşmanızı rica ediyor."

" Sizin gibi biri annemiz olacaksa ben ebediyen susmaya hazırım." dedi gülerek ön sıralarda oturan yavşak bir çocuk. Sınıfta da hafif bir kıkırdama oluştu.

" Öyleyse tetiği çekip seni ebediyen susturabilirim ! Bilirsin bu okul isteklerinizi yerine getirmek için kurulmuştur." dedi Ateş. Sinirli gözüküyordu. Bu çocuğu anlayamamıştım. Hocaya o kadar laf etmesine rağmen başka biri bir şey deyince gözle görülür bir biçimde sinirlenmiş ve bununla da kalmayıp çocuğu resmen öldürmekle tehdit etmişti. Hoca :

" Bu tehdit cümlesi hiç hoşuma gitmedi Ateş. " dese de bu işi eğlenceli bulmuşa benziyordu. Bir ara Ateş' e kurnaz bir bakış attığını gördüm. Bunu Ateş'te görmüş olacak ki hocaya sataşmaya devam etti.

" Burada başımıza bir şey gelse ve doktor acil kana ihtiyaç var dese , siz annemiz olarak bu soruyu cevaplardınız değil mi ? Doğru olarak tabii. " dedi. Son cümleyi bastıracak söylemişti. Bu çocuğun hocayla ne alıp veremediği vardı arkadaş ?? Ama bir yandan da bu çekişme oldukça eğlenceli gözüküyordu.
" Tabiki cevaplarım mesela seninki
O RH (-) " Dedi hoca. Bu çocuğun gözleri gibi kanı da nadir bulunan cinstendi. Ateş hocaya ' hadi canım ciddi olamazsın' dercesine alaylı bir bakış attı. Ve konuşmaya başladı.

" Şurada oturan kızınkini biliyor musun ? " dedi işaret parmağıyla beni göstererek. Onca kız arasından niye beni seçmişti ki ? Kahretsin ! Herkesin bana bakmasına sebep olmuştu. Ama doğal olmaya devam ettim. İçimden de bu çocuğa ders verip vermeme iç güdümle savaşıyordum. Çünkü hocaya çok lakayıt davranmıştı ve onun yüzünden bir türlü derse geçememiştik. Kararımı verdim ona haddini bildirecektim. Tabii bunları düşünmem birkaç saniyemi almıştı.

" Aslında ben kan grubumu bilmiyorum. Nüfus cüzdanımda yazmıyor. Ben bilmiyorsam hocanın da bilmesini bekleyemeyiz. " Dedim.

" Buraya sadece zekilerin geldiklerini sanırdım ama araya salaklar da karışmış anlaşılan. " Dedi. Bana ? Salak mı demişti ?! Bunu çok pis ödeyecekti !

" Bende seninle aynı fikirdeyim. Ama araya sırf salaklar değil hayvanlar da karışmış ! " Dedim. Sınıftan ooooo sesleri yükseldi. Ateş bu sefer bana doğru dündü ve gözlerimin içine bakarak konuştu.

" Kana ihtiyacın olsa ne yapacaksın ? "

" Kan grubum öğrenilene kadar senden alırım. Ne de olsa seninkini biliyoruz. " Dedim.

" Sana kan vereceğimi de nereden çıkarttın ? Nerenden de diyebilir ." Dedi sırıtarak. Sınıfta yine bir kıkırdama oluştu. Bense hiç istifimi bozmadan

" Valla ben beynimden çıkartıyorum. Senin. İğnelerden korktuğunu çıkarttığım gibi. Çünkü kan kaybimdan ölecek birine kan vermiyorsan ya canın çok tatlı demektir ya da birini ölüme terkedecek kadar şuursuzsun demektir." Güzelce laf sokmama rağmen o söylediklerimi hiç duymamış gibiydi. Hala anlam veremediğim bir şekilde bana bakıyordu.

" Benim kim olduğumu gerçekten bilmiyorsun değil mi ? " dedi soran deniz gözleriyle. Ne yalan söyleyeyim bilmiyordum. Ama çok varlıklı olduğu kesindi...

VOTE VE YORUMLARI BEKLIYORUM :))

ATEŞ ile TOPRAK  BütünleşmesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin