Kadın hayatının değişeceği o geceden ya kaçarak kurtulacak, ya da yatağına gireceği acımasız katile sonsuza kadar boyun eğecekti.
(+18)
Hikaye fazla cinsellik, küfür, argo kelimeler ve şiddet içerir. Böyle kitaplara tahammül edemiyorsanız okumayın...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
18 BÖLÜM "YARALI KANATLAR"
"Sana ölürüm.." diye fısıldadığı zaman verdiğim şiddetli nefesler onun yüzüne çarpıyordu. Alnımı onun alnına bastırdığım için de saçlarım yüzüne yapışmıştı. Cılız ve yorgun düşmüş kollarımı boynuna dolayarak nefesimi dizginlemeye çalıştım. Bedenimin kasılmaları hala devam ediyor, titremelerim ara sıra bacaklarımı hareket ettiriyordu. Tırnak uçlarıma kadar zevkin her köşesine çarptığım için bedenim ilk deneyimde zayıf düşmüştü.
Bedenim yorgun düşmüştü ve vücudumu terk eden zevk yüzünden şimdi utancın sert tokatlarını yüzüme yemiştim. Araf'ın durmayacağını biliyordum ama benim bedenim kaya altında kalmış gibi yorgun ve sırtım kasılmalarım yüzünden acıyordu. Yüzümü onun boynuna gömerek sırtındaki bacaklarımı daha da sıktım.
"Üzgünüm ben..ben çok utanıyorum." Zayıf sesle konuşmuştum. Araf saçlarıma öpücük kondurarak kokumu ciğerlerine doldurdu. Beni daha fazla utandırmamak adına sessiz kalarak salonun diğer tarafına doğru yürüdü. Çıkarıp atdığımız gömleği yerden alarak "Hadi izin ver üzerine şunu giydireyim öyle çıkalım. Biri seni böyle görürse mecbur gözlerine asit dökmek zorunda kalacağım."
Çıplak göğsümü göğsünden çekerek gözlerine baktım. Araf gömleği sırtıma atıp kollarıma geçirmeye çalıştı. O benim üzerimi giydirirken ben hala bacaklarımı beline dolamış halde kucağındaydım. Üzerimdeki büyük gömleği yüzünden kaybolan ellerimi çıkarıp tekrar boynuna doladım. Uzun saçlarım göğüslerimi kapatırken Gömlek dizlerime kadar iniyordu. Araf'ın kucağında minik bir bebekten bir farkımın olmadığını biliyordum.
Kucağında benimle beraber odaya dönmüştük.
Tüm bedenim yorgunluktan acırken bedenimi daha fazla Araf'ın göğsüne doğru ittim. Hava bir saat öncekine göre fazla soğuktu ve Araf'ın odasındaki balkon kapıları açık olduğu için rüzgar kılıç gibi tırnaklarını bedenime saplıyordu. Küçük çocuk gibi göğsüne sokulurken alnım çenesine dayanmışdı.
Yüzümdeki saçları geri iterek kafamı geri yatırıp, bakışlarımı Araf'ın yüzüne kenetledim. Sakin nefesler verirken dolgun dudakları hafif aralık kazanmıştı. Uzun kirpiklerine bakarken onlarla oynama isteği yaratmıştı içimde. Üzerimdeki Araf'ın bana üç beden büyük gelen gömleği vardı. Kolumu piketin altından çıkararak gömleğin kolunu aşağı indirip, parmaklarımı usulca yüzüne yaklaştırdım.
Gözlerini açıp yüzüme bakacağı zaman utanacağımı biliyordum, hala bir saat önce yaşadıklarımız kafamdan silinmiyordu. Sesler ve bedenime dokunuşları unutulur gibi değildi. İlk defa yaşadığım yoğun hisler ve bedenimdeki tutkunu boşalmasıyla anında yorgun düşmüştüm. Kendimi o kadar çok sıkmıştım ki kasıklarımda hala acı vardı. Araf'ı devam etmememiz için durdurmuş, yüzümü boynuna gömerek beni yatağa götürmesini istemiştim.
