MUTLULUKaranlık

74 8 1
                                    

     Uyandığımda saat 11:42'ydi ve Nehir kim bilir kaçıncı rüyasını görüyordu. Öylesine komik uyuyordu ki bu şekli bir fotoğraf karesine yerleştirmeden duramadım. Eminim görse silmeye çalışırdı. O uyumaya devam ederken mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Tam o sırada Nehir mutfağa geldi ve  elinde telefonum, bana uzatarak ''Mesajınız var Nefes hanım'' dedi, gülerek ''Kimdenmiş mesaj güzellik'' dedim. ''Bilmiyorum, bak da öğrenelim bizde'' deyince mesaja baktım. Gelen mesaj Ulaş'tandı.

     ''Napıyorsun bakalım prenses?''

     ''Nehir'le kahvaltı hazırlıyoruz canım ya sen?''

     ''Cenk'e gidiyorum, madem Nehir sende bugün hep beraber bir şeyler yapmaya ne dersin?''

     Cenk onun en yakın arkadaşlarındandı. Nehir'e ''Ulaş ve Cenk'le birlikte bir gün geçirmek ister misin?'' diye sorduğumda Cenk'in adını duyduğunda o yüzündeki ifadeden bile kabul edeceğini anlamıştım. Ulaş'la da çok iyi anlaşıyorlardı ve ben bundan çok memnundum. Cenk'i gördüğü ilk günden beri üzerinden ona karşı olan hayranlığını atamamıştı. Cenk iyi çocuktu, hem de Nehir'in hayranlık duyduğu kadar da yakışıklıydı. Nehir tahmin ettiğim üzere kabul etti. Kahvaltımızı yaparken Nehir'e ''Seni şuan  en güzel anlatan şarkı ne biliyor musun?'' dediğimde meraklı gözlerle ''Neymiş?'' dedi. ''Serdar Ortaç-Ne bu neşe'' dediğimde kocaman bir kahkaha patlattı.

     Onunla bu konuyu daha öncesinde konuşmamıştık. Yani Cenk'e olan hayranlığı her halinden belli oluyordu. Fakat ne o açmıştı bu konuyu ne de ben. Şimdilik böylesi daha iyiydi. Ben onun davranışlarından, nasıl baktığından her şeyi anlıyordum ve o da bunu biliyordu. İşte gerçek dostluk! Ama tabi ki zamanı geldiğinde bu konuyu da konuşacağız. 

      Kahvaltımızı bitirip etrafı topladıktan sonra saat yaklaşmış olduğundan gidip hazırlandık. Birkaç dakika sonra Ulaş'tan mesaj geldi  ''Bekliyoruz'' diye. Eee çok bekletmemek lazım beyefendileri. Cenk bizi görünce ''Ooo kızlar bu ne güzellik böyle'' dedi, canım sevgilim de ''Dikkat koçum birinin başı bağlı'' deyince hepimiz gülmekten kendimizi alamadık. Tabi nereye gideceğimizi ayarlamadığımız için fikir yürütmeye başladık, ilk önce sinema dedik sonra vazgeçtik. Ulaş ''Ne zamandır Özgür abimize uğramıyoruz, var mısınız bir kahvesini içmeye?'' dediğinde Nehir ''Biz dün Nefes'le uğradık bile ama bugün de gitsek hiç fena olmaz, ne de olsa orası büyülü bir yer'' dedi. Bende çok mantıklı buldum, bu konuda hemfikir olduğumuz için Özgür abimize gitmeye koyulduk. Gerçekten bunu vurgulamadan geçemeyeceğim orası Nehir'in de dediği gibi büyülü, adı sıkça duyulan ve insanın içini açan bir yer. Her yerde rengarenk çiçekler dolu, baş köşesinde ise benim ona armağan ettiğim mor orkideler... Onun nefis kahvesine eş değer olacağını sanmıyorum ama o mekanı daha da güzel gösterdiğinden eminim. 

     Özgür abi bizi gördüğünde ''Kızlar arayı soğutmuyoruz bakıyorum da'' dedi, o çok sevecen biri. Cenk hemen sohbete atladı ''Bizde geldik Özgür abicim'' dedi, yine masamızda gülücükler doldu... Birkaç dakika geçtikten sonra telefonum çaldı. Arayanın annemdi. Doğrusu aramasını beklemiyordum çünkü zaten yakın zamanda görüşmüştük. 

     ''Efendim anne''

     ''Nefes'cim biz havaalanındayız, birkaç saate  orada oluruz haber vereyim dedim''

     ''Nasıl yani, yarın gelmiyor muydunuz?''

     ''İşlerimiz biraz daha erken bitti canım, burada da pek kalmak istemedik''

     ''Tamam o zaman ben sizi karşılamaya gelirim''

     ''Tamam canım, öpüyorum çok''

KARAN'LIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin