iki

299 50 32
                                    

 servis, münazaranın olacağı binaya yaklaştıkça arda da aynı oranla heyecanının arttığını hissediyordu. bacakları kendisinden habersiz hızlı hızlı aşağı-yukarı sallanıyor, psikolojik olarak hissettiği stresi fiziksel olarak da belli ediyordu.

 arda, daha öncesinde belki onlarca kez sahneye çıkmıştı. önemli insanların önünde, arkadaşlarının ve ailesinin karşısında birçok defa yarışmış, birçoğundan da zaferle ayrılmıştı. ancak her seferinde hissettiği, kendisini içten içe yiyip bitiren bu hisle başa çıkmayı hiçbir zaman öğrenemiyordu.

 servisteki herkes ayaklanırken o ela gözlerini beklentiyle kenan'ın sert yan profiline dikti. henüz kalkıp gitmeye hazır olmadığını, gerildiğini anlasın istiyordu.

 buraya gelene kadar kesintisiz bir sohbetin içine çekilmişlerdi ve arda, ne zaman vardıklarını fark edememişti bile. oğlanın kemerli burnu, konuşurken arada kendini gösteren gamzeleri ve alnını gölgeleyen sarışın saçları ile arda'yı hissettiği stresten alıp uzaklaştırmış, tamamen kendi dünyasına çekmişti.

 ve arda, o an kafasından geçen yüzlerce bulanık düşünceye rağmen yalnızca bir tanesini bütün berraklığıyla okuyabildi. "şu anda başarısız olmaktan değil, onun önünde başarısız olmaktan korkuyorum."

 kenan kendisini bilmese bile arda onu pek tabii tanıyordu. klişedir, okulda onun adını duymayan neredeyse kimse yoktu. ve arda da okula yeni nakil olmuş olmasına rağmen onun hakkında ufak tefek bilgilere sahipti. kenan yıldız, okulun basketbol takım kaptanıydı ve takımı büyük bir özen ve disiplinle çalıştırıp hatırı sayılır büyüklükte başarılar elde etmesini sağlamıştı. yine de bu kadar sevilmesinin nedeni, başarılarının yanında kocaman bir kalbinin, incecik bir ruhunun olmasıydı. şu zamana kadar neredeyse kimsenin kalbini kırmamış, insanlarla hep onların düzeyinde konuşmuştu.

 düşüncülerinden sıyrılıp gerçek hayata döndüğünde kenan'ın ayaklandığını, önündeki koltuktan destek alarak kendisine baktığını gördü. bir çırpıda "hiç hazır değilim." diye mırıldandı arda. "hem de hiç hazır değilim." kelimelerin üzerine basa basa konuşurken koltukta dizlerinin üstünde yükseldi. yüzünü ellerinin arasına aldı ve boğuk bir çığlık attı. avuç içlerini yüzüne bastırmaya devam edip yalnızca parmaklarını araladı ve aralarından kenan'a bakmaya başladı.

 kenan onu şaşkınlıkla izlerken bir yandan da kahkaha atmamak için zor duruyordu. oğlanın ince bileklerinden tutup ellerini yüzünden ayırırken "arda, n'oluyor?" diye sordu. çocuğun açıkta kalan yüzüyle birlikte daha fazla dayanamadan kocaman bir kahkaha attı.

 "çok gerginim, her şeyi unuttum. hiçbir şey bilmiyorum şu an, adım dahil."

 bedenini hızlıca koridora atarken semih'in 'arda hadi!' seslenmelerini duyuyordu. kenan kıkırdamaya devam ederken çocuğun almayı unuttuğu çantasını kendi omzuna astı. arda'yı hafifçe omzundan iterken "şu an streslisin sadece, oraya çıkınca bir şeyin kalmaz." diye destekledi oğlanı. arda mızmızlanarak son merdivenden atladı ve tam karşılarında onları bekleyen emre ve semih'in yanına doğru yürümeye başladı.

 "arda yine yürüyen anksiyeteye dönüşmüş, geçmiş olsun." emre'nin alay dolu cümlesi üzerine arda onun kafasına hafifçe vurdu, semih daha yirmi dakika olmasına rağmen bağıra bağıra 'geç kaldık' diyerek herkesi krize sürükledi. arda bu sefer semih'i kurban etti ve onun tepesine çöküp gelişigüzel vurmaya başladı. kenan yalnızca onların atışmasını izledi ve bolca güldü. okuldaki diğer izleyicilerin de onlara katılması ile kocaman bir kaos olarak binaya girdiler ve salonu aramaya başladılar.

****

 münazara öncesi son on dakikaya girilmiş, bütün izleyiciler ve jüriler yerlerini almaya başlamıştı. salondaki dehşet kalabalıktan kaynaklı büyük bir uğultu hakimdi ortama. bazıları diğer okulları kışkırtmaya çalışırken bazıları da kendi masalarına hiçbir şey bilmemelerine rağmen taktik veriyordu. karşı masadaki kızın telefonunu insanların alnına dayayarak fotoğraflarını çektiğini gördüğünde dayanamayarak güldü ve bu sefer kendi masalarını izlemeye koyuldu.

ikimizin oralar // arkenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin