🌹4.BÖLÜM

156 34 6
                                    

🌹Merhabalar nasılsınız??

🌹Umarım bölümü beğenir ve yıldıza basıp, bana destek olursunuz. Şimdi den teşekkür ederim...

🌹İyi Okumalar...

Gece ışığına kavuşalı bir saat oldu,ben halen daha uykuya çok uzaktım.Ne olacaktı benim bu halim? Ne yapacaktım??

Evlenmeli miydim Tuğrul'la? Başka bir kız olsa çoktan Tuğrul'un kucağına atlayıp "Evet" demişti bile.

Tuğrul reddedilecek bir erkek değildi. Yakışıklı, efendi biriydi. Yaşını bilmiyordum, lakin tahminen altı ya da yedi yaş fark vardı aramızda.

Kendine has duruşuyla çok dikkat çekiciydi. Zümrüt teyze ise, kaynana dan çok anne olurdu bana, "ama" aması vardı işte.

Yemin ediyorum kendi zamanımda tanısaydım düşünmezdim bile. İçinde bulunduğum durum çok karmaşıktı.

Bana ne olacaktı, öldüm mü? Kaldım mı bir bok bilmiyordum. Hele ki burada ne işim var, hiç bilmiyordum.
Lakin bu insanlara da yük olmak istemiyorum.

Gitsem! Nereye gidecektim? Kendi zamanımda bile gitmek zorken,hiç bilmediğim bu zamanda nasıl tutunacaktım?

Çok da düşünmeye gerek yoktu aslında. Yol aynı kapıya çıkıyordu.Tuğrul'la evlenmeli,neler olacağını yaşayarak görmeliydim.

Hızla toparlanıp, güzelce giyindim.Başımı da örtmeyi unutmadım ama rahat bir şekilde geriden bağladım. Böylede görünmüyordu saçım sonuçta.

Odamdan dışarı çıktığımda Zümrüt teyzem mutfaktaydı.Yanağından kocaman öpüp sarıldım.

"Hayırlı sabahların olsun teyzem."
Tontiş yanaklarını sıkmak geliyordu bazen içimden ama kadını korkutmakta istemezdim.
"Hayırlı, sabahlar guzum."

Hemen yardım edip soframızı kurduk. Lakin Tuğrul yoktu. Şaşırdım.
Teyzeme sorduğumda, sabah işinin olduğunu söyleyip çıkmış.

Tam yemeye başlayacaktık ki, kapı çaldı. Hızla kalkıp kapıyı açtığımda gördüğüm kişi ile gülümsesem mi? Kapıyı suratına mı çarpsam bilemedim.

Hadsizce buyur etmeden içeri atlayan Bahar ve bana mahçup gözlerle bakan Sare teyze vardı. Hemen elini öperek,

" Hoş geldin teyze " dedim. Zira kızı pek hoş gelmemişti.

"Hoş buldum kızım" içeri davet ettiğimde, yüzsüz yüzsüzdü işte. Zümrüt teyzemi kucaklamış muhabbeti kurmuştu bile.

Hemen mutfaktan iki fincana şerbet koyup ikram etmiştim. Bizim yemek, onlar sofraya oturmak istemediği için, hayal olmuştu.Zira gidecek gibi durmuyorlardı.

Muhabbet ilerlerken, birden Bahar söze girdi.

"Gelirken Han da Tuğrul'la karşılaştık. O da birazdan gelecekmiş " dedi. Bana nispet yapar gibi.

Gülümsedim. Ama ne gülümsemek "Evi sonuçta tabii ki gelecek" dedim.

Sonra annesi söze girdi. "Ah" dedi. " Zümrüt ne yapacağız bu çocukları, evlenmiyorlar. Senin oğlan da öyle. Böyle giderse torun sevemeyeceğiz"

Zümrüt teyze aynı dertten muzdarip bir şekilde, "Sorma komşum, evlenmem diyor, başka bir şey demiyor. Bende artık zamana bıraktım."

Bahar sahte mahçuplukla gözlerini kaçırdı.

"Allah'ım, daha fazla sabır gösteremeyeceğim," dediğimde, tam ağzımı açıp konuşacaktım ki kadın yine konuşmaya başladı.

"Zamana bırakılır mı bacım? Bir an önce evlendirmek lazım gençleri."
Hışımla ayağa kalktım. Böyle bir hareket beklemiyor olacaklardı ki, bana şaşkınca baktılar.

Sare teyzeye dönerek ;
"Siz buraya ne için geldiniz Allah aşkına? Tamam, Sare teyze, Allah Bahar'a hayırlı kapılar açsın İnşallah. Ama Tuğrul'un kısmetine de bu kadar dertlenmeyin lütfen," dedim.

Teyzem de dahil hepsi şok olmuştu. Sonra lafa giren kadınla gözlerim resmen seyirdi.

" Niye bu kadar kızdın ki canım benim? Ağabeyinin de bir yuvası olsa kötü mü olur? Hem çeyiz görmesin de seni de çok beğenmişler. Kadınlar konuşurken duydum. Yakında sana da görümlükler gelir."

Ben bu kızı yolardım. Tam ağzının payını veriyordum ki, arkamdan kükreyen bir Tuğrul ile bu sefer şaşırma sırası bendeydi. Bu adam da nereden çıkmıştı?

O sinirle kapıyı kapatmamış mıydım?
"De hele bacım, kimmiş bu görümlükler?"
Çıt çıkmadı.
"Kim benim sözlüme göz koyabilir lan!!!

Ben ve Zümrüt teyze de dahil, hepimiz ağzı açık bakakalmıştık Tuğrul'a.
Bahar şaşkınlıkla

"Sözlün mü?" dedi.
Hiç tereddüt etmeden, bastırarak "Sözlüm" dedi.

Sare teyze kızını da alarak hızla evden çıktı. Bahar'a ağzının payını veren adama gururla baktım.
Tuğrul mahçup bir şekilde gözlerime baktığında, daha konuşmadan ne sözlüsü tiriplerine hiç girmeyecektim. Zaten kendimce kabul etmiştim. Etmeseydim o zaman kıyameti koparırdım.

Tuğrul'a bakarak gülümsediğimde derin bir nefes aldı.
Bu sefer teyzeme döndüğümüzde bize hayal kırıklığı ile bakıyordu. Ne yani beni gelini olarak istemiyor muydu??

Üzüldüm!!!
Kıpkırmızı olduğuma da emindim. Sonra birden kahkaha sesi ile Tuğrul ile göz göze geldik. Şok olmuş gözlerle Zümrüt Teyze'ye bakarken elini uzattı.

"Öpün bakayım ananızın elini." Gözlerim doldu.Tam elini öpecekken beni kendine çekerek, sımsıkı sarıldı.

"Şimdik benim bir de gızım mı var? Rabbime şükürler olsun. Çok dua ettim gızım, gelinim ol diye. Rabbim de kabul etti, şükür."

Sonra Tuğrul'a bakarak ciddi bir yüz ifadesine büründü.

"Tuğrul bey, sen de nikah olana kadar, Yeniçeri ocağında kal. Zira burada kalman uygun değildir."
Göz göze geldik. Sonrasında devam etti.

"Eve de nikah olana kadar sık sık gelmeyesin."

Hayal kırıklığı ile annesine bakan Tuğrul ile dudaklarımı birbirine bastırdım.Zira surat ifadesi çok komikti. Annesine dönerek;

"Nikah olana kadar, sözlümü göremeyecek miyim?"
Hızla onay verircesine kafasını salladı teyzem.

"Bir durum olursa biz sana haber ederiz. Hayde doğru ocağa."

Tuğrul anlamaya çalışarak annesine, "Nikah ne zaman olacak ki" diye sordu.
Zümrüt teyze dudak büktü.

" Kızımın çeyizi ne zaman hazır olursa."

Bir zaman vermemişti Zümrüt teyze. Tuğrul da itiraz edemeyip evden çıkmıştı. Yakın bir zamanda evlenecektik. Zümrüt teyze;

"İçinde endişe olmasın guzum, sen bana gelin değil,evlat olursun."

Sımsıkı sarıldım bu kalbi güzel insana. İçimden şükür ettim.Gelecekte ne olacağını bilemezdik.Lakin burada kaldığım sürece bu insanlar benim ailem olacaktı...

.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜL ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin