Carmen'in üretmeden duramayan hayal dünyası diyelim.
Umarım beğenirsiniz iyi okumalar güzeller.
Bu arada ilk üç bölümü bugün çizgi stüdyoya atacağım. İsmim aynı orada da.
★
"Taehyung konuşsana biraz! Fransa'da güzel kızlar var mı?"
"Yani, iki tane kız arkadaşım oldu."
Hoseok önündeki içecekten aldığı yudum boğazında kalmış gibi öksürmeye başladı. Bu tepki kendince inanmadım demekti aslında.
"Siktir ordan lan! Kore'deki kısmetin Fransa'da da mı devam etti?"
"Hepsi birkaç haftadan fazla sürmedi Hoseok. Fransız kızları bize çok sevecen yaklaşmıyor."
Önündeki biranın sonunu getirirken konuşmuştu Taehyung. Ülkesinin içkisini bile özlemişti. Bu mekan her zaman en iyisiydi onun için.
"Ne yani, ırkçılar mı?"
"Erkeklere karşı mesafeliler demek istedim. Ayrıca buranın birası her geçen gün daha güzel oluyor."
Mekanın ortaklarının çoğuyla arkadaşlardı zaten. Burası gerçekten samimi bir yerdi ikisi için de.
"Ben de biriyle görüşüyorum şu an."
"Ne?! Sen? Hoseok ile mi görüşüyorum? Çünkü tanıdığım arkadaşım kadınları kendinden uzaklaştırmaktan başka bir şey bilmezdi benim."
Taehyung'un kafasına vurduğu gibi esmer çocuk dengesini kaybedip yere düştü bar taburesinden. Hoseok kahkaha atmaya başladığında mekandaki bir iki kişi ve Taehyung dahil herkes ona katılmıştı.
"Kırıcısın Taehyung."
O sırada çocuk tekrar tabureye oturup yerini almıştı.
"Şerefsiz piç. Söyle kim bu şanssız. Seni bir kızla yan yana düşünemiyorum."
"Garip birisi zaten. İnstagram hesabıma yazdı. Baksana."
Telefonunu hızla açıp kızın hesabını gösterdiğinde Taehyung yabancılık çekmemişti.
"Oğlum ben bunu tanıyorum galiba."
Taehyung, telefonu eline alıp kullanıcı adına baktı bir süre.
"Bu kız bana yazdı! Fakat o zaman kız arkadaşım olduğu için reddettim. Sonra da engellemiştim."
"Sıra sıra deniyor mu lan acaba?"
"Saçmalama, basit beğenmedir, sen takılma bile buna, haberin olsun diye söyledim, kızı görmedim bile zaten."
Hoseok arkadaşını başıyla onaylarken olaya fazla takılmamıştı. Taehyung ise saatini kontrol edip duruyordu o sıra.
"İşin falan mı var?"
"Mesaj geldi mi diye bakıyorum. İki sene önce seramik işlerine başlamıştım hatırlıyor musun?"
Hoseok onu başıyla onaylarken el kol hareketleri ile su istemişti.
"Devam etmek istiyorum. Kursların hepsi deli gibi dolu, atölyede bir şeyler çıkaracak kadar da ne niyetim var ne de herhangi bir şey hatırlıyorum."
Hoseok'a gelen suyu hemen kapıp kafasına diklediğinde çocuk gülüp şişeyi çekmişti elinden.
"Ver lan!"
Suyu sonunda alan Hoseok şişeyi bitirip Taehyung'un suratına atmıştı.
"Nereden çıktı bu seramik işi?"
"Hobi tamamen. Aile mesleği hem. Devam ettirmek istiyorum haliyle. Klinikte bizimkiler her şeyi hallediyor. Veteriner oldu herkes resmen! Hasta falan gelmiyor."
"Anladım da kurslarla iletişime falan geçtin mi?"
Taehyung, umutsuzca başını sallayıp onayladı arkadaşını. Elinden geldiğince birçok kursla görüşmüştü. Ders veren atölyelere de uğramıştı. Hatta ders vermeyenlere bile.
"Mesaj atarız akşama kadar bir yol bulursak, dediler ama..."
"Taehyung salak mısın saat gece bir."
Taehyung biliyorum dercesine kafasını salladı ve derin bir nefes aldı.
"Sıkma canını oğlum, koskoca veterinersin çamur derdine mi düştün?"
"Öyle olmuyor işte. Annemleri hatırlıyorum ne zaman kavga etseler gider atölyede üçümüz birbirimize kupa falan yapardık."
İkisi arasında bir sessizlik olurken Hoseok kafasını kaldırdı hızla. Taehyung o sıra mesajlarını kontrol edip duruyordu hala.
"Taehyung! Benim bir arkadaşım var. Cins bir çocuk ama... İyi biridir. Seramik atölyesi var, onunla gidip konuşalım belki benim hatrıma sana hatırlatır bir şeyler. Çok emeğim geçti onlara, kıracağını sanmıyorum"
"Nasıl bu kadar çevren geniş olabilir?"
"Emlakçıyım ben, biliyorsun değil mi?"
★
İlk bölüm kısa olur:3
Ben gidenzo-Carmen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
White Mustang | Taegguk
FanfictionTaehyung, Hoseok'un seramik atölyesinde çalışan arkadaşı Jeongguk'tan kendisine ders vermesi için ricada bulunmuştu.