e

19 3 13
                                    


"Önüne baksana, Jungo'm. Az kalsın biricik yeni sınıf arkadaşını öldürecektin"

Dediklerini anlamlandırmak için bir kaç kez gözlerimi kırptım. Taehyungun bana baktığını, olayları anlamlandıramadığını anlıyordum. Taehyungu ve beni zor duruma sokmamak ve Mark ile daha fazla muhatap olmamak adına Taehyungun kolundan tutarak Markın yanından geçtim.

"Galiba söylediklerinde yanılmışsın, Jungo'm"

Jungo'm,  Jungo'm, Jungo'm... Bu kelime beni o kadar sinir ediyordu ki, şu an olduğum yeri unutup Markı ağzı burnu dağılana kadar dövmek istiyordum, ama hiç bir şey yapmadım, sadece konuşmasını tamamlasın istiyordum.

"Karşında eski Jungkook yok diyordun? Hâlâ aynısın, korkak ve bana kıyamayan Jungo'm, öyle değil mi?"

"Amına koyduğumun çocuğu ne istiyorsun??" demek isterdim, ama sustum, Taehyungla olan  date'mize gitmeli ve sakin bir gün geçirmeliydim.

"Ama böyle eğlencesi kalmıyor, Jungo, ben senin için ta Busan'dan buralara kadar geldim, ama sen bana cevap bile vermiyorsun".

Sabrımı zorladığını hissediyordum, o da hissediyordu, ama bundan haz alıyordu.

"Şu an senle uğraşmak istemiyorum, önemli bir date'm var"

"Vaay, bakıyorum olanları atlatabilmişsin. Yeni erkek arkadaş edinmişsin".

Tam "hayır, o benim erkek arkadaşım değil" diyecekken birden belimde hissettiğim elle sustum.

"Evet, erkek arkadaşı var, şimdi de izin verirsen date'mize gidelim".

Yalnız Mark değil, herkes bize şaşkın ifadeyle bakıyordu. Taehyung bunu neden yapmıştı, her şey yine olacaktı. Atlatmak için 1 yılımı verdiğim her şey yine olacaktı.

"Olanlara alışmışsın, bakıyorum da ikinci kez olmasını pek umursamıyorsun, Jungo'm"

Siktir, buradan gitmem gerekti, hem de hemen

"Senle daha sonra konuşacağım, Mark, mutlaka konuşacağım"

Taehyung'un kolundan tuttuğum gibi okulun merdivenlerine yöneldim. Artık okulun çıkışına vardığımızı anladığımda kolunu bıraktım. Sinirden kolunu o kadar sert sıkmıştım ki kolları kızarmıştı. 

"Taehyung, neden az önce erkek arkadaşınım dedin?". Bağırarak söylediğim için Taehyung şoktaydı.

"Ben, ben sadece seni... ben senin kötü durumda olduğunu düşündüm onun için belki seni rahat bırakır diye"

"Sen düşünme, Taehyung, mümkünse beni hiç düşünme"

Taehyung hiç bir şey anlamıyormuş gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu. Bu beni daha da kızdırıyordu.

"Anlamıyorum, neden böyle oldu ki?"

"Mümkünse anlamadığın, bilmediğin şeyler için de kafanı yorma tamam mı?"

"Jungko-"

"Özür dilerim, Taehyung, galiba bugün konuşmasak daha iyi"

Holy ShitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin