2.

19 1 0
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☯︎

'Bir hafta sonra.

Elimdeki kimliğe bakıyordum. Dediğini yapmıştı Hakan bey. Almıştı velayeti üstüne. Akşama kadar izin alabilmiştim. Eşyalarımı toparlama bahanesiyle. Valizime kıyafetlerimi koyarken odamın kapısı açıldı. Gelene baktığımda Aren'di. Çökmüştü. Onu böyle gördükçe daha çok dibe iniyordum. Karşımda ki çalışma masamın sandalyesine oturdu. Sonra da odama baktı. "Şimdi burası da mı değişecek, hayatımız gibi?" Dediğinde ne demek istediğini çok anlamamıştım. Burası niye değişiyormuş? "Anlamadım la. Hayatımız da değişen tek şey, aynı evde olmayacağız. Burası niye değişiyormuş? Aylarımı verdim ben bu odaya. Hayalimde ki odayı yapmaya çalıştım ben. Neden değişsin oğlum?" Dediğimde kafasını bana çevirdi. "Evde boş oda yokmuş. Gelecek olan kız, burada kalacakmış." Dediğinde kaskatı kesildim. Tamam sadece bir o da diyeceksiniz. Ama ben o sadece oda'da çok şey görüyorum. Ailemi kaybettiğim gibi odamı da kaybediyorum..

"Yerimi doldurma olur mu?" Dedi Aren. Bomboş gözlerle bakıyordu. Ama ben çok şey görüyordum. "Yerimin dolmasına izin verme olur mu?" Dedim bende. Gülümsedi ama öyle bir gülümseme değildi. Kafasını eğdi ve sonra geri kaldırıp yüzüme baktı. "Her zaman bir adım arkandayım. Ne olursa olsun, ne pahasına olursa olsun tek bir telefon uzağındayım. Bunu unutma olur mu? Yerimi dolduracaksan da bunu çok erken yapma. Acıyan canımı daha çok yakma. Benim her şeyimde yanımda sen vardın. Kimseye anlatamadığım şeyleri sana anlattım. Hep güvende hissettirdin. Ama senden tek bir istediğim var. O çocuğun yerimin doldurmasına izin verme." Hâlâ boş gözlerle bakıyordu. "Seni her şeyden, herkesten farklı sevdim ve sevicem. Kimse yerini dolduramaz." Dediğimde gülümsüyor gibi oldu ama kalkıp çıktı gitti oda'dan. Tamam zordu, çok zordu. Ama bir kız daha vardı işin içinde ve o nasıl bu kadar rahattı. Hiç bir şey olmamış gibi nasıl davranabiliyordu? Ya da neden diğer aile'yi bu kadar çabuk bıraktı. Kıza bir şeyler mi yapmışlardı? Kafamda ki düşünceler durmuyordu. Git gide daha çok çoğalıyordu sanki.

Yaşamadan öğrenemezsin ayza.

Ön yargılı davranma ayza. Onları da anla. Onlarında hayatı değişti. Sadece senin hayatın değişmedi. Herkes'in içinde bi burukluk var. Kimse, kimse'den çabuk vazgeçemez.

Kendimi tesseli etmeye çalışıyordum. Odamın kapısı açıldığında gelen kişi annem'di. Yanıma gelip oturdu. Elinde bi zarf vardı, bana uzattı. Elinde ki zarfı aldım. "Para biriktirmeyi berecemedin sen hiç bir zaman. Yanında birikmiş bi para yoktur zaten. Utanırsın bir şey isteyemezsin orda. Tanıyorum ben kızımı." Sona doğru sesi kısılmıştı. "İyi ki varsın anne." Dedim. "Her zaman bi tane daha annen var. Bunu unutma olur mu? Kan bağım yok ama üstünde hakkım var. Kimse yıllar sonra gelip de bu kız senin kızın değil diyemez. Benim kızımsın. Kızım olman için illa seni doğurmam mı gerekiyordu? Hayır. Hâlâ benim gözbebeğim, prensesim olacak kalacaksın." Gözlerim doldu.

Aglayamazsın ayza, ağlamamalısın.

Annem sarılıp odamdan çıktı. Sadece bir kaç hafta da hayatım değişmişti. La acaba kabbeye giden otobüsü falan mı taşladım ben? Mahalle de erik çalıyordum. Sahiplerinden beddua mı yedim? Sınav kağıtlarını falan çalmıştım ama ben öğrenciler için yapmıştım. Aslında iyi biriyim ben. Tamam nefret ettiğim kıza ufak bir iki yalan söyledim, okuldan atıldı ama ben kötü biri değilim ki. Dedemin telefonunun ekran ışığını kısıp bozuldu diyip, yeniden düzeltip para alıyordum ama olsun. Bu kadar da kötü şeyler değil. Bunları yaşayacağım kadar kötü değil sonuç da.

Hâlâ kötü değilim mi diyorsun sen? Geçmişe baktığımda şeytan seni gördüğünde imana gelir la.

İçses sus. Çok konuşuyor bu da he. Neyse şizofren'e bağlamayayım. Ben şimdi ne bok yicem la. Tüm eşyalarımı tek (?) başıma toplamıştım. Ucundan annem de yardım etmiş olabilir ama ben topladım. Çok hamarat bir kızım. İzmir'den katılıyorum bu arada. Taliplerimi beklerim.

İyice şizofren'e bağladın.

Susar mısın? Bunu susturmanın tek bir yolu kendimi öldürmek. Düşünücem bunu. Gebermek için sebepler arıyor gibiyim he.

Odam'dan çıkıp zıplaya zıplaya merdivenlerden aşağıya indim. Abim bi ara "yavaş düşeceksin" dedi sanırım ama bana bir şey olmaz canım. Neden düşeyim sonuçta- ananı sikeyim ayağım. Sonuç Aren'e çarptım ve yerdeyim. Aren'de yere yapıştı. Abim gülmemek için kendini tutuyordu. "O ses neydi? İyi misiniz?" Annem apar topar yanımıza geldi. "Ayza? Aren? Siz niye yerdesiniz çocuklar?" Dedi annem. Keyfi anne bi bakalım buralar da hava nasıl. "Yerler tozlanmış da anne. Gitmeden sileyim dedim." Dediğimde annem kafasını salladı. "İyi düşünmüşsün annecim." Dedi ve geri salona yürüdü. Arkasında şaşkın şaşkın aren'le bakıyorduk. Abim gülmekten altına sıçacaktı artık. "Suçum neydi benim peki?" Dedi Aren bana bakarak. "İkizim olman tatlı şey." Yanağından makas alıp ayağı kalktım. "Kusucam tatlı şey ne lan. Allah'ın bipoları." Ters ters bana bakıp ayağı kalktı. Abim sırıtarak kolunu omzuma attı. "Sen kardeşimin lafını inkar mı ediyorsun? Ölmeyi bayılmak mı sanıyorsun evlat?" Dedi abim. Aren ikimize de 'Allah belanızı versin' bakışları atıp yanımızdan ayrıldı. "Anne bunun ikisi kafayı üşütmüş he. İki şizofren birbirini bulmuş gibi." Söylene söylene yanımızdan ayrıldı.

________________________________

Kayıp YıllarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin