Pekâlâ. Listeye eklediğim birkaç istekten biri ve yanına tam 9 maça sembolü çizmişim. Yani 9 kişi ayrı ayrı bu bölümü istemiş. Açıkçası Wattpad'de çoğu kişinin birinci kişi ağzından yazdığını düşününce şaşırdım. Ama yine de bakış açılarını öğrenmek isteyen bu denli amatör yazar... Heyecanlandım bak şimdi.^-^
Pekâlâ, bakış açıları çok geniş ve kapsamlı bir konu. Topu topu 4'e ayrılmasına rağmen.
※ Kahraman Bakış Açısı - Birinci Kişi Anlatımı
Bu anlatım çoğunlukla genç kurgu romanlarda kullanılıyor.
Bulunduğumuz komünitede çoğunluk bunu kullanır. Anlatıcı olayın tam içindedir, neticede anlatıcı ana karakterdir. Ana karakterin anlattığı kadar bilirsiniz sadece. Onun söylediği kadar bilirsiniz geçmişini. Başkalarının düşünceleri anlatıcının anladığı kadardır. Yani bu demek oluyor ki diğer insanlar hakkında bildiğiniz sadece anlatıcı/ana karakter kadardır.
Bu klasik bilgileri verdikten sonra benim düşüncelerimden bahsedeyim. Bu bakış acısı gayet sınırlıdır, sizi sınırlar. Ama böyle yazıldığında ana karaktere bağlanır okuyucu, ister istemez. Sonuçta kendini koyar bu kişinin yerine. O an o karakter yerine kendisi vardır. Bu yüzden bu bakış açısı, okuyucuyu kendine bağlamak için birebirdir.
Tüm her şey anlatıcı karakterin duygu, düşünce, fikir, değerlendirme, analiz, tasvir, gözlemidir. Tek taraflıdır, bencildir. Unutmamanız gereken tek şey bu, bu bakış açısı hakkında.
Ama dediğim gibi, sınırlıdır yazabileceğiniz şeyler. Bu bakış açısını dibine dek kullanın. Sürpriz yapmak bu bakış açısında kolaydır. Yani beklenmedik olaylar kolay verilebilir, ana karakter bilmediği sürece.
Anlatıcının işin içinde olmadığı ama önemli olayları bu açıda veremezsiniz. Ve bu yüzden edebiyatta geçmeyen -ben öyle biliyorum- bir şekil çıktı ortaya.
Tüm karakterleri birinci kişi ağzından sırayla yazmak. Önce kız karakter anlatıyor, sonra erkeğe geçiyor falan.
Yapmamanız gereken bir şey söyleyeyim, zırt pırt değiştirmeyin bakış açılarını. Aynı olayda herkesin düşüncelerini vermeye çalışırken hikâyenizi öldürürsünüz.
Şahsen ben bunu kullanmıyorum. Düşüncelerini bilmediğimiz bu diğer karakterlerin gizemli oluşunu seviyorum. Düşünce ve duygularını bilmiyoruz, merak ediyor insan...
Bunu kullanırken bir yerden sonra sıkılıyor çoğu kişi. Betimleme yapıp durmak sıkıyor, sadece olayların anlatıldığı yavan bir hikâye hâline geliyor. Buna dikkat edin. Neticede sadece ana karakterin, anlatıcının başına gelenler oluyor.
Bazı kişiler bakış açısını değiştirmiyor ama yine de diğer kişilerin duygu düşüncelerini vermek istiyor ve bu yolda tüm mantığı katlediyor. Sanki zihin okuyormuş gibi yazıyorlar karşıdakinin ne düşündüğünü ve çaktırmadıklarını düşünüyorlar. Bunu yapmayın. Madem karşı dağların karını buraya taşıyacaksınız, şöyle yapın: Karşıdaki kişinin jest, mimik ve tepkilerini öyle bir betimleyin ki, olay karşısında ne hissedip düşündüğüne dair bir ipucumuz olsun. Yani tepkisini bize iyi anlatın ki biz de şüphelenelim bir şeylerden. Anlatıcının karşısındaki kişi öyle tepkiler versin ki, insan sarrafı olmayan bir kişi bile çaksın bir şeyleri.
※ Gözlemci Bakış Açısı
Bu anlatım biçimi fazla detaylı olmayan yazılarda olur, yani kısa hikâyeler, direkt öyküler. Üçüncü kişi ağzından yazılır.
Bu anlatımda herkes farklı bir mekân ve olay içinde olsa bile hepsini verebilirsiniz. Bu anlatımın ilâhi bakış açısından farkı, bu anlatımda hiçbir duygu düşünceyi zihin okuyor gibi belirtemezsiniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wattpad'de Yazar Olmak
DiversosEğer bu kitabı açtıysan, senin de şikâyetçi olduğun konular var ve sen de daha iyi bir yazar olmak istiyorsun demektir. Öyleyse hoşgeldin. Neden BEN yazıyorum bunu? Çünkü bir şeyler bildiğimi biliyorum. İngilizce ve Türkçe birçok makale didikledim...