Bölüm 3

662 35 0
                                    

675

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

675.464 beğeni
40.757 yorum

nilkorkmaaz: bu güzel fotoğraf için @cihanekin'e teşekkürler 🌸

yorumlar kısıtlanmıştır

"O adamla ne işin vardı Nil!" Her zamanki gibi başa dönmüştük, dün o kadar güzeldi ki eve gitmiş sabaha kadar birlikte olmuştuk, uyandığımda ise Barış benim için mükemmel bir sofra hazırlamıştı, gülmüştük eğlenmiştik fakat evden çıktıktan 2 saat sonra attığım fotoğraf için bana bağırıyordu.

"Barış, Cihan benim iş arkadaşım moladan sonra bi kahve içmiştik o da fotoğrafımı çekmek istedi! Olan biten bu ama sanki seni aldatmışım gibi bana bağırıyorsun!" Diye bende sesimi yükselttiğimde Barışın histerik gülüşünü duymuştum.

" O pezevenk senden hoşlanıyor ve sende bunu gayet iyi biliyorsun, bu ilgi senin hoşuna gidiyor!" Dediğinde sinirlerim iyice bozulmuştu, eskiden böyle değildi kiminle ne yaptığım umrunda olmazdı zaten o zamanlar sevgili değildik ama şimdi üstümde o kadar çok baskı kuruyordu ki boğulduğumu hissediyordum.

"Barış tam her şey yolunda gidiyorken gene arıza çıkarıyorsun, yeter artık ben sana soruyor muyum o Elif denen kızla neden geçen gece dışarı çıkıp yemek yediğini." Dediğimde çok geçmeden cevap gelmişti  " Sor ulan ben sana sorma bana hesap soramazsın gibi bir şey mi diyorum ama ben sana hesap sorarım Nil, sen kiminle nereye çıkıyorsan karışım çünkü sen benim sevgilimsin! Bana aitsin."

Bu sahiplenme duygusu elbette hoşuma gidiyordu ama Barış tamamen bokunu çıkartıyordu ona verdiğim yüzle bana ağzına geleni söylüyor sonra pişman olup özür dilediğinde bende salak gibi affediyordum ama artık kendimden taviz vermicektim.

"Barış şu an seninle tartışmak istemiyorum zaten günümü mahvettin daha fazla kafa şişirme." Diyip telefonu suratına kapattım, tekrar aramasın diye de telefonumu sessize aldım.

Derin bir nefes verdim, 23 yaşındaydım ama kendimi 50 yaşında gibi hissediyordum ve bunun sorumlusu tamamen oydu, bazen neden hala ona katlandığımı düşünüyordum ama en büyük sebebi ona sevmemdi.

Barışı 1 yıldır tanıyordum ilk başlarda sadece sex için buluşuyor ondan sonra ne yazışıyor ne araşıyorduk o çoğu zaman başka kadınlara giderken benim hala o dönem aklımda eski sevgilim vardı.

Hatta Barışın bilmediği bilse ortalığı birbirine katıcak bir şey daha vardı, eski sevgilim Mert ile yeniden denemiştik ama sadece 1 ay sürmüştü o zaman Barış ile görüşmüyordum, şimdi ise beraberdik ama asla öğrenmemesi gereken sırrım buydu.

Şimdi ise arabayla Burcu'ya gidiyordum.

(Barışın ağzından)

Yüzüme kapanan telefon ile ne ye uğradığımı şaşırdım, hem haksızdı hemde siktiğimin telefonunu haklıymış gibi suratıma kapatıyordu.

Tekrar aradığımda ise direk meşgule düşüyordu telefon, sinirle telefonu kapatıp cebime attım.

Mutfaktan çıkıp salona geçtiğimde Yunus ve Kerem fifa oynuyorlardı, Kerem bana kısa bir bakış atıp önüne tekrar döndü.

"Noldu lan, yenge posta mı koydu yoksa." Diye sorduğunda Yunus gülmeye başlamıştı, gözlerimi devirip kendimi tekli koltuğa attım, " O orospu çocuğundan uzak durmasını söyledim ama beni dinlemedi bile, sadece burnunun dikine gidiyor!" Diye yakındığımda Yunus yanındaki yastığı alıp bana fırlatmıştı.

"Barış mal mal triplere girme, kızı daha yeni kazanmışsın amına koyayım ama senin yaptığına bak, böyle devam edersen kendini kapının önünde bulursun bende sana söylemedi kardeşim." Dediğinde düşünmeden edemedim, daha yeni birlikte olmuştuk, Nil artık benim sevgilimdi onu benden hiçbir şey kolay kolay ayıramazdı. Alt tarafı kıskanmıştı, ki bu her ilişkide olabilecek bir şeydi.

"Saçmalamayın abi bu ilişki öyle bir kavga ile bitmez, izin vermem." diye söylendiğimde Kerem "İnşallah abi, inşallah." Dedi.

(Nil'in ağzından)

Yorgun geçen bi günün ardından sonunda eve gelebilmiştim, binanın kapısını açıp asansöre binmiş, kendi katıma basmıştım.

Keşke böyle bir günün ardından Barışın yanına gidebilseydim, ama bana sabah dediklerini unutup yutamazdım.

Asansör durunca hemen inip daireme doğru adımladım, çantamdan anahtarımı çıkartıp eve girdiğimde içeriden sesler geldiğini duymuştum.

İlk başta tedirgin olmuştum fakat evin her tarafına yayılan parfüm kokusundan Barış olduğunu anlamıştım, salona doğru adımladığımda masanın üstü en sevdiğim yemekler ile donatılmıştı.

Yüzüme istemsizce bir tebessüm yayıldı, ne kadar kavga etsekte gönlümü nasıl alacağını biliyordu.

Adımlarımı mutfağa çevirdiğimde tavanın başında yemek yapan Barışı görmüştüm, sanki günün bütün yorgunluğu bir anda uçuş gitmişti, hızlıca onun yanına gidip arkasından beline sarıldım, ilk başta irkilsede ben olduğumu anlaması uzun sürmedi.

Belindeki kollarımı tutup bana doğru döndüğünde elleriyle suratımın iki tarafını tutup dudağıma küçük bir buse kondurmuştu.

"Sabahki tavrım için özür dilerim aşkım, sadece seni çok kıskandım ve benden başkasının senin yanında olması beni çileden çıkarttı." Kollarımı hızla boynuna dolayıp olduğum yerden yükselip yanağına bir öpücük kondurdum.

"Bende özür dilerim suratına öylece telefonu kapatmamam lazımdı." Dediğimde yüzüne muzip bir sırıtış ekledi.

"Ha birde o vardı doğru, onun için başka cezan var küçük hanım" dediğinde kıkırdayarak dudaklarını dudaklarıma bastırdım.

Olduğum yerde çok mutluydum ama hissediyordum kötü bir şeyler olacak.

...

Selamlarrr, lütfen sadece okuyup geçmeyin sonuçta bir emek verip yazıyoruz sizde oy verebilirsiniz.

𝐁𝐫𝐨𝐤𝐞𝐧 𝐇𝐞𝐚𝐫𝐭 | 𝐁𝐚𝐫ı𝐬̧ 𝐀𝐥𝐩𝐞𝐫 𝐘ı𝐥𝐦𝐚𝐳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin