♥︎ *final*

26 4 44
                                    

1 ay sonra, mezuniyet günü

yazardan

.

Seungmin'in mezuniyet günü sonunda gelmişti. Minho çoktan mezuniyetin olacağı mekâna gelmişti. Onu neredeyse herkesten önce gelen Felix karşıladı. Mezuniyetin tamamen başlamasına daha 1 saat vardı fakat Minho heyecandan çok önceden gelmişti.

Felix ile birlikte mezuniyet mekânını gezmeye başladılar. Her yer yemyeşildi, sanki bir kır düğününü andırıyordu. Etrafta fotoğraf çekinebilmek için aynalar vardı ve etrafını yapay çiçeklerle süslemişlerdi. Ortam gerçekten çok hoştu. Bunların yanı sıra atıştırmalıklar ve içecekler de vardı.

Minho pek abartı olmasın, Seungmin ön plana çıksın diye beyaz bir tişört ile koyu siyah bir pantolon giymişti. Felix ise bembeyaz bir gömlekleydi.

Her yeri gezdikten sonra bir masaya oturdular. Minho Seungmin için, Felix de sevgilisi Changbin için bir yer tutmuştu.

"Bugün Seungmin evden kaçacak, değil mi?" diye sordu Felix. Minho gülümseyerek başını salladı,

"Evet! Sonunda bugün geldi de Seungmin'im kurtulabilecek. Ya gerçekten çok mutluyum içim içime sığmıyor!" dedi ve ellerini çırptı Minho. Sanki aylardır istediği oyuncağa kavuşmuş bir çocuk edasıyla gülümsüyordu. Felix de onu görünce kocaman gülümsedi.

Daha sonra Changbin geldi. O da Felix'in tam tersi olarak siyah bir gömlek giymişti. Birbirlerini gerçekten tamamlıyorlardır.

Her şey çok güzeldi. Beraber sohbet edip gülüyorlardı. Fakat mezuniyetin töreninin başlamasına az bir zaman kalmıştı ve Seungmin daha ortalıkta yoktu. Minho'nun elleri terlemeye başlamıştı.

"Felix, Seungmin sana bir şey yazmış mi? Törene az kaldı nerede bu çocuk?" diye sordu Minho Felix'e. Felix telefonundan mesajlara girdi ve kontrol etti. Olumsuz anlamda başını salladı. Minho stresli bir şekilde iç çekti.

"Sakin ol Minho. Kötü şeyler düşünme." diyerek omzunu okşadı Changbin. Minho gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı.

"Neyse. on beş dakika sonra da gelmezse gidip kontrol ederiz. Olur mu?" diye sordu Minho. İkisi de başını salladı.

10 dakika sonra

"Hâlâ gelmedi bu çocuk?" dedi Minho. Artık sakin olamıyordu. Changbin'in telefonuna bir mesaj geldi. Changbin mesaja bakınca buz kesmişe döndü.

"Chang ne oluyor?" diyerek telefonu elinden aldı Felix. O da mesaja baktı. Gözleri koskocaman açılmıştı.

Lise son sınıf öğrencisi evinde ölü bulundu. Komşuları evden kavga ve çığlık sesleri duyduğunu polise bildirdi. Polis, kurbanın ailesinden şüpheleniyor.

Felix bu haberi okuyunca telefonu kapattı ve masaya bıraktı. Derin bir nefes aldı ve,

"Minho, bir şey söyleyeceğim ama sakın hemen telaslanma olur mu?"

"Ne, neden telaşlanmıyım? Ne gördünüz telefonda?" diye soru yağmuruna tuttu Minho. Felix tekrar nefes aldı.

"Changbin'in telefonuna bir haber geldi. Bir lise öğrencisi evinde ölü bulunmuş ama sakı-"

Felix daha sözünü bitirmeden Minho oturduğu yerden ayağa kalktı ve Seungmin'in evine doğru koşmaya başladı.

"Minho!" diye bağırdı Felix arkasından. Minho git gide uzaklaşırken Felix de arkasından koşmaya başladı. Changbin de aynı şekilde.

two pains, 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin