0.7

111 16 11
                                    

Duştan çıktığımda Chan hyung'u görememiştim.

Aklıma beraber eski arkadaşlarımla gideceğimiz yemek geldiğinden hızlıca giyinmeye başladım. Diğerleriyle yüzleşmek benim için kötü olacaktı.

Benim gibi jeongin, Felix ve jisung içinde kötü olucaktı. Çünkü onlarında eski arkadaşlarıydı.

Üstüme, hava hafif serin olduğundan mavi bir sweatshirt onun altınada sıcaklarsam çıkarırım diye mavi desenli sade beyaz bir t-shirt giydim

Altıma ise krem rengi bir paraşüt pantolon ve kombinime uygun sade takılar takıp, zambak kokulu parfümümü sıkıp odadan çıktım

Gelen seslere göre hepsi hyunjin ve jeongin'in odasında toplanmıştı

Derin nefes alıp kapıyı tıklattım. Daha fazla ne kadar kaçabilirdimki?

Biraz bekledikten sonra kapı açılmıştı, minho hyung tarafından

"Ah bizde seni bekliyordu-" sözünü yarıda kesip beni incelemeye başladı

Titrek bir nefes verip konuşmaya başladım "beklettiğim için üzgünüm hazırsanız çıkalımmı"

"Zambak.. zambak kokuyorsun" evet bunca yıldır parfümümü değiştirmemiştim

"E-evet parfümüm zambak kokulu"

Arkadan changbin hyung bağırdı

"Ya hadi çıkalım açım ben!" Kıkırdadım hala her zamanki gibi açtı

"Sen her zaman açsın chang" bu sefer Chan hyung konuşmuştu bu yüzden güler yüzüm yavaştan solmaya başlamıştı

Minho kendine gelip konuştu

"T-tamam çıkalım"

Hepsi kapıya yöneldiğinde kafamı eğme isteği dolmuştu bende. Jisung, Felix ve jeongin çıktıklarında onlarında yüzü benimki gibi beş karıştı

Onlarla konuşmak adına üçünüde yanıma çektim

"İçerde ne konuştunuz veya ne yaptınız"

Jisung konuştu

"Bizi tanımamazlıktan geliyorlar. Seungmin minho beni tanımamazlıktan geliyor"

Sesi titriyordu jisung'un. Minhoyla eskiden ilişkileri çok garipti ikiside birbirinden hoşlanıyor ama açılamıyorlardı tabi eski arkadaş grubumuzun bundan haberi vardı ama ikisi anlamıyordu bir türlü

"Eminim yaptıklarından utanıyor ve yüzünüze bakamıyorlardır jisung"

Jisung üzgünce başını salladı. Jeongin ve Felix konuşmama taraftarı olmuştu

Yurttan dışarı çıktığımızda karşımızda iki araba bekliyordu. Doğruya 4racha dünyaca ünlü ve zengin bir gruptu

Dağılım çoktan yapılmıştı heralde çünkü herkes biniyordu arabaya birtek ben kaldığımda chan'ın arabasına bineceğimi anlamıştım

"S-seungmin binmeyecekmisin?" Chan hyung bana seslendiği de anca kendime gelebilmiştir

"Ah dalmışım biniyorum"

Şakamıydı bu? Arkada jisung ve minho hyung oturuyordu yani öne oturmak zorundaydım

Zoraki şekilde olsada arabaya binmiştim

Ben bindikten sonra arbayı çalıştırmıştı Chan hyung. Yolculuk boyunca kimse konuşmamıştı yada konuşamamıştı ama sürekli üstümde gezinen gözleri hissedebiliyordum

Şimdi ise lüks olduğu her şekilde belli olan bir restoranın içerisinde, çoktan rezerve edilmiş bir masada 8 kişi oturuyorduk

"Merhaba şey ben sizin hayranızımda b-bi fotoğraf çekilebilir miyiz!" Heyecandan sesini kontrol edemeyen kız beni güldürmüştü

Chan hyung ve diğerleri gülümseyip kızı onaylamış, kız ise hepsiyle fotoğraf çekmişti

Gelen garsonla hepimizin odağı ona dönmüştü

"Hoşgeldiniz. Ne alırsınız?"

Diğerleri menüye bakmadan alacakları yemeği söylediğinde şaşırmıştım heralde buraya sürekli geliyorlardı

Jis ve jeongin onlarla aynı yemeği sipariş etmişti ama ben ve Felix havuç sevmediğimizden onlarla aynı yemek yerine başka bir yemek sipariş vermiştik.

Bu ölüm sessizliği herkesi gererken changbin konuştu

"Uzun zaman oldu"

Burukça gülümsedim Felix ise somurtuyordu. Diğerlerin yüzünde mimik bile oynamamıştı

"Aynen öyle" bunu söylerken gözüm Chan hyung'a kaymıştı. Pür dikkat bana bakıyordu Chan hyung

Hyunjin'in gözü dolmuştu "ben sizi çok özledim" bu seferde jeongin'in gözü doldu ikisinin arasındaki çekim çok farklıydı

"Bizde seni özledik hyunjin hyung ama yapacak bişeyimiz yok yolumuz siz bizi bıraktığınızda ayrılmıştı" sesimin titremesini önlemeye çalışarak ve Chan hyung'a bakarak söylemiştim

Garson geldiğinde hepimiz susup önümüze dönmüştük.

Yemek yerken neredeyse kimse konuşmuyordu ama diğerleri bizi izlediğini her şekilde anlayabiliyorduk

Yemekleri bitirdikten sonra yavaş yavaş olsada sohbete başlamıştı diğerleri ama ben ve Chan hyung, ağzımızı bıçak bile açmıyordu

"Biz sigara içmeye gidiyoruz" tanrım.. hala bırakmamışlardı o zehri

Changbin ve minho kalkarken jisung ve felix'ide çağırmışlardı hyunjin ve jeongin ise onların peşinden gitmişti

Masada tek kalan ikimiz olmuştuk Chan hyung'la

Chan hyung dışında her yere bakarken
Hyung bana seslendi. Aklıma onu duymamazlıktan gelmek geldi ama çocukmu kandırıyordum?

"Seungmin" kafamı yavaşça ona döndürdüm ve yüzümde Zoraki olan bir gülümseme kondurup cevap verdim

"Efendim hyung?" Chan yutkunup konuşmaya başladı

"Eskiden hyung demezdin" burukça gülümsedi. Aptala bak beni terk eden oydu?

"Hyung o zaman s-sevgiliydik ve o zaman sen beni daha terk etmemiştim hatırlatırsam" Chan burnundan soluyup yanıma geldi ve yanındaki boş sandalyeye oturdu

"Seungmin o zaman çocuktum aklım etmiyordu"

Sesimin titreyip titremesini artık umursamıyordum "o zaman çocuktum ve bütün hayatım sendin nasıl kaldırabileceği mi düşünmüştün hyung? Ayrıca sen çocuk değil 19 yaşındaydın"

Chan hyung'unda gözü benimkisi gibi dolmuştu. "Özür dilerim farkındayım kuru bir özürle geçmiyor ama ben seninle arkadaş olmak isterim aramızdaki buzları erit lütfen"

Arkadaş

Dayanamayıp masadan kalkıp tuvalete doğru koşar adımlarla gittim

Arkadaş olmakmı istiyor yani?

.
.
.
.
.

100 OKUNMA OLMUSSSS YUPPİİİ umarım yakın zamanda 1k oluuurr
Oy ve yorum yapmayı unutmayıın

why? // chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin