GİRİŞ

741 42 6
                                    

Derler ki... 'Unutmak, en büyük intikamdır.'

Bu söze inanıyordum ta ki aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını ve hiçbir şeyin unutulmadığını görene kadar.

İntikam yaşadığını yaşatmakta değildir. Herkes acıyı aynı şekilde yaşamaz. Bazıları sinirle çıkarır acısını bazıları ise, ağlamakla. Bilimden yola çıkarsak intikam alma duygusu yaşam alanına, değerlerine yapılan saldırılardan veya sevdiklerimize verilen zararlardan sonra doğan bir hismiş. Sadece psikolojik baskılardan oluşan değil ayrıca fiziksel olan baskıları da kapsıyor.

İntikam almak için bir sebep olması gerekir miydi? Elbette. Durduk yere sizle derdi olmayan birinden intikam alır mıydınız? Hayır.

Benden alındı.

Bahsettiğimiz psikolojik ve fiziksel baskı, benim çocukluğumda fazlasıyla vardı. Kim dövülerek ve sürekli azar işiterek mutlu olurdu? Kimse. Peki ya ben? Tabii ki de hayır. Tabii ki de sürekli dayak yemekten ve azar işitmekten mutlu değildim.

Sizin baba dediğiniz insanlar nasıldı bilmiyorum ama benim baba dediğim hastalık hastası adam normal değildi. Sürekli beni dövmenin doğru olduğunu düşünen bir adamın çocuğu elbette normal değildi.
Her konuda babama benzemek benim suçum değildi.

Babam beni döverek benden intikam alıyordu. Ben babamı kışkırtıyordum. Babam bana zarar verdikçe de mutlu oluyordum çünkü babam benim mutlu olduğum şeyleri yapmazdı.
Bir zaman sonra beni dövmeyi de bana bağırmayı da bırakmıştı. Çünkü yaptıklarının beni üzmediğini fark etmişti.

Size bunu neden anlattım biliyor musunuz?

İntikamın unutmak olmadığını anlamanız için.
Babam ne için olduğunu bilmediğim bir intikamın peşindeydi. Benden intikam almak için beni dövüyordu, ben ise aklımı kullanarak artık beni dövmemesini sağlamıştım. Şimdi ise kendi çöplüğünde acıdan boğuluyordu.

Asıl intikam yaşadığını yaşatmak değil, sana yaşatılanlara ayak uydurmaktı.

ÖLÜM ÜÇGENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin