Eve yaklaşık on dakika da yetişmiştim. Hemen üzerimi değişip, altıma siyah bir kot pantolon üstüme beyaz bir tişört giymiştim. Üzerime deri ceketimi geçirip çoraplarımı giydim. Siyah botlarımı da giydikten sonra son bir kez kendime baktım.Ruju unutmuştum.
Makyaj temizleme suyuyla ruju çıkardıktan sonra çantayı bırakıp içinden sadece telefonumu alıp cebime attım. Arabanın anahtarını alıp evden çıktığımda daha yirmi dakikam olduğunu gördüm.
Erken gitmemde bir sorun yoktur umarım.
Karakola yetiştiğimde Beyaz Range Rover'ı görmüştüm. Anlaşılan Pars herkesten önce gelmişti. Güvenlik kapıda değildi. Hiçbir zaman yerinden ayrılmazdı. Elim silahımın üzerinde durdu. Kaşlarımı çatıp yavaşça içeri adımladım.
Bir anda kafamda konfeti patladığında silahıma giden elimi fark ettirmeden geri çektim. Koray yüksek bir ıslık çaldı. Ardından Ilgaz da ona katıldı.
Ne oluyordu?
En köşede gülümseyerek bunları izleyen Pars'ı gördüm. Yanında İyem duruyordu. Eda ise Koray'ın yanında beni alkışlıyordu. Ekip de dahil bütün karakol beni alkışlıyordu. Pars'a baktığımda göz göze geldik. Eliyle gülümsemesini gösterip dudaklarını oynattı.
Gül biraz.
Dediğini yapıp güldüğümde başparmağını kaldırıp onayladı.
İçeriden emniyet müdürü çıktığında ellerimi ceplerimden çıkardım.
Taner Soylu.
"Tebrik ederim kızım."
"Amirim, ne oluyor?" diye sorduğumda kaşlarını çattı. "Duruşmayı kazanmışsın ya."
"Bütün bunlar duruşmayı kazandığım için mi?" diye sordum inanmayarak. "Evet, duruşmanın zor geçeceğine emindim. Sonuçta karşındaki bir Savcı, fakat sen hepimizi şaşırtıp duruşmayı on dakikada kazandın.""Amirim, siz nereden biliyorsunuz?"
"Pars sağ olsun. Her şeyi haber etti. Üstelik seni de uzun uzun övmeyi unutmadı." Kaşlarım havalandı. Bakışlarım Pars'a döndüğünde göz göze geldik.Gözlerini kaçırdı.
"Baş komiserim, övgüler için sağ olun." Sırıtarak, elimi kaldırıp ona selam verdiğimde kafasını salladı. "Rica ederim Zemheri."
Taner Amir benim bu hallerime alıştığı için sorun etmiyordu. Elini omzuma koydu, "Aferin sana kızım, ekibimizden birinin bu denli akıllı olması herkesin isteyeceği bir şey."
"İşimize mi dönsek acaba?" diyen İyem, kıskançlıktan çatlayacakmış gibi görünüyordu. Bütün karakol ona ters ters bakarken ben Amir'e, "Amirim, İyem haklı. Her şey için sağ olun ama hepimizin işleri varken daha fazla oyalanmayalım." Dediğimde Amir ne yapmaya çalıştığımı anlamış ve gurur dolu bakışlarını gözlerime dikmişti.
İyem beni kıskanırken ben ona karşılık vermemiş ve büyüklüğün bende kalmasını sağlamıştım. Amir kendi odasına tekrardan geçtiğinde bütün karakol tekrar alkış tutmuş, Ilgaz ve Koray yine ıslık çalmıştı. Anlaşılan bugün gündemde ben olacaktım.
Odama çıkmak için merdivenlere yürüdüm. Alkışlar susmazken gülümsedim. Merdivenin başında durup karakola döndüm. "Tamam oğlum idolünüzüm, abartmayın." Diyerek güldüğümde herkes gülmüştü. Hatta Ilgaz yine dozu kaçırmış Koray'a tutunmuştu. Eda yanıma geldi. "Yardımına ihtiyacım var idol."
"Ne konuda?"
"Zehirli kolye vakası için birkaç şey soracaktım. Baş komiserimin yanına gittim ama bana 'Umay sana daha çok yardımcı olur.' deyince bende yanına geldim." Kafamı kaldırıp Pars'a baktığımda beni izliyordu. "Tahmini ne zaman yerinizi alırım baş komiserim?" dedim seslenerek. Eda'yı, Umay benden daha çok şey biliyor diyerek bana göndermişti. Ondan daha çok şey bildiğimi ima ederek seslenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÜÇGENİ
Mystère / ThrillerBen komiserdim. Zemheri ailesinin tek varisi. Cinayet bürodan Umay Zemheri.