"Ben.. bana dokunmanı istiyorum."
Böyle bir tepki kesinlikle Jake'in beklediği bir şey değildi. Söz verdiği gibi Heeseung'ı övmemişti bile ve az kalsın onu boğuyordu. Hyungu tarafından azarlanmayı beklerken aldığı talep karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor.
"Boğazın ağrımıyor mu? Dinlenmek istemez misin?"
"Bu hisle dinlenebileceğimi sanmıyorum. Sadece bana yardım et Jakey~"
"Siktir.."
Heeseung'ın yardım istemesiyle bile sertleşebilirdi. Ancak bu sefer bencil davranmak yerine karşısındaki güzel ve değerli omegasına ihtiyacı olanı vermekte kararlıydı.
"Buraya gel."
Kollarını Heeseung'a doğru uzatıp kucağına gelmesini söylüyor. Onu tatmin edebilmek için küvet yeterince rahat bir ortam değildi. Kendisine söyleneni yapıp Jake'in kucağına çıkmak için itaat ediyor Heeseung. Kollarını Jake'in boynuna, bacaklarını da beline dolarken sıcak sudan ayrılmanın getirdiği serin hava vücudunu ürpertiyor. Havlu alma fırsatı olmadığından ıslak bedeni Jake'in de kıyafetlerini ıslatıyor. Nasıl olsa Jake için bir problemmiş gibi gözükmüyordu.
Alfanın sağladığı sıcaklık uzun sürmedi. Lavabo tezgahına oturtturulduğunda kalbi beklentiyle çarpıyor. Herhangi bir komut için Jake'in gözlerine bakıyor, arzuları bu kadar kontrol sahibiyken utangaçlığına fırsat düşmüyor.
"Bacaklarını kaldır Heeseung."
Her zaman emir almaktan ve itaat etmek zorunda kalmaktan ne kadar nefret ettiğini bir anlığına hatırlıyor. Şimdi ise tek istediği buydu. Hiçbir şeyin sorumluluğunu almak zorunda olmadan sadece kendisine söyleneni yapıyor, doğru yaparsa da övgü alıyordu. Onun için tam bir kazan kazan durumuydu. Belki Jake'e fazla duyarsız ve sert davrandığı için kızgın olmalıydı ancak şu anda bacaklarını hafifçe yukarı kaldırırken bunun hiçbir önemi yoktu. Deliği serin havaya maruz kaldığında alt dudağını ısırıyor. Tepki vermemek için uğraşsa da Jake'in etkilendiğini görebiliyor. Yalnızca onun bakışlarını istiyordu. Vücudunun her yerinde Jake'in bakışlarını ve dokunuşlarını hissetmek istiyordu.
"Sadece yap."
Fazla ileri gitmeyeceğinden dolayı gerek olmasa da banyo çekmecesinden küçük bir şişe kayganlaştırıcı getiriyor Jake.
"Banyo çekmecemizde kayganlaştırıcı mı vardı? Bunu daha önce hiç fark etmemiştim!"
"Evet.. Jay ve Jungwon'a ait olmalı."
Şişenin kapağını açıp parmaklarına biraz döküyor ve ardından Heeseung'ın deliğine yayıyor. Ani temas sayesinde odada Heeseug'dan aptalca bir inleme duyuldu. Jake'in orta parmağı da yavaşça içine itilirken elleriyle lavabo tezgahına sıkıca tutunuyor.
"Hnng.."
Garip hissettiriyordu. Parmak tamamen içine çekildiğinde duvarları Jake'in parmağının etrafını sıkıyordu.
"Gerçekten çok darsın."
Heeseung'ın dar deliğinin sikini nasıl saracağını hayal etmeden duramıyor Jake. Bunun gerçek dışı bir deneyim olacağını biliyordu. Heeseung'a alışması için yeterli zaman verdikten sonra tek parmağını hareket ettirmeye başlıyor. Onun ilk seferi olduğunu, şimdiye kadar kendisine bile doğru düzgün dokunmadığını aklında tutmaya çalışıyordu. Böylece nazik kalabilir ve onu incitmeden tatmin edebilirdi.
"İyi mi?"
"Mmm, f-farklı hissettiriyor."
Jake parmağını sonuna kadar ittirdiğinde Heeseung tiz bir inleme çıkarıyor. Deneyimsiz olduğu için her temasta çok fazla tepki vermesi sevimliydi.
"İkinci parmağımı da ekleyeceğim."
Herhangi olumsuz bir tepki almamış olsa da Heeseung'ın korkabileceğini düşünüp onun dikkatini dağıtmaya karar verdi Jake. İkinci parmağını da nazikçe ittirmeden önce Heeseung'ın boynuna eğiliyor. Sıcak nefesi hissettiğinde kapalı gözlerle istemsizce boynunu daha çok eğip alan sağlıyor Heeseung.
Boynundaki dudaklar gıdıklarken daha fazla temas sağlayabilmek için Jake'i kendisine çekiyor.
"Dur Jake, iz bırakmamalısın."
"Daha sonra izleri kapatmana yardım ederim."
Jake hareketlerini hızlandırdığında Heeseung'ın kalçaları parmaklarına çarpıyordu.
"Ahh.. ç-çok fazla nnghh"
Sadece iki parmakla bu tepkileri veriyorsa Heeseung'ı kucağında zıplattığı zaman ne kadar gürültülü olabileceğini merak ediyor Jake.
"Sana verdiğim her şeyi almaya hazırsın. Benim için iyi olmak istiyorsun değil mi?"
"E-evet..!! Senin için iyi olduğumu bilmek istiyorum"
Sesi tamamen ağlamaklıydı. Jake'in parmaklarına mı yoksa boynunu okşayan nazik diline mi odaklanacağını bilmiyordu.
"Gerçekten çok güzelsin Seungie.. Tamamen benim için yaratılmışsın."
İltifat ve saygıdan uzak hitap karşısında daha yüksek sesle inliyor Heeseung. Deliği parmaklarının etrafında kasıldığında Jake sırıtmadan edemiyor.
"Bu kadar çok mu hoşuna gidiyor?"
Öyleydi. Tamamen dağılmıştı. Sürtünmeyi arttırmak için kendisini Jake'in parmaklarına karşı çaresizce daha fazla bastırıyor. Sadece iki parmağın onu genişletme şeklinden nefesi kesiliyor olsa da yeterli değildi.
"Jake..."
"Evet bebeğim?"
Ağzıyla Heeseung'ın boynundaki cildi emerken konuşuyor. Ara sıra acıtmayacak ısırıklar da bırakıyor ancak iz kalacağı barizdi. Omega ise alfasın kıyasla minik elini karnına koyuyor ve Jake'e bakmasını işaret ediyor.
"Daha derinde hissetmek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Literally Babygirl | HeeJake
FanfictionBelki de bir alfa olmak için fazla güzel olmasından anlamalıydılar.