~4~

96 15 13
                                    

"Tamam.. Ne yapmak istiyorsun?"

"Beraber anime izlemek istiyorum!"

Heeseung, Jake'den herhangi bir geri yanıt beklemeden hızla yatağından kalkıp diz üstü bilgisayarını getiriyor ve ardından yatağa geri oturup Jake'e de yanına gelmesini işaret ediyor. Heyecanlı tavırlarının oldukça sevimli olduğu inkâr edilemez bir gerçekti. Jake, kendisine işaret edilen yere otururken Heeseung'ın izleyecekleri şeye çoktan karar verdiğini gördü. Ne izlediklerinin pek bir önemi yoktu, nasıl olsa sadece Heeseung'ı kırmamak ve biraz daha zaman geçirebilmek için orada duruyordu. Odadaki vanilya kokusunun hafiflemesi minik omeganın birkaç saat öncesi kadar azgın olmadığının kanıtıydı. Bunun farkındalığı Jake'in içine tamamen su serpilmesini sağladı.

Çalışmalara engel olacağı düşünüldüğünden grup içi omega-alfa etkileşimlerinin en az seviyede tutulması ve cinsel etkileşimlerin tamamen yasaklanması herkes tarafından kabul görmüştü. Jake'in önündeki en büyük engel buydu işte. Açıkçası genellikle Jay ve Jungwon'un gecenin en sessiz saatlerinde aynı odada bulunmaları oldukça şüpheli olsa da ortalığı karıştırmamak ve kuralların dışına çıkmamak adına kimse ses çıkarmıyordu.

"Bu animeyi hatırlıyor musun? İlk sezonunu beraber izlemiştik."

"Evet, tam iki hafta boyunca kendini oradaki başrol karakter sanıp triplere girdiğini de hatırlıyorum!"

Bu kısmen doğruydu. Heeseung çoğunlukla izlediği animasyonlardan bile etkilenirdi. Jake'e doğru küçük bir gülümseme verdikten sonra hızla yerini özlem dolu gözler ve somurtan pembe dudakları alıyor.

"Uzun süredir bana zaman ayırmıyorsun. Muhtemelen bir omega olduğumu keşfettiğimizden beri.."

Jake güçlükle yutkundu. Bu tamamen planlanmış bir şey olsa da hiçbir zaman Heeseung'ı incitmek istememişti. Hem kendisini kontrol etmekte zorlanacağından hem de kararlaştırılan kurallar yüzünden mesafeli kalmaya karar vermişti. Kendisi için de oldukça zor bir süreçti. Heeseung'ın yüzündeki kırılganlığı görmek konuşmadan önce tekrar yüksek sesle yutkunmasına neden oluyor.

"Üzgünüm bebeğim.."

Jake bir elini Heeseung'ın yanağına koyduğunda gözle görülür şekilde irkiliyor ve beklenmeyen hitap karşısında yüzünün ısındığını hissediyor Heeseung. Basit bir özrün yeterli olmayacağını bildiğinden Jake kendisini biraz daha açıklamak istedi.

"Seninle birlikteyken gerçekten kendimi kontrol edemeyeceğimden korkuyordum. Uzak kalmaya çalışmamın nedeni buydu. Bir de şirket kuralları tabii.."

Heeseung her şeyden bıktığını ifade edeceğini umarak sesli bir nefes veriyor.

"En büyük üye olduğum için her zaman örnek olmaktan ve kuralları takip etmek yoruldum, biliyor musun? Kimsenin bir şey bilmesine gerek yok."

"Öyleyse, ne demeye çalışıyorsun hyung?"

Heeseung henüz başlatmaya fırsat bulamadıkları animeden vazgeçiyor ve diz üstü bilgisayarını kucağından indirip yatağa bırakıyor. Yaşanabilecek her şey için kızgınlığını suçlayabilecek olmanın verdiği güveni, yüzünü Jake'in yüzüne daha çok yaklaştırmak için kullanıyor.

"Sadece diyorum ki... İkimiz de kendimizi tutmak zorunda değiliz."

Bütün bunlar Jake'in başından beri duymak için sabırsızlandığı cümlelerdi. Heeseung'ın konuşurken her dudak büzdüğünü gördüğünde nerede olurlarsa olsunlar tek yapmak istediği onu altına almak ve nefessiz kalana kadar öpmek oluyordu. Yani; güldüğü zaman kalp şekli alan dudaklardan bahsediyoruz, elbette Jake'in zaafı olmaları oldukça normaldi.

Ve işte şimdi yıllardır beklediği an Heeseung'ın muhtemelen sadece kızgınlığından kaynaklanan birkaç cümlesi sayesinde gerçekleşiyor. Bunun için memnun mu olmalı? Kendisi yerine Sunghoon, hatta belki de rastgele bir alfa olsa bile Heeseung'ın isteklerinin aynı olacağından şüpheli. Zihnindeki karmaşaya rağmen Heeseung'ın çoktan aralanmış pembe dudaklarını gördüğünde kısa süreliğine düşüncelerinden kurtulabiliyor. Odasına döndüğünde zaten sorgulamak için fazlasıyla zamanı olacağını biliyor bu yüzden sadece beklentiye aralanan dudaklara odaklanmaya ve ona ihtiyacı olanı sağlamaya karar veriyor.

Alfanın dudaklarını kendi dudakları üzerinde hissettiğinde boğuk bir ses çıkarıyor Heeseung. Tamamen bunun için çabalamış olsa da şaşırmadan edemedi. Karşısındaki bedenin sıcaklığını hissedebilmek için kendisini daha çok yaklaştırıyor ve kolları Jake'in boynuna doluyor. Sahip olduğu tek şey Jake'miş gibi teslimiyetle gözlerini kapatıyor ve bir kez olsun kontrolü başkasının eline almasına izin veriyor. Alt dudağının Jake'in dudakları tarafından emilmeye başladığını hissettiğinde olduğu yerde kıvranıyor. İstemsizce vücudu daha fazla temas için yalvararak aralarında hiç boşluk kalmayana kadar kendini Jake'e bastırıyor, tutunma şekli sıkılaşıyor.

Yankılanan ıslak sesler ve bunlarla karışan Heeseung'ın belirsiz inlemeleri Jake'in dilini içeri itme fikrine engel olmasını zorlaştırıyordu. Bunu yaparsa kesinlikle sertleşecek fakat Heeseung'ı oracıkta bayıltana kadar sikmeden önce düşüncelerini toparlamak istiyor. Hem değerli hyungunun da yavaşça nefessiz kalmaya başladığını fark ediyor ve geri çekilmekten başka çaresi kalmıyor.

Odasına döndüğünde geriye kalan tek şey Heeseung'ın salyasının dudaklarının üzerinde bıraktığı his ve ayrılırken onu izleyen ceylan gözlerinin zihnindeki bir görüntüsüydü. Animeyi izlemek için vakti olduğunda geri döneceğine söz vererek ayrılabilmişti. Kendi odasına girdiğinde Sunghoon çoktan yattığı için ve kalkmamış bir sikle dönmeyi başardığı için tanrıya şükrediyor.

Geri çekildiği zaman Heeseung'ın kızarmış bir yüz ve ıslak, parlayan dudaklarla nefes almaya çalıştığı görüntü kesinlikle rüyalarında devam edecekti. Yaşananlar kafasının içinde canlanmaya devam ederken yatağına uzanıyor. Beraber eğitim gördükleri bunca yıldan beri öğrendiği bir şey varsa, bu kesinlike Heeseung'ın ilgi görmeye karşı farklı bir arzu duyduğuydu. Basit bir övgüyle bile onu utandırmak çok kolaydı ancak özel olarak başkalarından ilgi görmek onu kesinlikle yerinde kıvrandırıyordu. Bu yüzden Jake'in kafası karışıyor ve kendisinden emin olamıyor. Heeseung sadece gördüğü ilgi ve kızgınlığı nedeniyle bu kadar ileri gidiyor olabilirdi. Kendi hisleri bundan çok daha fazlasıyken karşı tarafın ne hissettiğinden emin olamadığı için adım atmaya cesaret edemiyordu. Daha net bir ifadeyle, Heeseung'a olan sevgisini değersizleştirmek istemiyordu. Düşünceleri baş ağrısına dönmeye başladığında çok geçmeden uyuyakaldı.

Literally Babygirl | HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin