8. BÖLÜM

54 9 26
                                    

Kısa not: Okulların da kısa süre içerisinde başlama sebebiyle birlikte bazı bölümlerin gelmesi gecikebilir. Eylül ayından Ocak ayına kadar fazla aktif olamayabilirim. Onun dışında yine kitabın bitme sürecine kadar bölümleri yetiştirebildiğim kadar hızlı atmaya çalışacağım. Bir hafta aralıklarla gelebilir.
Kitabımı tercih ettiğiniz için teşekkür ederim.
Oy vermeyi unutmayın.

Buraya bir bölüm şarkısı ekliyorum: I Was Never There - (The Weeknd)


💐🙌
_______________________________________________________

(İki gün sonra...)

"Herkes araçlara!" Bize komutun gelmesiyle birlikte hep birlikte altı kişi araçlara dağıldık. "Bilgilerin söylediğine göre adamın yaşadığı yer, San Antonio'da. Genellikle korumaları ve evinin önüne diktikleri adamları var. Burada da birimizin o evlere ya dilenci ya da bir fakir olarak girmemiz gerekiyor. Genellikle öyle kişilere evini açtığı biliniyor. Korumaları da birimizden birisi gözetip etkisiz haline getirmemiz gerekiyor. İşbirliği yapıyorlar." Eva'nın söylediğine göre zaten herkes burada bunları biliyordu, araştırma yapmadan operasyona asla gidilmiyordu. "Sadece yarım saat sürecek San Antonio'ya gitmemiz." Dedi Selin. Aracı diğer görevlilerden birisi kullandığından dolayı Araz ve Kayra farklı bir araç ile hareket ediyorlardı.

"Dilenci olarak girme konusunu ben henüz anlamadım." Cristina da benim gibi düşünüyordu. Ben sormadan o öne atılmıştı. Gerçi onu ben de anlamış değildim. "Bir kere de bir şeyi anla be kızım!" Andrea ve Cristina'nın isyanı buradakileri güldürmüştü. "Adam, kapıya korumalarını dikmiş. Genellikle kendisini yardımsever bir insan olarak gösterip, katliam yapmasına rağmen nasıl öyle bir kişiliğe sahip onu da anlamış değilim. Eğer birimizden birisi oraya dilenci olarak giderse veya kimsesiz olarak, muhtemelen evini açacaktır. Dilencilere sözde para teklif ettiği biliniyor. Böylelikle sizi yem edecekler, oyuna getirecekler. Çünkü bir kadınsınız."

Ne yani? Bu saçmalıktı! Hangimiz o şerefsizin evine girmek gibi bir aptallık yapabilirdik ki?

Cristina, "Başka çaremiz yok!" Diye son damgayı vurdu. Başka bir çaremiz olmayabilirdi fakat başka bir yöntem düşünebilirdik, başka bir yol ile ilerleyebilirdik. Ama yine de sesimi çıkarmayacaktım, asla beni dinlemeyeceklerdi. Nasıl olsa bir ajan üyesi olmuştuk, çaylak durumundan çıkmıştık. Bu işleri de, bu operasyonu da halledebiliriz gibime geliyordu. Umarım öyle olur... "Yaklaşıyoruz efendim." Şoför görevlisi bunu söylediğinde birbirimize baktık. Adamlardan birinin telefonu çaldı. "Selin ve Ayda'yı bu işten sorumlu tutuyorum. Hızlı bir şekilde dilenci kılığına girmemelerini istiyorum. Arabayı bir kenarda durdur, Zaniolo." Hoparlör kısmından ses iletildiğinden dolayı bu konuşmayı hepimiz duymuştuk. Aracı kenarda durdurdu.

Aşağıya hep birlikte indiğimiz esnada ajanım ve Selin'in ajanı karşımızda belirdi. "Al şunları giy!" Dedi bana kıyafetleri uzatarak. Selin'e de aynı şeyi Kayra yapmıştı. Bir dakika, bunu neden giyiyorduk? "Ne için?" Somurttu ve söze girdi; "Dilenci kılığına gireceksiniz. Adamla anlaşma yapacaksınız da ondan!" Sert konuşmasına karşılık elinden kıyafetleri aldım. "Bir köşede giyinin." Dedi Kayra. Bir kenara geçtim ve gözükmeyen bir alanda yırtık tişört ve pantolonu giydim. Giydik. "Saçlarınızı çözün." Dedikleri esnada saçlarımızı dağınık bırakmak üzere saldık ve çarpılmış gibi bir kenara dağıttık saçlarımızı. Dapdağınık olmuştu ve bu halimle neye benzedim, şu an onu düşünmenin sırası değildi. Operasyon gereğiyle olan bir şeydi, sadece başarılı çıkalım. Ben bunu istiyordum, başka bir şey değil. Birbirimize baktığımız esnada ciddi ortamda gülmememiz gerektiğinin farkına vardık.

KÜLLER VE KURŞUNLAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin