☆☆☆
Jungkook'un gözünden
Aklım sürekli taehyungdaydı,bir türlü başka bir şey düşünemiyordum.Akşam duyduğum o seslerden sonra kendimi hep tetikte durmak zorundaymışım gibi hissediyordum.Kurabiyeler sadece bahaneydi.
Eve birlikte giderken bile içimde kötü bir his vardı.Ruhum huzursuzdu,rahat değildi.
Önceden hisstemiştim,aramızdaki bağ bu kadar kuvvetli miydi?Gece boyu aynı şeyleri düşünüp durmaktan doğru düzgün uyuyamamıştım bile.1 saat uyusam 2 saat uyanık oluyordum ve şimdi günün ilk ışıkları yavaş yavaş odanın içini dolduruyordu.
Burdan sonrasında artık uyuyamayacağımı bildiğim için yatakta doğrulup ayağa kalktım ve okul için erkenden hazırlanıp dışarı çıktım.Okulun saati gelene kadar karşı arazideki geniş parkta oturup sallanırdım.O zamana kadar vakit hızlı geçerdi en azından evde durmaktansa,güvende hissediyordum.
Parka doğru ilerleyip boş bir salıncağa oturdum.Çantamıda hemen yanımdaki boşluğa attım.
Yarım saat kadar sessizce salıncakta sallandım en azından kimsenin beni rahatsız etmemesi iyi yanıydı.
Ama bu düşüncem anında arkamdan gelen sesle son bulmuştu."Jungkook?"
Arkamı dönüp baktığımda Taehyung ile göz göze gelmiştik
"Taehyung?"
Onun bu saatte burada ne işi vardı?Tam ona soracakken o benden önce davranıp sordu?
"Bu saatte burada napıyorsun kook uyumam gerekiyor"dedi sakince"Bazenleri buraya gelirim"dedim ardından cümleme devam ettim"Kendimi huzursuz veya kötü hissttigim yada yalnız kalmak istediğim zamanlar hep buraya gelirim"dedim sessizce kafamı öne eğerek"Peki sen neden buradasın?"diyerek tekrardan ona döndüm."Uyuyamadım dedi kısaca"bence buraya gelme amacı sadece uyuyamadigi için değildi ama sorup moralini bozmak istemediğim için sadece anladığını belirten mırıltılar çıkardım.Ardından oda yanımdaki boş salıncağa benim gibi oturup sallanmaya başladı."Kook?"dedi sadece belliki diyeceği bir şey vardı
"Efendim"dedim ne diyeceğini çok merak ediyordum.
"Efsanelere inarnır mısın?"dedi aniden, aslında böyle bir soru beklemiyordum."Bilmem"dedim sadece daha önce hiç düşünmemiştim."O zaman bir efsane anlatmami ister misin?"dedi benimle göz teması kurmadan.
Kafamı onaylar anlamda salladım sadece."Dilek efsanesi"diyerek başladı konuşmaya."Bu efsaneye göre Tanrı 1000 yılda bir dünya üzerinde sadece bir kişiye dilek hakkı verir.Bu kişi bir kere olmak şartıyla istediği her şeyi dileyebilir.Hersey ama ve bu dilek efsanesine göre kişinin bu yıl seçilmesi bekleniyor"dedi
"Garip bir efsaneymis peki bu seçilen şanslı kişi kendini nasil anlıyor"diyerek ona baktım"Dövme gibi simge beliriyor bileğinde"diyerek bana baktı."Peki inanıyor musun?"
"inanmalı mıyım?"dedim sorumu ona yönelterek"bu sana kalmış bir seçim ama bana kalırsa inanmalısın"dedi.Açıkçası garip bir efsaneydi
3 gün sonra
Taehyung okuldakiler yüzünden gerçekten çok zorbalığa uğramıştı bu süre içinde.Onu elimden geldigi sürece savunup korumaya çalışıyodum ama hepsine yetişemiyorum ve bu durum artık gerçekten çok canımı sıkmaya başlamıştı.
"Kook lütfen dur ben alışkınım zaten"dedi"Tae zaten alışkınım diyerek kaçamazsın seninde rahatsız olduğunu biliyorum ve benide cok rahatsız ediyor böyle davranmaları sana karşı böyle tavırlar sergilemeleri çok canımı sıkıyor"dedim gözlerinin içine bakarak.
Bugün taeyi bilmem kaçıncı kez koruyusumdu.Üçüncüden sonra saymayı bırakmıştım.
Ve bu durumu geçtim kendimi çok yorgun ve halsiz hissediyordum.Açılmak için acilen lavaboya gitmek gerektiTaehyunga haber vererek lavaboya girdim ve yüzümü yıkamak için kollarımı sıvadığımda bileğimde daha önce görmediğim bir resim vardı.
İlk başta umursamadım tae yapmıştır diye ama bileğimi kaç kere yıkasamda geçmemişti bu leke.
Çok asil duruyordu.Bir kelebek vardı ama kelebek o kadar zarif duruyordu ki çok güzeldi.
Bileğime nerden geldiğini bilmediğim bu kelebeğe bakarken aklıma taenin bana bir kaç gün önce anlattığı efsane geldi.Olamazdı herhalde efsaneler gerçek değildi sonuçta sadece soylentiydi??
Ayrıca dünya üzerinde o kadar kişi varken neden beni bulsun ki,ben çok şansız bir insandım.Bileğime bakmaya devam ederken bunu bir süre taeden saklamaya karar verdim.
Aslında neden sakladığımıda bilmiyordum ama eğer efsane gerçekse bu şansı taeye vermek isterdim.
O bunu benden çok hakediyordu sonuçta ben idare edebiliyordum bir sekilde.Düşüncelerimden ayrılıp hızlıca lavabodan çıktım ve taehyungun yanına gittim.
"Kook napıyordun bende tam şimdi sana bakmaya gelecektim iyi misin?"diyerek endişeyle bana baktı."iyiyim iyiyim sorun yok endişelenme"diyerek gülümsedim.
Bir kaç saniye etrafa göz attım."Namjoon ve seokjin bahçede sanırım gel bizde çıkalım istersen?"dedim bir yandan ikiliyi görmek için bir yandanda temiz hava alabilmek için çünkü gerçekten bayılacak gibi hissediyordum.
Birlikte sessizce bahçeye çıkıp boş bulduğumuz bir banka oturduk.Görüş açımızda Namjoon ve seokjin futbol oynuyordu.Şaşırmamıştık çünkü sürekli birlikte futbol oynuyorlardı.
O ikilide taehyunga çok yardım etmişlerdi her konuda.Taehyung da onları cok sevip değer veriyordu bu yüzden.İkimizde bir süre sessiz otururken benim aklıma yeniden bileğimdeki kelebek geldi.
"Tae"dedim sessizce.Sessizce kafasını bana doğru döndürüp efendim anlamında kafasını salladı"Eğer bir dilek hakkın olsaydı ne dilerdin?"
☆☆☆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
113 |Taekook|
Random"lütfen artık dur tae banada zarar veriyorsun ben hiç bir şey yapmadım" "Hayır hiç bir şey umrumda değil jungkook artık herkesten daha güçlüyüm ve sende dahil herkes bana itaat edecek "