YUVA

5 2 0
                                    


Medya=Gökay

Merhaba arkadaşlar. Oy vermeyi unutmayın. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bölüm Şarkısı-
Belki Üstümüzden Bir Kuş Geçer/Yüksek Sadakat

🍓

"Teyzecim, çok üzgünüm. Yanında olamadığım için özür dilerim ama en iyisi bizimle, yanımda kalman olacak. Gözüm gibi bakacağım ben sana. Hem Buğlem ve Alp de çok sevindiler. Bizim yanımızda yabancılık çekmezsin." Teyzem yaklaşık yarım saattir tekrar tekrar aynı şeyleri söylüyordu.

"Bende onları çok özledim." Diğer söylediklerine cevap bile vermedim. Zaman gösterecekti.

"Oy kuzum ya. Her şeyi ayarladık. Kalacağın odayı hazırladık. Buğlem bana yardımcı oldu. İlk fırsatta bir de alışveriş yaparsınız. Bide biliyorsun yakın zamanda okullar açılacak Evimize en yakın koleji düşünüyoruz Selim eniştenle. Ama isterseniz başka okul da olur."

Ah bu yol ne zaman bitecek. Boğuluyorum arabanın içinde. Bu kadın aynı anda hem bu kadar uzun konuşup hem nefes alıp hemde araba kullanmayı nasıl beceriyor biri bana anlatabilir mi?

"Tamam teyze. Bana fark etmez." Sonunda eve gelmiştik. Teyzem arabayı sitenin otoparkına park edip arabadan indi. Bende inmiştim. Bagajdaki bavulumu aldığımda Teyzem arabayı kilitledi. Binanın önüne yaklaştığımızda tanıdık yüzler görmek gülümsememi sağladı.

"Alya abla. Hoşgeldin." Alp'in küçücük boyuyla bana doğru koştuğunu gördüğümde bavulumu bırakıp diz çöktüm. Boynuma sarıldığında Bende onun küçük belini sardım. Benimkine benzeyen açık sarı saçlarını özlemle öptüm. "Hoşbuldum. Civcivim."

Alp'in arkasından gelmiş olan Buğlem kollarını ikimize sardı. Ağlamamak için kendini sıktığını titreyen çenesinden görebiliyordum. Annemi en az benim kadar fazla seviyordu. Ona baktıkça benim de boğazım düğümlendi. Ağlamaktan yorulmuştum.

"Ya, kıyamam ben size. Selim baksana nasıl özlemişler birbirlerini." Teyzemin titreyen sesiyle onun da ağlamak üzere olduğunu anladım. Şu an kimse özlediği için ağlamıyordu. Herkes kaybettiğimiz annem ve babama, teyzemin kardeşine, Alp ve Buğlem'in ise teyze ve eniştesine üzülüyordu. Yine de kimse oyunu bozmadı. Sanki herkes bu konu hakkında konuşmamaya yemin etmiş gibi.

"Görüyorum Gizem. Neyse ki bundan sonra özlemek yok. Alya bizimde evladımız." Sahiplenici sözleri bana babamı hatırlatıyordu. "E hadi. Yerde mi oturacaksınız akşama kadar." Teyzem ve eniştem beraber binadan içeri girdi. Buğlem yavaşça çekildi. Bende dizlerimin üzerinde geri çekildim.

Alp kafasını kaldırıp masum gözlerle bana baktı. Bakışından anlıyordum. Bir şeyler olduğunun farkındaydı ama adlandıramıyordu. Sana nasıl açıklayayım be Alp? Daha ben bile adlandıramadım.

"Çok özledim seni. Sende beni özledin mi?" Ah, öyle bakma bana Alp. Ağlamak istemiyorum.

"Özledim tabi ki. Senin gibi civciv özlenmez mi, bebeğim." İnci gibi süt dişlerini gösteren bir gülümseme bıraktı.

"Seni mi yoksa beni mi daha fazla özlediğini içeride tartışırız Alp'cim. Kusura bakmayın ama bacaklarım ağrıdı beklemekten. Hadi girelim." Buğlem yine Alp'i sinir etmenin yollarını arıyordu. Ama bi konuda haklıydı. Çömelmekten dizlerim acımıştı.

ÇİLEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin