bölüm dokuz: yirmi iki

979 123 477
                                    

         selamm, sınır dolmadı ama ben yine de
      fazla kopmamamız için atıyorum bölümü.
       sizden tek ricam oy vermeniz ve aralara
     birkaç yorum serpiştirmeyi unutmamanız.
               keyifli okumalar bebişler. ♥

                        İKİNCİ TESADÜF
                     B Ö L Ü M  D O K U Z

                                       ♪  
                          Adele, Love Song
                                      &
                           Skapova, Neyse

                                      ☆

Ciğerlerime dolan temiz havanın getirdiği huzurla birlikte gözlerimi kapattığımda elimde tuttuğum dumanı tüten kahvemden bir yudum aldım ve dakikaların gözümün önünde su gibi akmasını izlemeye başladım.

Çünkü yarım saat sonra doğum günümdü.

9 ekim.

22 olacaktım.

Her doğum günümde olduğu gibi hiçbir planımın olmamasına rağmen içimdeki küçük kız çocuğu yine dakikalar kaldığı için fazlasıyla heyecanlıydı. Belki de hayalini kurduğu tüm kutlama planlarını yaşamayı hâlâ beklediği içindi, bilmiyordum fakat ben ümidimi keseli uzun zaman olmuştu.

Mesela sözde çok ilgili olan ailem, geleceğim hariç hiçbir özelimde yanımda olmadıkları için yıllardır doğum günümü bir mesajla kutlardı.

Doğum günün kutlu olsun Lizge, gibi.

İyi ki doğdun değil, doğum günün kutlu olsun.

Kimine göre normal bir kutlamaydı işte, altında yatan soğukluğu göremezdi. Ama ben görüyor ve iliklerime kadar hissediyordum. Bu ilgisizliğim getirmiş olduğu boşluk ise bir yanımın her zaman hayalini bile kuramadığı o kutlamayı istemesine neden oluyordu.

Belki yarın sabah Melin'le konuştuğumuzda ona söylersem bana minik bir sürpriz yapabilir, ya da içten bir şekilde sarılarak da kutlayabilirdi. Peki ya ona söylersem? Ne yapardı? Bir pasta alıp evime gelir miydi mesela? Ya da içimdeki küçük kızı tatmin edebilecek bir sürpriz düzenler miydi? En basitinden bir mum bile alıp üfletir miydi bana?

Yapardı. Tanyeli'ydi o, benim sevgilim olmak isteyen, aylardır peşimde koşan kişiydi.

Düşüncelerimle verdiğim savaşı geri plana atmaya çalışarak kahvemden bir yudum aldığımda balkonda üşüdüğümü hissettim. Ayaklanıp içeri geçtiğimde ise masanın üzerinde duran telefonumun açık olduğunu gördüm. İnstagram'dan bildirim gelmişti.

teomantanyeli: napıyorsun? (23.35)

lizgeay: kahve içiyordum, sen?

teomantanyeli: seni düşünüyorum.

lizgeay: beni mi?

teomantanyeli: seni ve dün bana söylediklerini düşünüyorum.

lizgeay: ve sonuç?

teomantanyeli: bana numaranı ver.

lizgeay: soruma cevap verirsen neden olmasın?

İKİNCİ TESADÜFWhere stories live. Discover now