1

215 25 22
                                    

Herkes bir şeyler düşünürken Hyunjin konuştu.

"Söyleyin oğlum, ne olacak ya?"

"O kadar kolay mı amına koyayım, ya ayrılmamız gerekirse? Ozaman ne olacak?" Minho olacakları biraz tahmin edebiliyordu. O yüzden karşıydı bu öneriye.

"Bende söylemek istemiyorum. Böyle idare ediyoruz işte, ortaya atmaya ne gerek var?" Jisung da dört yıldır beraber olduğu sevgilisini bırakmak istemiyordu. Her zorluğu birlikte atlatmışlardı. Dokuzuncu sınıfta, daha çocukken aşık olmuştu ona. Dört yıl boyunca çok güzel zamanlar geçirmişlerdi.

Felix ikiliye bakarak konuştu,

"Böyle nereye kadar devam ediceksiniz Jisung?İlla bir gün söyleyeceksiniz. Daha fazla ertelemeyin, hem mezun olmamıza ne kaldı şurada? Bence bir şey söylemezler."

"Biliyorum Felix ama kolay değil. Dört yıl, dile kolay dört yıl. Bundan sonra ben Minho'suz yaşayabileceğimi düşünmüyorum." Minho sevgilisinin beline sıkıca sarıldı.

"Yaşamayacaksın zaten sevgilim." Jisung'un yanağındaki benin üstünden öptü. O noktadan öpmeyi çok seviyordu. Jisung, Minho'nun onu öpmesiyle kocaman gülümsedi.

"İkinizde korkmakta haklısınız ama artık söylemeniz gerek. Felix'in de dediği gibi daha fazla ertelemenin bir anlamı yok. Jisung'un ailesinin bir şey söyleyeceğini düşünmüyorum, çok tatlı insanlar. Minho'nun ailesi biraz karşı çıkabilir ama nereye kadar? Eninde sonunda kabul etmek zorundalar. Bu akşam söylemeyi deneyin." Bu sefer konuşan Chan'dı.

Minho ikilemde kalmıştı. Söylemek rahatlamak istiyordu ama çok korkuyordu. Jisung'u kaybetmek istemiyordu. "Peki deneyelim bakalım."

Jisung tedirgin bir şekilde konuştu. "Emin misin Minho?"

"Eminim ama sen istemiyorsan başka zaman söyleyebiliriz."

"Hayır hayır, bu akşam bitirelim şu işi." Minho'nun içi hiç rahat değildi. Gerçekten çok korkuyordu. Ama artık bu işin bitmesi gerekiyordu.

-

Çıkışta ikili birbirlerine şans dileyip evlere ayrıldı. İkisi de hiç olmadıkları kadar stresliydi. Jisung sonunda eve gelmişti. Mutfağa doğru yürüdü. Annesine sarılıp öptükten sonra konuşmaya başladı. "Akşam yemeğinden sonra sizinle önemli birşey konuşacağım. Babama da söyler misin?"

"Ne oldu Jisung?"

"Akşam öğrenirsin, hadi ben odamdayım."Hızla merdivenleri çıkıp odasına gitti. Rahatlamak için soğuk bir duş aldı. Üstünü giyinip yatağına uzandı ve telefonunu açtı.

Jisung
Anneme akşam onlarla konuşacağımı söyledim.
Çok stres yaptım sıcak basıyo of.

Elzem
Sakin ol Jisung.
Kriz geçireceksin.
Camını açtın mı?
Nefes al biraz.
İyi misin?
Yanına geleyim mi?

Jisung
Saçmalama Minho.
İyiyim merak etme açtım camımı.
Bu akşam bu iş bitsin.
Sen nasılsın?

Elzem
Güzelce nefes al.
İyiyim bir sorun yok.
Yemekte konuşacağım.
İyi şanslar sevgilim.

Jisung
Sanada iyi şanslar sevgilim.


-

Jisung sonunda anne babasını karşısına aldı. Nasıl başlayacağını bilmiyordu. Önünde duran ailesine baktı. Her zaman yanında olacaklarını biliyordu. Konuşmaya başladı.

"Size bir şey soracağım."

"Sor oğlum."

"Her zaman, ne olursa olsun, ne yaparsam yapayım yanımdasınız dimi?"

"Oğlum n'oluyor?"

"Cevap ver anne."

"Tabii ki de yanındayız."

"Baba?"

"Evet,yanındayız oğlum ne oldu?"

"Tamam, eee şey Minho'yu biliyorsunuz değil mi? Arkadaşım."

"Hmhm, biliyoruz nolmuş ona?"

"Şey eee..."

"Oğlum söyle artık."

"Şey, biz Minho'yla..."

"Siz Minho'yla?"

"Biz Minho'yla birbirimizi seviyoruz."

"E normal,arkadaşlar birbirlerini sever."

"Hayır anne, öyle değil.Biz...biz birbirimize aşığız." Jisung başını öne eğip gözlerini sıktı. Ne tepki vericeklerini bilmiyordu. Sıcak basmıştı, elleriyle oynuyordu. Jisung'un annesi, babasına baktı. Gülümseyip başını salladı. Jisung'un çenesinden kavrayıp başını kaldırdı.

"Neden eğiyorsun başını?"

"Şey ben utanıyorum."

"Az önce söyledimiz gibi, ne olursa olsun, ne yaparsan yap biz senin arkandayız. Hem bunda utanılacak birşey yok. Senin için ne iyiyse, nasıl rahat ediyorsan öyle olsun. Sevdiğin insani bulman bizi mutlu eder. Umarım hep mutlu olursunuz."

Jisung annesinin dedikleriyle rahatlamıştı. Annesine sıkıca sarılıp teşekkür etti ve babasına döndü.

"Aynı annenin dediği gibi, sen ne yaparsan yap her zaman arkandayız." Jisung babasına da sarılıp teşekkür etti. Mutluluktan gözleri doldu. Hemen gidip bu haberi sevgilisine vermek istiyordu. Ailesiyle birkaç bir şey daha konuşup odasına çıktı. Telefonunu alıp Minho'yu aramaya başladı. Bir kaç kere aradı ama açmadı.

Jisung
Minho?
İyi misin?
Neden açmıyorsun?
Ailenle mi konuşuyorsun?
İşin bitince bana dön lütfen.
ANNEMLER BİR ŞEY SÖYLEMEDİ.
Anlayışla karşıladılar.
Seninle de konuşmak istiyorlar.
En kısa zamanda bize gell.
21:07(Gönderildi)
Minho?
Bir şey mi oldu merak ediyorum?
Arıyorum açmıyorsun.
Korkmaya başladım.
Lütfen bana dön.
22:48(Gönderildi)
Lütfen kötü bir şey olmuş olmasın.
Minho lütfen.
Bırakma beni.
Seni seviyorum.
01:22(Gönderildi)

Jisung'un aklında kötü şeyler dönüyordu. Sevgilisini kaybetme korkusu sarmıştı içini. Nefesi kesiliyordu. Hemen kendini balkonuna attı, saate baktı. Sabah üçe yaklaşıyordu. Uyuyamıyordu. Minho'dan hala ne bir mesaj ne de arama vardı. Ne yapacağını bilmiyordu. Kötü şeyler düşünmemek için galerisine girdi. Sevgilisiyle olan fotoğraflarına baktı. O gün ilk defa bu kadar korkmuştu. İlk defa sevgilisini kaybetmekten çok korkmuştu. Fotoğraflarda gezinirken gözünden bir damla yaş aktı. Yarın ilk işi Minho'nun yanına gitmek olacaktı. Telefonunu çıkardı.

Jisung
Felix.
Minho hala bana dönmedi.
Yarın benimle Minho'lara gelebilir misin?
Sabah ilk iş onlara gideceğim.

Ay mrb.Bu ilk fic yazisim hic begenmedim insallah siz begenirsiniz.Zaten bi arkadas zoruyla yazdim.Biraz kisa olmus olabilir diger bolumu uzun yazmaya calisicam.(supheli)Neyse umarim begenirsiniz.😔😔
ig:zenepdoolsetnett
tt:dooollsetnett

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin