3- MAGAZİN.

270 29 265
                                    

Selamm üçüncü bölüm ile geldim💪Şimdiden kaoslara ve bazı şeyleri ortaya çıkartmaya başlasam mı diye düşünüyorum ama henüz erken gibi. Biraz aşk kuşu devam edebilirler PQBSOQVWHQXQQXW Ama bana çok güvenmeyin her an kaos falan çıkartıp birden dram yaratabilirim. Neyse bakalım iyi okumalarr.♡

-

Odaya vuran güneş ışıklarını hissederek mırıltıyla uyandığımda henüz gözlerimi açamazken saatin kaç olduğunu bile kestiremiyordum.

Tek hissedebildiğim geceden kalma olduğumdan geçmek bilmeyen baş ağrım ve arkamda bedenimi sıkıca sarmalamış olan, yakınlıktan kokusunu hissedebildiğim bedendi.

Gözlerimi zar zor açtığımda henüz ayılamadığımdan gözlerimi hafif kısarak başımı yana doğru çevirip arkama bakmıştım.

Gördüğüm manzara belimi sıkıca kavramış ve yüzünü saçlarıma gömmüş hâlde uyuyan bi' Mauro olunca gülümsemeden edememiştim.

O an onu izlemeye daldığımı fark etmezken dakikalar sonra saat aklıma gelince irkilerek birden hızlıca doğrulmuştum.

Uyuyakaldığımız için alarmı da kuramayınca sabah antrenmanına geç kalmıştık.

Birden kalkmamla Mauro da kaşlarını çatıp yavaş yavaş gözlerini açmış ve ayılmaya çalışırken doğrulmuştu.

"Kerem ne oldu iyi misin?"

Uykulu çıkan sesiyle ve ayılamamış hâliyle belli etmeden istemsizce gülümserken aceleci tavrımdan ödün vermeyerek yataktan kalktım.

"Mauro, geceyi çok hatırlayamıyorum ama uyuyakalmışız sanırım.. antrenmana geç kaldık."

Dediklerimle o da birden kendine gelerek hızla yataktan kalkmış ve sersemliği üzerinden atıp saate bakmıştı.

"Ah, cidden. Gecikmiş biraz ama hâlâ zaman var. Birlikte gidelim mi?"

"Olur, üzerimizi zaten orada değiştireceğiz. Hemen çıkalım."

İyice kendime gelmek için çıkmadan yüzümü yıkamış ve rutin işlerimi de halledip Mauro'yu da beklemiştim. O da lavabodan çıktığında aşağı inmiş ve oyalanmadan evden çıkıp kapıda ki arabasına binerek yola koyulmuştuk.

×

Zaten tesise yeterince yakın olan evim sayesinde arabaya biner binmez çok sürmeden tesise varıp direkt otoparka girmiştik.

Mauro arabasını her zaman ki yerine park ettiğinde ikimiz de seri bir şekilde arabadan indik. Saate baktığımda ise antrenman başlayalı tam on dakika kadar olmuştu.

"On dakika geçmiş, hadi gel!"

Heyecanla bileğini kavrayarak onu da kendimle beraber hızla asansöre çekiştirdiğimde adımlarım hafif koşarcasınaydı.

Mauro bu hallerime gülerek bana ayak uydururken asansöre binmiş ve tuşladığımız kata saniyeler içinde varıp beklemeden inmiştik. Sabırsızdım.

"Çocuk gibisin."

Dedikleriyle kaşlarımı hafif çatıp aynı ritimle bileğini tutarak soyunma odasına giderken konuştum.

"Hiç de bile, ikinci kaptan olarak ben özellikle geç kalmamalıyım."

"Haklısınız kaptanım, sustum."

Soyunma odasına varıp içeriye girdiğimizde bizden başka kimse yoktu. Tahmin ettiğim gibi herkes çoktan giyinmiş ve bahçeye çıkmıştı.

Yine Mauro'nun üzerimden çekmek bilmediği bakışları eşliğinde oyalanmadan giyinirken o da dolabını açıp giyinmeye başlayarak konuştu.

Mon amour.  -  (bxb.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin