2.1

485 96 176
                                    

150 yorum sınırı

***
minho:

chan, kapıyı açıp da onu odama aldığımdan beri tek kelime etmiyordu.

geçen dakikalar boyunca parmaklarıyla oynarken de gözlerini yatağımın dağınıklığında gezdirirken de ağzını açmadan öyle durmaya devam ediyor.

ve ona baktığımda tüm bu beden diline rağmen onu okuyamıyor, aklından neler geçtiğini anlayamıyorum.bunun nedeni belki de kendi yorgunluğumdan dolayı belki de gerçekten de chanın karmaşık olan düşüncelerinden dolayı.hiçbir fikrim yok.

aramzdaki sessizliği bozmak adına konuşarak ilgisini çekmek istiyorum.

"mesajlaşırken daha iyiydin sanki." diyorum mızmız bir tavırla.eğer onun gibi donuk kalırsam ortam iyice tuhaf bir hâle bürünecek biliyorum.
bunun farkındayım.

bu yüzden de bakışları hâla bana dönmeyen beden için telefonumu alıp hafifçe yatağa fırlattığım gibi şımarık tavrıma devam edip yatağa uzanıyorum. "istersen orda kalırken yine mesajlaşalım da ne diyeceksen de artık."

chan, yatağın yay sesiyle birlikte gözlerini bana çeviriyor. kahverengiliklerinin parlaklığı, kaşlarının hafifçe çatılışı ve sıktığı çenesine bakarken ağlamamak için kendini zor tuttuğunu anlıyorum.

yine de salaklığa vurup yüzümdeki gülümsemeyi azaltmadan kendimi yuvarlıyorum yatakta.
"demek konuşmamaya devam edeceksin."

"ben..minho.aslında şey diyeceklerim bir anda kafamdan uçtu ben.. benim kafam karışık biraz." birbirine geçen cümlelerini toparlayamadığı için dışarıya doğru sesli bir nefes verirken büyükçe yutkunuyorum ben de.

telefonunu sehpaya koyarken bir sesli not başlatmadığını gördüğüme emin olsam da üzerinde başka bir kayıt cihazının olup olmadığını bilmiyorum.bu yüzden her bir kelimemi özenle seçmeliyim.

"kafan karışıksa konuşmayalım. yanıma gelmek de bana iyi davranmak da zorunda değilsin."

dediklerimle birlikte kaşlarını kaldırıyor. dudakları gülecekmiş gibi kıvrılıp düşerken başını hafifçe sağa sola sallıyor.

"seni görmek istedim. her şeyden bağımsız bir şekilde." diyor boğuk çıkan sesiyle."zaten kafamın karışıklığı beni dolandırmanla değil, beni neden dolandırman gerektiğiyle ilgili."

gözleri yüzümün her bir zerresini incelerken konuştuğunda anlamadığım durumla büyükçe yutkunuyorum. "ben sadece para için yaparım chan."

"onu fark ediyorum zaten."

bir şeyi diyip dememe arasında kaldığını gösteren aralanıp kapanan dudakları en sonunda düz bir çizgide kalırken bakışları da ellerime yöneltiyor.

"bir ay sonra birden bire 10bin dolara ihtiyaç duyuyorsan ortada bir durum vardır sadece. ondan bahsediyorum.kafamın karışma nedeni bir anda gitmen ve yine bir anda fazla meblağda dolandırman beni."

bana yardım etmek ister gibi olan hali bana maalesef inandırıcı gelmiyor. kimseye güvenmiyorum şu hayatta. en yakınlarından aldığın darbeler sonrasında herkes arkandan ucuz bir oyun oynuyormuş gibi hissediyorum hep.

"babamı tanıyor musun?" diyorum korkarak.bana iyi davranma nedeni belki de babamın bir oyunudur diye düşünüyorum. sevilmeyi hak etmediğimi biliyorum çünkü. karşımdaki adamın bana gösterdiği şu tavrın kesinlikle bir amacı olmalı.

girly, right? || minchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin