7* 'Cause I'm not good at making promises

25 3 31
                                    

Genç adam elindeki ışıklara bakarak koca salonda ayakta duruyordu. Tek başınaydı. Dans etmek istiyordu. Dansa aşık biriydi. Dans olmazsa o da olmazdı.

Taehyung'un teklifi gülümsetmişti onu. Yapacaktı onunla dans edecekti. Sadece Fernando konusunda geriliyordu. Kötü bir şey yapar mıydı emin değildi. Bir şekilde Taehyung'a güvenmişti. Çok değil biraz biraz güveniyordu ona. Kendini yakın hissediyordu ona. Geçmişinden birini hatırlatıyor kendisine acı veriyordu ama acısı da güzeldi.

Kapı sesini duydu. Arkasını dönmeden aynadan baktı. Taehyung gelmişti. Jeongguk'un elindeki ışığa baktı. Gülümsedi Taehyung. Onunla dans ettiğini biliyordu. Kendi danslarında da onu çıkarmak istememişlerdi.

Taehyung müziği açtı ve Jeongguk'un arkasına geçip ellerini belinin biraz aşağısına yerleştirdi. Müziğin ritmine göre sallanmaya başladılar. Jeongguk da ışığı iki eliyle tutup üstlerine sarmıştı. İkisini birbirine bağlamıştı.

Dansları zarif bir şekilde devam ederken etraflarındaki ışık renk değiştirip dönmeye devam etmişti. Yarışmada bu dansı mı yapacaklar bilmiyorlardı. Emin değildi ikisi de ama şu anlık bunu yapıyorlardı. Belki de ısınma turuydu bu.

Çünkü dansa aşık iki kişi sabahlara kadar dans edebilirdi.

Yorgunlukla yere uzandılar. Göğüsleri inip kalkıyordu. Gerçekten yorulmuşlardı. Yapacak bir şey yoktu. Jeongguk birkaç gün kaybetmişti ve Taehyung da yeni dansa başladığı için her şey sil baştan oluyordu.

Fazla durmadan Taehyung ayaklanıp elini Jeongguk'a uzattı. "Hadi başka bir şarkıyla da deneyelim." demişti. Jeongguk uzatılan eli tutarken "Beğenmedin mi bunu?" demişti. Dudakları büzülmüştü. Taehyung gülümsedi.

"Beğendim Jeongguk." Jeongguk yukarı çekti. Bedenleri çok yakınlaşmıştı. "Sadece başka şarkılarla da başka danslar deneyip en iyisi hangisiyse onu yapmayı tercih ederim. Mükemmeliyetçi biriyim." diye devam etmişti.

"Ama yarışmaya yetişir mi?"

"Yarışmaya daha zaman var merak etme yetişecek." demişti Taehyung.

Şarkı değişmiş hareketler değişmiş ama yakınlıkları daha da artmıştı. Zarif ve kendinden emin dansları kendini belli ediyordu. Kursun değil dünyanın en iyisi olmak için doğmuştu bu iki adam. Her şeyde en iyi olmayı kolay bir şeymiş gibi başarıyorlardı.

İlk şarkıları ride it iken şimdi de dangerously şarkısını açmışlardı ve ikisi de birbirinden çok tansiyon olan şarkıydı. Hareketleri, birbirlerine yakınlaşmaları, Taehyung'un elleri, Jeongguk'un kalçası, Jeongguk'un elleri, Taehyung'un kalçası asla rahat durmuyordu. İki beden de nefes nefese kalmıştı.

Bu şarkı bitince de başka bir şarkıya geçmiş ve onun için de dans hareketleri uydurmaya başlamışlardı. İkisi de gerçekten çok iyiydi.

Kapıdan gelen alkış sesiyle danslarını durdurmuş ve oraya dönmüşlerdi ikisi de. Dansa ve birbirlerine o kadar dalmışlardı ki aynadan birinin onları izlediğini fark etmemişlerdi bile.

Fernando alayla sırıtarak onlara doğru yaklaşıyordu. Jeongguk gerildi anında. Taehyung da bunu fark edip Jeongguk'u arkasına aldı sanki koruyabilecekmiş gibi.

"Ne oldu?" Taehyung sert sesiyle konuştu. Jeongguk ilk defa onun sesini böyle bir tonda duymuştu

Fernando yüzündeki ifadeyi bozmadan "İkinizi yan yana görmemiştim daha önce. Dans ettiğinizi bilmiyordum." dedi bakışları Jeongguk'a kayarken.

Jeongguk ağzını açtığında Taehyung ondan önce davranıp "Kimse senin gibi buraya boşuna gelmiyor. Hava atma amacı olmadan gerçekten dans etmeye geliyoruz. E kabul edersin ki yakında bir yarışma da var. Çalışmadan herkesten üstün olmayı bekleyip insanları tehditle yarışmadan çekilmeye zorlarken asla en iyisi olamayacağın için biz de çalışıp en iyisi olduğumuzu kanıtlıyoruz." demişti.

Alejandro ||Taekook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin