3. BÖLÜM " SÜRPRİZ "

25 7 2
                                    

Yeni bölümle tekrardan karşınızdayım. Bu bölümde umarım eğlenirsiniz. Severek yazdığım bir bölüm oldu.İyi okumalar...



Şu anda nereye gittiğimi bile bilmiyordum. Öyle ağlayıp zırlayıp gidiyordum. Ben onun neyiydim ki ağlıyordum. Keşke hiç onu tanımamış olsaydım. Bundan sonra da  birazcık umudum vardı. O da gitmişti. Gizem bunu bilerek yapmıştı. Aslında mahalleye geldiğinden beri benden şüpheleniyordu. İster istemez acaba anladı mı diye tedirgin oluyordum. Neyseki yanımda telefonumu almayı unutmamıştım. Zeki ben. Baya bir zekiyim. Nişanlanacak adamı hala seviyordum ve artık bu duruma bir son vermem lazımdı. Yoksa işler epey karışacaktı. Makyajım umarım akmamıştır. Ya da aksın malzemelerin kaliteli olup olmadığını anlarız. Konu nerden nereye geldi. Aysun Ablanın dediği gibi artık kendi yoluma bakma vaktiydi. Onu sevmeyi bırakmakta baya bir zaman alacaktı. Kolay kolay onu unutamayacaktım. Şimdi şimdiki soruya gelirsek ben nerdeydim.

*

Sanırım kaybolmuştum. Çünkü uzun süredir yürüyordum. Hem de topuklu ayakkabıyla. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Topuklu ayakkabıyla uzun mesafe gidebilirsiniz. Telefonuma baktım. Anam çoktan kına başlamıştı. Annem eve gidince umarım beni terlik dayağından geçirmezdi. Yalnız öyle bir atış yapıyordu ki tam isabet. Kaybolduğum yer biraz ıssız sayılabilirdi. Hatta fazlasıyla. Şimdi boku yedim. Hem de en güzelinden...

Etrafıma bakınırken çalılıklardan bir çıtırti sesi geldi. Birde karanlıktı. Hava da bugün erken kararmaya başlamıştı. Ne kadar güzel bir gün.  Telefonumu açıp çekiyor mu diye baktım. Azcık çekiyordu. Hemen Abimi aramam lazımdı. Abimi arıyordum ama açmıyordu. Heralde sesten dolayı idi. Bir kez daha çaldırdım. Yok açan yok bu sefer babamı aradım. Bir iki çalıştan sonra şükür ki babam açmıştı.

" Efendim Kızım"

"Baba endişelenme ama ben sanırım kayboldum. "

"Neee. Kızım gene ne yaptın da kayboldun. "

"Ya baba boşver abime söyle. Gelip beni hemen alsın. Konumu atıyorum. "

"Tamam kızım. Güvenli bir yere geç. Abini şimdi yollarım. "

"Tamam Hadi çabuk olun. Korkuyorum. "

"Tamam " Deyip aramayı kapattı. Ya ben ne diye bu kadar yol yürüdüm ki birde etraf ağaç falan doluydu. Hemen telefonumdan buranın konumunu abime attım. Tedbir olsun diye de anneme ve babama da attım. Bir çatırti sesi daha geldi. Ne oluyor ya. Hadi bir delilik yapıp çatırdayan sese doğru gıdelım . Süper fikir. Ben çalılara yaklaştıkça ses de daha yüksek çıkıyordu.

Bismillahirrahmanirrahim. Elimi çalılara koyarak çalıyi ortadan ikiye ayırdım. Bir de ne görim bir tavşan. Hem de yavru. Oyy ben bunu yerim. Acaba annesi falan var mıdır ? Bence yoktur en iyisi ben  eve götüreyim. Hem bir anne çocuğunu bırakır mıydı ? Kötü ya da iyi günde. Bence bırakmazdı, bırakmamalıydi da. Acaba bu şirincik kaybolmuş muydu? Ama kaybolduysa annesi bir şekilde şirinciki bulurdu. En azından onu eve götürürsem hem benim arkadaşım olurdu. Ben konuşurdum oda dinlerdi. Mantık olarak. Hemen bir elimle küçük yavruyu elime aldım. Minnacıkti. Birde titriyordu. Soğuk havadan dolayı. Abim gelene kadar idare etmeliydik şirincikle. Şirinciki ısıtmak amacıyla ellerimle tüylerinin üzerini okşuyordum. En azından okşadığım yerler sıcak olurdu. Yarın da şirinciki veterinere götürürdüm.

*

Hemen şirincike alışmıştım. Çünkü hayvanları seviyordum. Hep kedim olsun isterdim. Ama annemin kedinin tüyüne alerjisi olduğu için eve kedi alamamıştık. Neyse bir gün kendi evime sahip olursam evime bir kedi alacaktım. Lan ben de üşüyom. Niye bu elbiseyi giydim ki bari hırka falan alsaydım. Ama Kına kapalı bir alanda yapılıyordu. Mahallenin 3 sokak altında kına, düğün, nişan ve vb faaliyetler için orada kına yapılıyordu. Çok fazla birşey kacirmamistim umarım. Ben kendi kendime düşüncelerimle boğuşurken adımin söylendiği duydum. Abim gelmişti sanırım.

UMUTSUZ MAHALLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin