Yeni bölümle tekrardan karşınızdayım ballı peteklerim. Iyi okumalar...
✨
İnsan, bazen kendini nerede, ne zaman, nasıl davranacağını bilemiyor. İçinden nasıl davranması gerektiğini düşünene kadar etrafındaki bakışlardan da rahatsız oluyordu. Kendi yarattığı benliğiyle öylece ortada sus pus kalıyordu...
Bu saatte daha kim gelebilirdi ? Her neyse de bu kapıyı alacaklı gibi çalıyordu. En son kendimi toparlayarak, gözlerimi onlardan çekerek kapıya doğru yürüdüm. Kimseden niye ses çıkmıyordu? Acaba bu saatte kapıyı alacaklı gibi vuran kişiyi mi biliyorlardı? Kafamı sağa sola sallayarak kapının önüne kadar geldim ve zaman kaybetmeden ve binadakilerin sesten rahatsızlık duymamalari adına kapıyı hemen açtım.
Karşımda iri yapılı 3 kişi duruyordu. Böyle iri yarı kalıplı, takım elbiseli kişilerin burada olması bir garibime gitmişti. Sonunda ağzımı açıp konuşmaya başladım.
" Buyrun. Kime bakmıştiniz? " Adam yüzündeki soğuk ifadeyle ağzını aralayıp
"Gizem Ateş 'i " Kardeşim o zaman gidin evinde arayın. Kaşlarımı çatıp Gizemi tanımamazlıktan gelerek
" Yanlış adrese gelmişsiniz. Burada Gizem Ateş diye biri oturmuyor. " Adam yüzümü inceleyip, yalan söyleyip söylemediğimi anlamak amacıyla gözlerim içine baktı. O sırada yutkundum. Kimlerle uğraşıyoruz.
" Beyefendi başka bir sorunuz yoksa size güle güle. " Kapıyı tam kapatacakken konuştuğum adamın hemen sağında duran adam ayakkabısını kapıya koydu.
"Gizem Ateşi buraya girerken gördük. Yalan söylüyorsunuz Hanımefendi "
"Kardeşim burada Gizem, mizem diye biri yok. " Dedim. Kapıyı kapatacağım ama adamlar izin vermiyor. Ya sabır. Feride sakin ol sakin.
"Hanımefendi kenara çekilin ve bize Gizem Ateşi getirin. " Oldu canım.
"Başka bir isteğiniz var mı? " Uzun siyah sakalları olan adam konuştu.
"Yok Hanımefendi. Sadece bize Gizem Ateşi getirin. " Allah aşkına Gizem'in bu adamlarla ne işi vardı tam olarak. Umarım kötü bir şeyin içine düşmemiştir. Ben ağzımı açıp konuşacakken yanıma abim geldi. Elini omzuma koyarak kapıdaki adamlara kaşlarını çatarak baktı.
"Hayırdır beyler. "
"Hayır, hayır kardeşim. Biz Gizem Ateşi alacağız. Ama kapıdaki Hanımefendi Gizem Ateşin içeride olmadığıni söylerek yalan söylüyor. Biz sadece Gizem Ateş'i alacağız ve buradan ses olmadan gideceğiz. " Abim tek kaşını kaldırarak dilini dudaklarının üzerlerinde gezdirdi.
"Gülüm sen geç içeri. " Abimi burada tek başına bırakamazdım. Bu adamların sağı solu belli olmaz.
"Hayır Abi " Diyerek bu isteğine karşı çıktım. Abim ellerini tıraş olan yüzünde gezdirdi ve son olarak burun kemerini sıkarak sıkıntılı bir nefesi dışarı bıraktı.
"Gülüm sen içeri geç ve içeriden Okana yanıma gelmesini söyle. " Abime gene itiraz edecekken işaret parmağını içeriyi gösterek işaret etti. Kafamı sallayarak son kez adamlara bakıp arkama dönerek içeriye yöneldim. Salona geçince gözlerim onu aradı. Bulduğumda o ise Gizem'e bakıp gülüyordu. Bana gülmeyen adam sevdiği kadına gülüyordu. Daha fazla içeride dikilmeyerek
"Okan Abi, abim seni çağırıyor. Kapıda " Dedim. Ona ilk defa bunca seneden sonra Abi dediğim için gözleri şaşkınlık gördüm. Artık bundan sonra böyle olacaktı. Onu unutmak için elimden geleni yapacaktım. Kendine gelerek gözlerini benden çekerek kafasını sallayıp oturduğu yerden kalktı. Yavaş adımlarla yanımdan geçti. O sırada annem bana seslenerek ortamdaki sessizliği bozdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UMUTSUZ MAHALLE
General FictionFeride, dışarıdan her ne kadar mutlu biri olarak gözükse de içinde yaşadığı çığlıkları dışa vuramıyordu. Hergün kendinin tükendiğini göz göre göre görüyordu. Bir bir umutları sökülüp toprağın altına gömülüyordu. Ama bilmediği birşey vardı. Hayatının...