Her bir insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. O dönüm noktasından sonra ne o kişi eskisi gibi olur, ne de onun hayatı. Hayatı ya iyi yönde değişenler de var, kötü yönde de. İşte ben bu gece o dönüm noktasını yaşıyordum. Hayatım bundan sonra iyi mi yoksa kötü mü olucak bilmiyorum ama hiç bir şeyin eskisi gibi olmuyacağından emindim.
★★★★★
Her attığı adımda kalbimin hızlanışı çoğalıyordu. Beni de öldürecek miydi? Hayır. Ölümden korkmuyordum. Hiç bir zamanda korkmadım. Çünki er yada geç hepimiz bir gün ölücez. Ölümden korkmak manasız. Ama böyle bir şekilde ölmeyi de düşünmüyordum. İnsan başına geleceği tahmin edemiyor maalesef.
Artık tam arabanın kapısının önündeydi. Elini kapı kolunu atdı. Ama kapı açılmadı. Kapıyı kilitlemişdim. O kadar da salak değildim. Keşke o gelene kadar kaçsaydım. İşte bunu düşünmeyecek kadar salaktım. Korku insanın beynini donduruyormuş.
Kapı kolunu bir kaç kere zorladı, açılmadı tabii ki. Bu adam salak mı? Araba kapısı kilitli olduğunu anlamıyor mu? Eline cebine attı ve bir araba anahtarı çıkardı. Ağzımdan bir küfür savurdum. Bu Miraçın arabasının anahtarı. Bunu ne zaman aldı ki Miraçtan? Hay şansıma benim.
Arabanın anahtarı ile kapıyı açtı ve öylece başımda dikilmeye başladı. Bu adam niye böyle başımda dikiliyor? Yüzene bakmıyordum. Yüzünde maske vardı tabii baksam nolucak. Sonunda sabrım tükenerek başımı kaldırıp yüzüne baktım. Başdan aşağı beni inceliyordu. "Sapık" Benden istemsiz ağzımdan çıkan kelimeyle kendime küfürler ettim. Hassiyetsiz sanki yanımda yer varmış gibi yanıma oturdu. Bu adam manyak mı? Az önce bir adam öldüren birine göre tabii ki de manyak. Adam derken Miraç! Miraç hala yerde kanlar içinde! Aman Allah'ım kan kaybından ölücek. Onu kaybedemem.
Tüm gücümle adamı yanımdan itmeye çalışdım ama gücüm yetmedi. Bir daha denemek istediğimde tek eliyle iki elimide etkisiz hale getirdi. Evet kurtulmaya çalıştım ama adam sanki hulk. Diğer elinin tersiyle yüzümü okşamaya başladı. Napıyor lan bu? Bu kadar suskunluk yeter.
"Napıyosun sen be? Öldüreceksen öldür, ama sakın ban dokunma" Eli yüzümde duraksadı. Gözlerimin içine bakıyordu. Gözlerinde ki o karanlığı görünce, korkmadım desem yalan olur.
Dudaklarını araladı ve sonunda o mübarek sesini duydum "Seni öldürmem" dedi. Sesi insanı mest eder bir şekildeydi. Naif ama biraz daha kaba, sesi sanki karanlık ama içinde bir ışık varmış gibi. Ormanın karanlığının sesi ile denizin dalgasının ses birleşimi gibi. Bir-iki dakika sesinin etkisi altında kaldım. Sonra onun benim sevgilimi öldürdüğü bir cani olduğu aklıma gelince nefretle baktım yüzüne. Böyle sesi olan birisi nasıl katil ola bilirdi? Bende iyice saçmaladım. Kafayı yiyorum galiba. Yine kurtulmaya çalışarak çırpınmaya başladım. Pis herif ellerimi oynata bile bilmiyordum. Bu nasıl güç abi. Hulk da bile yoktur bu kadar.
"Bırak beni söyledim sana. Ne bekliyorsun? Sevgilim orda ölüyor. Bir şey yapmam gerek bırak beni!"
"Boşuna çırpınma. Benden kurtulamazsın. O adam da umrumda değil. Gebersin"
Söyledikleri benim devrelerimi yakmaya yetmişti "Ne diyorsun sen bee!! Senin umurunda değil ama benim umrumda. Orda sevgilim can çekişerken, ben burda rahat nefes alamıyorum"
"Sevgilim deme ona. Pişman olursun"
"Yok yaa! Harbi mi diyorsun. S*kdir git lan! O benim sevgilim ve sevdiğim adam! Sonsuza kadar da öyle olacak. Hayırlısıyla kocam da olacak!" Söylediklerim onu kızdırmış olmalı ki. Kelepçe gibi elimi tutduğu eli sıkılaştı. Canımı yaktığı için kendimden bağımsız bir inleme çıktı dudağımdan. Elimi sıkdığının farkına varmış olmalı ki hemen elimi bıraktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/372963346-288-k338128.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalçık
DiversosSonra...Sonra... Sonralar... Sonranı sonra bilirsin. Karşılaşsak fısıldarım: "Sen bana tanıdık geliyorsun"