3

77 13 3
                                    


Gözleri dolan hemen Felix'lerin arasından sıyrılıp aşağı indi. Hemen koşarak evden çıkarken "Changbin hemen koş!" Diye sistem edilmişti çoktan. Sisteme çıkan Jisung ve Minho baka kalırken Hyunjin'in kaçtığını görünce Minho hemen koşarak ardlarından çıktı.

Chan gitmedi, sadece pencereden çıkıp korumalara işaret verdi. Korumalar aralarından geçmek isteyen çocuğu hemen tutup kucaklarına almıştılar.  Rahat durmuyordu. Minho ve Changbin yanlarına vardıklarında Hyunjin ağladıkca çırpınıyordu.

"Anneme gitmek istiyorum! Anneme götürün beni!"

"Çocuklar ne oluyor?" Seyeon teyzenin gelmesiyle korumalar yol açmıştı. Minho annesinin yanına gelip fısıldadı. "Anne anlatırım, ama onu sakinleştirir misin? Hyunjin, sanırım 9 ve ya 10 yaşında."

Seyeon teyze kafasını sallayıp çocuğa baktı. Ağlıyordu ve onun içi acıyordu. Yaklaşıp kucağına aldı çocuğu. "Şşş."

"Annemi istiyorum..kokun onun gibi." Kucağına gelir gelmez mayışmaya başlamıştı. Minho ve Changbin şaşırırken üçlü eve geçti. Herkes selamlaşırken Seyeon teyze mutfakta Hyunjin'le beraber yemek yapıyorlardı.

"Napacağız?"

"Hiçbir şey bekleyeceğiz. Eninde sonunda babasının sesi çıkacak."

"O zamana kadar Minho'nun annesinde kalır."

"Hayır Jisung, ikisine de bir şey yapılabilir. Burada kalsın. Seyeon teyze ara sıra gelir."

"Peki, kimle kalıcak? Sana kırıldı."

"Bence bizimle kalsın." Minho'nun dediğine Chan şaşırsada belli etmedi. İstemiyordu, neden değişikti? Bu sırada meyve suyu şişesini iki eliyle tutmuş, dili dışarıda çocuk büyük masaya doğru yürüyerek çıktı mutfaktan. Arkasından elinde yemeklerle çıktı Seyeon teyze. Herkes çocuğun tatlılığına gülümsedi. Meğer aralarına katılacak bir küçüğe ihtiyaçları varmış. "Hadi gençler yemeğe, Hyunjin size yemek hazırladı!"

"Teyze, o yemesin." Eliyle Chan'ı işaretlerken Seyeon teyze gülümseyip Hyunjin'e doğru eğildi. "Kim ne yaparsa yapsın, onu aç bırakıp zülm etmek doğru değil bebeğim." Hyunjin parıldayan gözleriyle Seyeon teyzeye bakarak onayladı.

Herkes sandalyesine geçmişti, sofra tamamende hazırdı. "Beni yedirsene Seyeon teyze, bileklerim acıyor."

"Noldu bileklerine?" Chan'ın konuşmasıyla çocuklar ona bakmıştı. Hyunjin'in yemek yedirilmesi için yalan söylediği belliyken neden endişelenmişti. Seyeon teyze başını sallarken Chan'ın çıkışına ona bakmayarak cevapladı. "Seyeon teyze ona söyler misin? Ben kötü insanlarla konuşmuyorum." Chan derin nefes alırken, sofradakiler keyifle onları izliyordu. Sanki Chan onun yaşına düşüp kavga ediyordu. "Kötü mü oldum şimdi?"

"Bana koz dedin! Kozmuşum ben. Beni verecekmişsin babama. Ben babama değil, anneme gitmek istiyorum! Babam beni sevmiyor, döver yine beni." Sonunu kısık sözle söylemişti ama herkes duymuştu bile. Seyeon teyze içi içini yerken Hyunjin'le konuşmaya çalışarak sofradaki gerginliği azaltmayı istedi.

Changbin ve Seungmin, Chan'ın boynundaki damarların belirginleştiğini farketmiştiler. Bu sinirlenip, dişlerini sıktığına işaretti.

Sofra Hyunjin'in sesiyle geçerken sonra televizyon önüne geçip etrafına bakındı. "Spiderman izlemek istiyorum!!"

Jeongin gülerek kalkmış, televizyonu açtıktan sonra ona youtube tan spiderman çizgi filmi açtı." Hyunjin, "Teşekkür ederimmmm." diyip izlemeye devam etti.

Birkaç saatin sonunda herkes odalarına dağıldı, tabi Minho, annesini bırakmaya gitti. Herkes gitmeden önce iyi geceler diyip  Hyunjin'in yanağını öpüyordu. Hyunjin gülümseyerek izliyordu, ama geçti.

him and i | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin