8 yıl sonra.
2024, günümüz."Baba evlenmek istemiyorum ben! Daha okuyorum."
"Bana karşı bir daha çıkma. Ve evleneceksin. İstendi, bitti. Yarın nikahınız var."
Hyunjin sinirle yukarı kalkıp odasına girdi. Kapıyı sertçe çarparak aynanın önüne geçti. Küfür ederken sarı saçlarına baktı. Dipleri geliyordu. Siktir ederken yatağının altından bir tabloyu çıkardı. 8 yıl önce aklında kalanlarla onun çizimini yapmıştı. Tabloya Chan'ın burnuna buse kondururken sarılmaya çalıştı.
Evet, 8 yıl öncesini hatırlıyordu. Ama az çok. Sonra babası onu alıp iyileştirmişti. Özel bakımlardan sonra Seul'dan Busan'a taşındılar. Daha doğrusu onu taşındırdılar. Onlara ulaşacağı bir yer yoktu. Nerde yaşadıklarını bile bilmiyordu. Seul olabilirdi ama koskoca şehirin neresindeydi bilmiyordu. Ve hep etrafında adamlar olurlar.
Dersteyken bile sınıf kapısında kapıda olurlar. Babası rahat bıraktırmıyordu onu. 18 yaşına gelmişti, ama hâlâ rahat olmuyordu.
Üstelik Kim'lerin oğluyla evlenecekti yarın. Ofladı çaresizce.
ㅤㅤ
"Chan koş kaçıyor!" Minho'nun demesiyle yakalamak istedikleri kişinin ardından koştular hepsi. Fakat bir süre sonra bir aralığa girdi. Onlar görmeden. Bunun üzerine 4'lü durup ayrılmayı planladılar. Minho dikkatlice girdiği yerleri incelerken saklanan o adamı görmesi an meselesi olmuştu. Yakalarından tutup yere savurduğunda silahı doğrulttu adama."Son sözün var mı?" Zafer endamıyla gülümserken adam kolunu tutarak doğrulmaya çalışıyordu.
"Ben sana hayatının bilgisini vereyim, sen de beni öldürme."
"Yok ya neymiş o?"
"Kardeşin yaşıyor, Hwang'ların elinde." Minho şok geçirirken hemen toparlanıp kaşlarını çattı.
"Yok ya, neden inanayım sana?"
"İsmi Hyunjin, Busan güzel sanatlar lisesinde okuyor, 12. sınıf. Seninle aynı ize sahip," arkadan Chan'lar geldiğinde durup baktılar sadece.
"hatırla, gözünün önünde ilk seni vurdular. Senin karnından onun ise karnından vuruyor gibi yapıp özel hazırlatılmış, salça sulu silahla vurmuştular. Fakat cesedin bırakmayıp götürdüler. 2016'da kaçırdığınız Hyunjin senin kardeşindi. Aynı iziniz yoktu ama o gün vurduklarında kardeşler olarak izinizde aynı oldu. O senin kardeşin Lee Sam." Minho dayanamayıp bağırarak silahtan birkaç el sıkmıştı kafasına.
ㅤㅤ
Yarın."Baba şaka mısın? Gelinlik giyin ne demek?"
"Giyin Hyunjin, beni sinirlendirme." Kapıyı çarparak çıktığında Hyunjin oflayarak gelinliğe baktı. En azından süslü düz ama sade gözükendi. Giyinmeye başlayıp fermuarında çektikten sonra saçlarını taramaya başladı. Makyajada geçtikten sonra hafif istemsiz makyaj yaptı. İçeri kapı çalınmadan biri girmişti. Tabiki bu Bogum'du. Göz devirip ona baktı.
"Bu gece o makyajının dağılmasını çok bekliyorum."
"Zaten çok beklersin."
"Öyle san, hadi." Hyunjin kalkıp koluna girmişti. Aşağı inip sahte gülümsemelerle bahçeye indiler. Özenle hazırlatılmıştı. Çok istiyorlar gibi. Nikah masasına oturduklarında nikah memuru direkt başlamıştı.
"Siz Kim Bogum, Hwang Hyunjin'i eş olarak kabul ediyor musunuz?"
"Evet." Bağırarak söylediği şeye herkes seslice alkışlamıştı. Soru Hyunjin'e geldiğinde silah sesleri gelmişti. Adamlar birbir vurulurken iki son model araba gelip durmuştu. Herkes çığlık çığlığaydı. Hepsi arabadan inip silah tutarken Hyunjin gördüğü kişilerle şaşırdı. Chan'ı gördüğünde gözleri parıldamaya başlamıştı. Chan, Hyunjin'in yanına gidip onu kaldırarak silahı kafasına dayadı. Götürürken ciddi surat ifadesiyle oturanlara seslendi. "Bir şey ederseniz, oğlunuz ölür."
Yapamazlardı, adamlardan başka hiçkim silah almamıştı. Hyunjin'i götürerek arabaya bindirip kendide bindikten sonra oradan ayrıldı. Minho'larında arabası arkalarından geliyordu.
"İnanamıyorum Chan!" Chan sırıttığında Hyunjin yolun düz olduğunu görünce hemen biraz Chan'a doğru doğrularak dudaklarını birleştirdi. Kısa süre sonra yerine yeniden geçip mutlu şekilde oturmaya başladı. Chan yaptığıyla afallasada yoluna devam etti. İkili aptal aptal sırıtıyordu. Bir süre sonra Hyunjin konuştu.
"8 yıldır seni bekliyordum."
"Minho senin abin."
Öylesine yazıyorum, takılmak gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
him and i | Hyunchan
Teen Fiction10 yaşında Hyunjin ve onunla başa çıkmaya çalışan 24 yaşında Christopher Bang Chan. "Sen benim çocukluğumdun." mpreg