felix
be yaotin
neden uaotin
sana yapma demedim mineden beni dinlemşyosun
durup dururken basina bela aldin
ne oldu da burdun
su elinij halime naksenden nefret efşyoejm minho
minho
durup dururken değildi[görüldü.]
Minho telefonunun parlak ekranına bakarken arabasında oturuyordu. Ellerini sinirden yumruk şeklinde sıkmıştı.
Yarım saatliğine eve çıkmış, orada da duramamış ve yeniden dışarı atmıştı kendini.
Bu sinirinin sebebi tabii ki de Yeosang'dı.
Felix'in bugün birisiyle buluştuğunu bildiğinden onu rahatsız etmemekte kararlıydı aslında. Tam okuldan çıkacağı sırada telefonuna bilinmeyen bir numaradan ardı arkası kesilmeyen mesajlar yağmaya başlamıştı. Kim olduğunu anında anlarken mesajlar arasında Felix ve muhtemelen bugün buluştuğu kişinin fotoğraflarını görmesiyle kan beynine sıçramıştı.
Bu orospu çocuğu kim oluyordu da elini kolunu sallayarak onu takip edip gizlice fotoğraflarını çekebiliyordu?
Mesajlarda Felix'e yaptığı imalar, hakkında dediği sözler ve utanmazca Minho'ya sözde sevgilisi hakkında akıl vermesi onun saniyeler içerisinde karar almasına yetmişti.
Evet, Felix'e verdiği sözü tutmayacaktı.
Mesajda Yeosang'a "Neredeysen söyle yüz yüze konuşalım." demişti ama cevap alamamıştı çünkü karşısındaki kişi de en az onun kadar akıllıydı. Böyle olmayacağını anladığında Felix'in arkadaşlarından birkaçına onun hakkında sorular sorarak nerede olduğunu öğrenmişti.
Karşısına çıktığında ise ona hiç de kibar olmayan bir uyarıda bulunduktan sonra garantiye almak adına biraz da yumruklarıyla konuşmuştu.
Şimdi ise Felix'in evinin önünde arabasını park etmiş bir şekilde yaklaşık yirmi dakika önce görüldü yemiş mesajına bakıyordu.
Yukarı çıkıp konuşmaya çalışsa ne anlatacağını düşünüyordu. Ne diyebilirdi ki? Sana orospu dedi ben de dövdüm Felix, mi?
Birden yan taraftaki cam tıklatılınca irkilerek başını kaldırdı. Changbin arabanın dışında dikilmekteydi.
Camı indirip ona baktı. "Ne yapıyorsun oğlum burada?"
"Hiç."
"Ne demek hiç? Mal mısın karanlıkta neyi bekliyorsun? Felix mi gelecekti yoksa?"
Anlık bir duraksamadan sonra başını salladı. Ona açıklama yapmaya hiç niyeti yoktu. "Sen yeni mi geldin eve?" diye sorduğunda Changbin sırıttı ve sırf onu gıcık etmek için "Evet," dedi. "Kardeşinleydim."
"İyi çabuk çık da Felix'e söyle insin aşağı."
Onun suratsızlığının sebebini anlayamayan Changbin el salladıktan sonra karanlıkta kayboldu. Evlerine çıkıp kapıyı araladığında koltukta kıvrılmış oturan sarışını gördü.
"Ne bekliyorsun insene aşağı."
"Aşağı mı?"
"Oğlum sizin birbirinizden haberiniz yok mu? Minho gelmiş bekliyor." dediğinde hemen ayağa kalkmıştı. "Minho mu gelmiş?"
Changbin derin bir iç çekti. "Her dediğimi niye tekrarlıyorsun güzel kardeşim? Alık mısın?"
Felix hızlı adımlarla odasına gidip üzerine düzgün bir şeyler geçirmeye başlamıştı. "Uykum gelmişti ya anlamadım. Ne kızıyorsun?" dedi kalbi hızla atarken gerginlikten midesi ağzına gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stayc's brother ☆ minlix ✓
Fanfictionhyunjin'in en yakın arkadaşı felix ve abisi minho.