Aradan bir gün geçmişti ancak ne seonghwa düzelmişti ne de san.
san kendini suçlayıp duruyor seonghwa ise byeol ile olan bağının koparılmasını kaldıramıyordu ikiside zar zor yemek yiyordu o günden sonra san kırmızı renginden tamamen soğumuştu iğreniyordu o renkten ikiside tamamen çökmüştüDiğer 6 genç ise onların morelini yerine getirmeye çalışıyordu ama san dan aldıkları zar zor sözler bile soğuktu ama öyle bir soğukluk değil bu soğuk tavırları altında yatan kırılmışlık ve yanlızlık buna eklenen halsizlik hisi vardı
Arkadaşları anlayış gösteriyor yinede çabalamaya devam ediyorlardı wooyoung sürekli san ın yanındaydı hong da aybu şekilde seonghwa nın ikisininde canına tak etmişti 2 günü böyle geçirip sonunda 6 gencin yanına gitmişlerdi ama sürekli san ın aklında dolaşan mesaj dikatini tamamen arkadaşlarına vernesine engeldi
önce byeol sonra wooyoung demişti napacaktı san kafası çok karışmıştı buna rağmen gülümsemeye çalışmış az da olsa sırıtabiliyordu
Bir hafta sonra
San bavulunu toplamış hazırdı onu sürekli rahatsız edip tehtit eden bu anonim hesap yüzünden wooyoung zarar görecekti bunun farkındaydı bundan korkuyordu evden çıkmak için bavulunu haraketlendirdi kolunda hisetiği tanıdık elin sahibi buna engel olmasaydı gidecekti de
"San nereye gidiyorsun neden bavulunu topladın"
"Wooyoung ben üzgünüm ama gitmek zorundayım tamam mı? "
"Neye zorundasın san saçmalama istersen beni sevgilini bırakıp nereye gideceksin izin vermiyorum hayır ölürüm de vermem buna izin falan"
San onu bırakmak zaten zorken birde böyle söyleyince karşı gelemedi geldiği gibi kapıya getirdiği valizini geri odaya koyup kanepeye oturdu
Wooyoung san ın bu haline çok üzülüyor sevgilisini böyle görmeye dayanamıyordu yalandan da olsa kocaman gülümseyip koşarak san ın üstüne atlayıp sarıldı san buna karşılık sarılıp burukça gülümsedi
" Noldu aniden nie sarıldın bakalım"
San ın cümlesiyle beraber wooyoung un beline dolanan eler olmuştu
"Nie sarılmayayım sevgilim değil misin? Öperim de istersem bence buna izin olmalı"
Demiş gülmüştü wooyoung sarılmayı bırakmadan bir nevi san ın üstünde yatıyordu san gözlerini wooyounga kitlemiş saçlarıyla oynuyor okşuyordu buna karşılık olarak gelen wooyoung un uykusu git gide ağırlaşıyordu ama wooyoung san ya tekrar gitmeye çalışırsa diye korkuyordu istemsizce san bunu anlamıştı wooyoung u kucağına alıp yatağına götürüp yatağına yatırmış üstünü örtmüştü
"Gitmiycem sevgilim merak etme rahat rahat uyuyabilirsin"
Diye mırıldanmış kendi odasına doğru ilerlemeye yeltenmişti ama gidemedi wooyoung izin vermedi sıkıca tutuğu bileği hiç bırakmak istemiyormuş gibi tutuyordu sanki elini gevşetse san gidecekti ve bir daha asla gelmeyecekti
"San gitmesen olmaz mı beraber uyuyalım"
San korkusunu anlamış yanındaki boşluğa uzanıp sarılmıştı wooyoung a sıkıca ben burdayım gitmeyeceğim dermişcesine Okşuyordu parmakları parmaklarını çok geçmeden uykuya dalmış wooyoung u fark edince kımıldamadan birazcık açılan örtüsünü düzeltmiş saçlarını öpüp koklayıp kokusunu içine çekmişti ve en önemlisi gözlerini wooyoung dan ayırmadan onu izliyordu
Yüzünün en ufak ayrıntısına kadar bakıyordu sonra aklına gelen byeol ile tekrar doldu gözleri evet herkez sadece kedi olduğunu düşenebiliridi belki ama san için çok ayrıydı yeri bu kadar uzun zamandır mesaj gelmiyordu anonimden buda san ı korkutuyordu ister istemez wooyoung u görünce hata her görüşünde bu korku alevleniyorduSan bütün gece ayakta wooyoung u izleyerek geçirmişti istesede de zaten uyku düzeni alt üst olmuştu bugün wooyoung un sabah kahvaltıda sunduğu teklif tehlikelimiydi acaba kabul etmemesi mi gerekiyordu?
" San hadi dışarı çıkalım bügün hep evdeyiz zaten nolur"
San wooyoung u kıramazdı daha doğrusu ona hayır diyemezdi hislerini beli etmemeye çalışırken burukça gülümsedi
"Olur çıkalım sevgilim nereye gidelim"
Wooyoung aklına gelen fikirle genişçe gülümsemiş nerdeyse masayı devirecek kadar hızla kalkmış yerinde zıplamıştı
"LUNAPARK LUNAPARKA GİDELİM "
San onun bu haline gülüyordu belkide olaylardan sonra ilk kez gülüyordu gülerken yüzündeki keskin hatlarda burda bende varım diyerek kendini belirten gamzeleri çokça çıkmışyı ortaya wooyoung zıplamayı bırakmış sanın gamzelerine toplamıştı tüm dikatiniBiran düşünmeden edemedi ne kadar yakışıklı durduğunun san ın . Bir gamzeyi başka kimseye böylesine yakıştıramazdı belkide ha?
Wooyoung hala sana bakıyor baktıkça bakıyordu. öldüğünde san ın gamzelerine gömülmek için ne yapaması gerekliydi ki?San wooyoung un bakışları karşısıda napması lazımdı bilmiyordu yavaşça soldu yüzü gülmeyi bıraktı.
Wooyoung aniden dudaklarını büzdü yerinden ayrılıp sanın yanına giti bir bacağının üstüne oturup eğilip dudaklarını bastırdı san ın dudaklarınaAyrıldı ardından kalkmadan sardı kolarını sevdiği iri bedene
" Senden birşey isteyeceğim san"
"Hm"
San ın onaylaması üstüne wooyoung kafasını kaldırıp dikti gözlerini sevdiğinim gözlerine
" Eğer ölürsem beni gamzelerine gömermisin san ben hep orda kalmak istiyorum "
Wooyoung un dediğine karşı san huzursuz olmuştu zaten korkuyordu sevdiğine bişey olursa diyerek
"Wooyoung saçmalama ölmeyeceksin söz veriyorum sevgilim yanında ben olduğum sürece kimse elini bile süremeyecek sana"
Wooyoung gülümseyip kafasını yasladı geri gerine san la uğraşmak istiyordu biraz
" Ne yapabilirsin ki onlara hm? "
"Ne yapacağımı boşver wooyoung sadece yaptıktan sonra dışarda elimi kolumu salayarak dolaşamam artık "
Wooyoung güvendiği adamın bacağından kalkıp üzerini değiştireceğini söyledi ve odasına gitti
San da masayı toplayıp bulaşıkları yerleştirmeye başladı
İşi bitikten sonra hemen ardından oda giyinmeye gittiWooyoung olacakları biliyormuş hisediyormuş gibi konuşuyordu buda sanı geriyordu çocuklarla gideceklerdi o yüzden çoktan haber vermişti ancak seongjong ikilisi ve yungi ikilisi gelemeyeceğini onları bugünlük afetmelerini istemişti
Yani geriye yeosang ve jongho kalıyordu san jongho yu arayıp haber aldıktan sonra odadan çıkan sevgilisine bakmış gülümsemişti tabi bu durumda duracak değildi
"Tamam ben kapatıyorum önemli işlerim var geç kalmayın buluşmaya"
"Neymiş o işin merak etim acaba manitanı izlemek olabilir mi hı? "
"Sus lan bücür sen yeosang yeosang diye zırlıyorsun ben bişeymi diyorum "
"Tch benim manitam zarif kardeşim etkileniyorum yani "
"Hele hele bücüre bak neyse evet manitamı izliycem çok boş yaptın yeosangsız gelme pamuk şeker makinasına seni sokarız şeker yerine kullanır yeriz BİRİCİK AŞKIM BALIM HAYATIMIN ANLAMI SEVGİLİMLE "
"SEN NERDEN ÖĞRENİYORSUN AMK BUNLARI YARATCILIK DÜNYASINA BAK "
"Lan büyüğünüm ben senin alırım ayağımın altına hee neyse zeka knk zeka herkezde eşit bulunmuyor"
san kızdırmak için telefonu kapatmış hemen sevgilisine koşup sarılmıştı
"Oyyyyy kimin manitası amk "
Wooyoung gülmüş gitmek için onay beklerken onayını alıp ayakabısını giymeye başlamış giyip en önde kadıdan çıkmıştı aynı küçük bir çocuğu anımsatıyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
only friends?
General Fiction"hey joong o çocuk kim" "noldu ilgini çekmiş gibi sanki " "yok canım sadece kimiş merak etim belki arkadaş oluruz"