11 (m)

1.4K 104 88
                                    

Saatler sonra yerleşebilmiştik çok şükür. Sürekli bir kısmımızın işi çıkıyordu, ya da başka haltlar yiyorlardı. Barışsa bana hâlâ daha baskınlık sağlıyordu. Sürekli salak salak emir veriyor, eşyalarını koyuyordu. Aramızın açılmasını istemediğim için alttan alttan laf ediyor, bir yandan da kendime alan açıyordum. Topluca Kenanların odasında buluşacaktık akşam üstü. Bir şeyler yiyelim, vakit geçirelim istiyorduk maç sonrası. Barışla formalarımızı giymiş, hazırlanmıştık. Diğerleri de bizimle aynı durumdaydı. İçimizde heyecan vardı elbette. Mert Hakan ve İcardi'nin didişmelerini çekmeyecek olsak daha iyi olurdu tabi. Bu sırada çantaya suyu atmış, aşağıya servise doğru ilerlemiştim. Stadyum otele oldukça yakındı ki bu yüzden bu otel seçilmişti. Serviste topluca müzikler açıp kudurmuş, iyice motive olmuştuk. Şu an ne küslük ne de kavga vardı desem inanırdınız yani. İlk defa böyleydik, çok da güzeldik ne de olsa.

Stadyuma geldiğimizde sahaya geçmiş, antrenmana koyulmuştuk. En az 30 dakikaya başlayacaktı maç. Atak kısımında Barışla ben olduğumuz için birbirimize ortalar deniyorduk. Kendimizi şimdiden yormamak adına sakindik. Ama maçta böyle olmayacağımızı hepimiz de gayet iyi biliyorduk.

Maç başlamış, 60. Dakikasında sarı kart yemiştim. Haksızdı. Ama uyuzluk çıkartırsam bu hakem bana gönül rahatlığıyla kırmızı verirdi.

Sonunda maç sonuna gelmiştik. Emeklerimizin karşılığını almıştık ne de olsa. 5-0 lık bir skorla yenmiştik rakibi. Benim 1 golüm, Barış, Muçi, Ferdi ve İcardinin ise birer golü vardı. Gururluyduk. Maçı kazanmamız elbette hepimizi deliler gibi mutlu etmiş, gururumuzu okşamıştı. Akşam güzelce eğlenecek, yorgunluğumuzu atacak ve bu skoru en güzel şekilde kutlayacaktık. Olacakları bilmeden.

Otele geçtiğimizde bitik haldeydik. Duşlarımızı almış, 2 3 saat kestirip hazırlanmıştık. Kenanların odasına gittiğimizde ise bizim kadronun tamamlanmış olması süperdi doğrusu. Muçiyle Kenan arada salak salak sırıtsalar da nedenini elbet öğrenirdim ben. Hem de hiç hayal etmeyeceğim şekilde.

Muçiyle Kenan'ın sabahki hallerinden eser yoktu resmen. Ferdi Arda'yı kucağına almış, saçlarıyla pat pat oynuyordu. Görüntüleri bile çok hoştu. Keremle Yunus yanda oturuyor, İcardinin Dzeko hocasına karşı aşklarını dinliyordu. Mustafa ise yanımda takılıyor, Kenan ve Muçi ise bizimle uğraşıyorlardı. Tabi ki bu gruplaşma sona ermişti. Yiyecekler, biralar açmış, film izleyip oyun oynamıştık.

Şişenin sonuna doğru geldikçe vücuduma iyice sıcaklık basıyordu. Barışa baktığımda ise o da soğuk soğuk terler döküyordu. Anlamsızca birbirimize bakıyorduk. Bunun yanında içim de gıdıklanıyordu resmen.

" Çok da sıcak olmadı mı sizce gençler? "

Muçi : Ne sıcağı amk götümüz donuyor bizim

Kenan : Hak verdim yengenize

Muçi : Sikerim ağzını ibne

Yunus : Aile var amına koyayım

Ferdi : Aile var amına koyayım

Arda : Kafalara gel ulan

" İyi ki soru sorduk am feryatları. Susun da izleyin. "

Bir süre sonra iyice dayanamaz hale gelmiştim. Geçiştiremiyordum da artık. Karnımda baskı hissediyorken içimde gıdıklanmalar artıyordu. Barış ise bir şeylerin farkındaymış gibi bana bakıyordu. Yüz ifadesi hiç görmediğim kadar sertti. Onunla bu göz temasını kurunca mideme yumruk yemiş gibi bir sızıntı gelmişti. Bizimkilerle vedalaşmış, odaya geçmiştim.

finger | barsem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin