Onu kırmış olmalı yaşamında birisi... Dinlendikçe, susması, düşündükçe susması... Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi...
Söylenmiyor çok şey, susmadan...
Tek kişilik miydi bu şehir, sen gidince bomboş kaldı.
----------------------------
Çok korkuyorum ateş burası çok karanlık.
Anne nerdesiniz? Sende mi beni bıraktın anne, sende gitme, bırakma anne. Çisem nerdesin, Berke nerdesin? Çok yanlızım korkuyorum nerdesiniz
Ateş sana çok ihtiyacım var nolur gel.. hiç bir şey göremiyorum ateş, ellerimi uzatıyorum sana görmüyor musun?
"Kumsal, kumsal uyan, uyan kızım. Kabus görüyorsun kumsal uyan!" Sarsılmamla gözlerimi açtım. Hala kabusun etkisinde olduğum için hüngür hüngür ağlıyordum anneme baktım ve sıkıca sarıldım. "Anne gtimedin dimi burdasın, kimse gitmedi bırakmadınız beni ateşde gitmedi dimi?" Dememle ağlamam daha da şiddetlendi gece bilmem saatin kaçı ben annemin kollarına deli gibi ağlıyordum "gitmedik kızım buradayız, kabus gördün sadece. Hadi gel elini yüzünü yıkayalım olur mu?"dedi, ben hemen kafamı iki yana sallayarak "ateşi arayacağım, sesini duymam gerek onunda gitmesini istemiyorum anne babam gibi bizi bırakması gibi gitmesini istemiyorum" hala ağlıyordum oda onaylar şekilde kafasını salladı. Hemen komidinin üstünde duran telefonumu elime aldım ve ateşin numarasına tıklayarak çaldırmaya başladım. 15 saniye sonra açtı telefonu "Kumsal? Noldu bu saatte aradın bir şey mi oldu?" Uyku mahrumu sesiyle konuşunca derin bir iç çekti ve sorduğu soruya cevap verdim "korktum ateş, kâbus gördüm sadece gittin zannettim babam gibi bizi bıraktın zannettim çok korktum" tekrar iç çekişkerimden ağlamaya döndüm ben ağlarken oda "şşş tama sakin ol ben birazdan sizin eve geleceğim tamam mı? Ve ben seni asla bırakmam duydun mu beni kumsal? Şimdi sen beni bekle bende hemen orda olacağım ve bir daha ağladığını görmeyeceğim anlaştık mı?" O görmese bile kafamı salladım ve ardından tama diyip telefonu kapattım odaya baktığımda annemin çoktan gittiğini gördüm ben yatağa daha çok sinerken cenin pozisyonuna geçtim ve gözyaşlarımın arasında düşünmeye başladım
Gitmedi kumsal, bırakmadı seni. Birazdan burada olacak ve sana sarılacak.
Sadece kâbusdu düşünme, o babam değil ki gitmez o bizi bırakıp gitmez beni bırakmaz biliyorum.
---------------------------
10 dakika sonra kapı çaldı ve yataktan kalktım kapıya doğru yavaş adımlarla oraya yöneldim ve kapıyı açtım karşımda az önceki uyku mahrumundan eser kalmamış ateşle karşılaştım beni hemen kollarının arasına aldı ve saçımı koklayarak öptü benden çok uzaklaşmadan ayrıldı ve suratıma baktı gözlerimin altını baş parmağıyla yavaşça okşadı ve söze girdi "bak gitmedim burdayım güzel kızım, ben seni asla yanlız bırakmam sana kavuşmuşken seni asla bırakmam. Bir insan ailesini bırakıp gider mi güzelim hm?" Dedi bende kafamı iki yana salladım yine gözlerim dolarken sıkıca ona sarıldım oda aynı şekilde karşılık verdi "çok korktum ateş, gerçek gibiydi gittin sandım çok seslendim korkuyorum dedim her yer karanlıktı kimse görmüyordu beni çok seslendim sana cevap vermediler sende gittin zannettim annemde gitti sandım" ben ağlamaya başlarken o bana daha çok sarıldı ve beni kucağına alarak odama götürdü yatağa yatırdı ve ışığı kapattı oda hemen yanıma yattı ve bana döndü ikimizde cenin pozisyonunda birbirimize bakıyorduk ellerini suratıma getirdi ve yavaş yavaş okşadı ellerini her yerimde gezdiriyordu.
Dudaklarımda, göz altlarımda, yanaklarımda.
Ben mayışmanın verdiği etkiyle gözlerimi kapattım ve dudaklarımın arasına kelebek kadar küçük bir buse kondurdu ve beni kendine çekti sıkıca sarıldı saçlarımı koklayarak bir şey mırıldanıyordu ama anlamıyordum bir şey dayanamayarak ona sordum
"Saçlarımı koklayarak ne mırıldanıyorsun öyle?" Diye soru sordum o kafasını biraz geri çekti ve minik kıkırtı bıraktı. "Eskiler gülü koklarken kelime-i şehadet getirirlermiş" diye cevap verdi ben hem utanmışlığın verdiği etkiyle ona daha çok sokuldum ve yanağına, dudağına öpücük kondurdum.
İyiki hayatıma girdin ateş, iyiki seni tanıdım, beni mutlu ettiğin için bana aile sıcaklığını hissettirdiğin için ve kalbimin tekrar atmasını sağladığın için teşekkür ederim.
Yaralarımı sardığın için teşekkür ederim
Sevdiğini söylemeye gerek duymaz bazıları. Kelimeleri sevmezler, gözleriyle severler onlar. Kolları vardır sarılırlar, sarılırken elleriyle konuşurlar.. tabii hissedebilirseniz. Bazen konuşmak hissettikleri sevgileri anlatmaya yetmez onlar için. Zaten eyleme dökmek daha mantıklı gelir onlara çünkü seviyorum diyen herkes sevmiyordur. Ama "gözlerinden sevdiğini okuyabildiğiniz biri, sizi sevmiyor olmaz."
"Senle tanışmadan önce hayatım berbattı ateş. Yaşamıyordum sanki hep bir parçam eksikti kalbim var ama atmıyor bedenim var fakat ruhum yok ölü gibiyim ama yaşıyordum fakat senle tanıştıktan sonra kalbim hiç olmadığı kadar canlanmaya başladı, ruhum tekrar bedenime döndü yaralarım iyileşmeye başladı, iyiki iyikim olduğun için teşekkür ederim geç de olsa birbirimize kabuştuğumuz için teşekkür ederim sevgilim" dedim oda bana en güzel gülüşlerinden birini sundu ve bana sarılmaya devam etti bende gözlerimi kapatarak güvende hissettiğim kişinin yanında uykuya daldım..Huzurla, mutlulukla, güvenle uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acem Borusu"🫀
Science FictionSana hislerimi haykırdım, Sen en sağırdan Bile daha sağırdın..."🌑