-Beomgyu-Sabah okula gittiğim andan itibaren müzik öğretmeni beni dersten almış ve okulun müzik stüdyosuna götürmüştü. Çalmam gereken 3 parçayı seçtikten sonra yaklaşık 2 ders kadar şarkıların notalarını çıkarmış ve akorlarını öğrenmiştim. Şimdi ise öğretmen mola vermeye gitmiş beni stüdyoda tek bırakmıştı. 2 ders boyunca ise kendi kendime tekrar yapım. Cidden aralıksız 4-5 saattir gitar çaldığım için parmaklarımın uçları acıyordu. Gitarımı kenara bırakarak öğretmenimin derste oluşunı fırsat bilerek yere atmıştım kendimi. Kahvaltı bile yapmamıştım sanırım. Ayrıca öğle arasınıda kaçırmıştım. Stüdyo aşırı büyüktü. Evrt müdür tüm parayı buraya basmıştı ve spordakilerin kıskanmasına hak verebilirdim sanırım. Stüdyonun kapısının hemen yanında ise müzik aletleri vardı fakat tozlanmaması adına üstüne koyu bir perde geçirilmişti. Ben yatarken duyduğum çan sesi ile irkildim. Sanırım orada müzik aletleri üst üste dırduğu için çanlar devrilmişti. Yerimden kalkıp aletlerin olduğu yere yaklaşmaya başladım. Tam perdeyi kaldıracağım sırada çıkan büyük gürültü ile birkaç keman veya gitarında devrildiğini anlamıştım. Çıkan sesi idrak etmem 5-10 saniye sürsede elimi perdeye attım. Karmaşaya bakarken kapının kapanma sesini duydum. Buda neydi? İşimiz gücümüz yok birde casus yada hayaletle uğraşıyoruz hey allahım. Alel acele kapıyı açıp koridora baktım. Bomboştu. Sanırım yanlış duydum diyerek geçiştirdim ve dinlenme işini somraya bırakarak birbirine girmiş müzik aletlerini düzeltme işine koyuldum.
Okulun bitmesine son 2 ders kala öğretmen tekrar yanıma gelmişti. Birlikte prova almaya başlamıştık. Fakat her seferinde perdenin altındaki hareketlilik dikkatimi çekiyor ve o sırada akorları unutmamı sağlıyordu. Bu yüzden öğretmen beni birçok kez azarlamıştı. Son dersin bitmesine 10 daika kala hoca beni salmıştı -zahmet oldu- Ben gitarımı ve diğer eşyaları toplarken perdenin arkasından birinin çıkıp koşarak gittiğini gördüm. Arkasından her ne kadar koşsamda yetişemedim. Tün yemek yememiştim ve enerjimi gitara harcamıştım. Kafamda sadece meraklı bir öğrenci olduğunu düşünerek kendimi rahatlatmış ve geri stüdyoya dönmüştüm. Tabii gitarımı öyle bırakmamalıymışım ortalıkta. Döndüğümde gitarımın tüm telleri kopartılmıştı. Kimin yaptığını tahmin etmek pekte zor değil sanırım? Gözlerim dolmuştu. Sinirden miydi üzüntüden mi bilinmez birkaç dakika o şekilde bekledikten sonra omzuma dokunan ellerle sıçrayarak arkamı döndüm.
"Sürprizim nasıl beomgyu?"
"SEN NE YAPTIĞINI SANIYOSUN"
"Heeey sakin ol pek beğenmedin sanırım" dedi taehyun samimiyetsiz bir şekilde dudağını büzerek.
"Aptal adam"
"Aaa diye beomgyucum siz bizim toplarımızı patlatırken iyi ama"
"Aptal aynı şey mi?" Beomgyunun gözünden bir damla yaş akmıştı. Hayır hayır üzüntüden değildi bu. Tamamen sinirdendi.
Taehyun tekrar o samimiyetsiz sırıtışını yüzüne takınarak beomgyunun yanağından makas aldı "gayet aynı şey bir fark göremiyorum." Dedi omuz silkerek. Bu sırada kollarını birbirine bağlamış duvara yaslanarak beomgyunun tepkisini inceliyordu yüzündeki sırıtışıyla.
"Bu telleri değiştirmek ne kadar zor haberin var mı? Yoktur tabii kültürsüz."
Dedi beomgyu bağırarak. Bu sırada çıkış zili çalmıştı. Taehyun elinde tuttuğu çantasını tek omzuna takarak yaslandığı duvardan çekildi. "Yemek yemeyi unutma ilerde enerjiye ihtiyacın olacak" dedi yine samimiyetsizce. Bunu yaparken beomgyu'ya küçük çocul muamelesi yaparak beomgyunun saçını karıştırmış ve kapıya doğru geri geri yürümeye başlamıştı. Aynı zamanda tek elini sallıyordu; "Görüşürüz brom!" diye ekledi ve kapıdan çıktı.Bu sırada beomgyunun yaptığı tek şey ise son derece öfkeli bir şekilde bir taehyuna birde telleri artık olmayan gitarına bakmaktı. Sinirden uçları uyuşmuş parmaklarını sertce avcuna bastırıyordu. Eh sinirini atmak için taehyuna bir yumruk hatta masum bir tokat atsa bile sonunun ne olacağını biliyordu. Taehyunu fiziksel bir kavgada asla yenemezdi. Taehyunun gittiğinden emin olduktan sonra dolmuş gözlerindeki yaşları serbest bıraktı beomgyu. Bu sırada içeriye koşarak Yeonjun girmişti.
"Taehyun niye daha demin burdan çıkt-BEOMGYU?!Noldu sana?" Diyerek arkadaşının sırtını sıvazlamaya başlamıştı. Bu sırada gözü duvara yasşı duran telleri kopmuş gitara ilişti. Ne olduğunu az çok tahmin ediyordu şimdi. "O mu yaptı" diyerek devam etti yeonjun. Beomgyu ise burnunu çekip kafasını sallamıştı. Ardından gözlerindeki yaşı elinin tersiyle silmiş gitarını toplamaya devam etmişti. Yeonjun öfkeden soluyordu şuan fakat arkadaşını teselli etmesi gerektiği için sessiz kalıyordu.
"Gyu hiç yemek yemedin bugün"
"Mal adam salmadıki"
"Tamam tamam hadi gidelim bendensin bugün" diyerek beomgyunun sırt çantasını eline almış kapıya doğru ilerlemişti. Beomgyu ise gitar çantasını sırtına takarak arkadaşını takip etmişti.
"Bu olayı sonra konuşcaz ama tamam mı?" Yeonjunun sesi son derece şefkatliydi.
"Peki"
_______
Olaylar başlıyo ufaktan😀💙

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Populer Enemies -Taegyu
FanfictionAynı okulun iki farklı bölümündeki -spor ve sanat- popüler arkadaş grupları birbirlerinden nefret ediyorlar Mı acaba?