yirmi birinci bölüm | 2.1

404 54 0
                                    


















🦢






"Ya aşkım! Düzgün tutsana suyu!" bağırdığımda güldü. Şu anda duşakabinin içinde Rico'yu yıkamaya çalışıyorduk. Rico sakindi ama Semih, onun yerine bütün yaramazlığı bir çocuk gibi yapıyordu.

Rico'ya tutması gereken suyu bilerek üzerime tutuyordu, her yerimi ıslatmıştı.

Rico'nun aşıları tamamlandığı için yavaş yavaş tuvalet eğitimi vermeye başlamıştık. Sokağa çıkardığımız içinde beyaz tüyleri çok kirlenmişti, küçük bir bebek olduğu için yıkamak uzun sürmüyordu, taa ki sevgiliniz Semih olana kadar.

"Ya aptal mısın? Köpeğe tutsana Semih, bak sinirleniyorum." dediğimde kahkaha attı. "Katil civcivim benim." dediğinde sabır dileyerek, Rico'yu taradım. En son elinden duş başlığını alıp Semih'e tuttum, bu sebeple kaçtı. Rico'yu durulayarak, duştan çıktım. Üstüm başım sırılsıklamdı.

Kurutma makinesini çalıştırarak, sakince bekleyen oğlumuzu güzelce kuruttum ve makineyi geri kapattığımda minik, komik adımlarla hızla içeriye kaçtı. Onun bu haline gülerek, üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkararak bende kısa bir duş alarak, salona geçmiştim.

Semih, koltukta telefonu ile ilgileniyordu. Beni görmesiyle, "Sen bebeğimizi yıkadın, bana niye haber vermiyorsun? Ben niye bebeğimi yıkayamadım?" dediğinde yanına çöktüm.

"Aşkım sus, sinirlendim sana." diyerek sehpada duran telefonumu aldım. "Niye ya?" dediğinde istemsizce masum haline kıkırdadım.

"Üstümü başımı sırılsıklam ettin, Semih." dememle güldü, "Eğlendik." diyerek belime sarıldı ve beni de yanına uzandırdı. "Ya dur! Azıcık telefona bakayım ya." dediğimde, "Baksana bi," diyerek tepemizde duran kameraya baktım.

İkimizi çekecekti ki, tam kafamızın ortasına kafasını koyan Rico ile çekeceği resim renklendi. Üçümüzü o şekilde çekti ve bizi hikayesinde paylaştı. Rico'yu tam aramıza koyduğumda, "Tam bir bebek." dedim, "Çok şeker bir şeymiş bu." dediğinde güldüm.

O kanepede aslında uzun saatler geçirdik, bir süre uyuyakaldım ve uyandığımda Semih biraz düşük moda girmişti.

"Noldu?" dediğimde, yemeğimizi yemiş, tekrar kanepedeydik. Modu düşük olduğu için kucağına oturup, ona sırnaşmıştım. "Milli Takıma davet edilmişim. Mustafa ve Emirhan abiyi de çağırmışlar." dediğinde yutkundum.

Korktum, kötü anları tekrar yaşamasın istedim. Mustafa da aynı şeyleri yaşamasın istedim. "İstiyor musun?" dediğimde, yutkunuşunu gördüm. "Yani işte... İstiyorum ama yine aynı şeyleri hissetmekten çok korkuyorum. Çünkü... Hak etmedim ben."

Dediği şeyle içimin burkulduğunu hissettim, boynuma sarıldım. "Asla hak etmedin aşkım... Biliyorum, çok zordu. Yalnız hissettin, dışlandın ama bunu sırf sana armasını onurla taşıdığın kulüp için yapıyorlarsa... Bırak yapsınlar, aşkım. Sen tek başına bir takımsın, bunu unutma... Ayrıca Mustafa da çok şanslı, senin ile birlikte olacak. Emirhan abi, Mert abiyi söylemiyorum bile... Sen ve Mustafa, aşkım, siz birbirinize yetersiniz."

Başını salladı, "Yeteriz, değil mi?" dediğinde bsşımı salladım ve yanağını öptüm. "Onlar isterlerse kudursun, ağlasın, yerleri dövsünler ama aşkım, gerçek ortada... Sen hem performans olarak, hem istatistik olarak hepsinden iyisin." dediğimde tebessüm etti.

"Olmasan ölürdüm galiba." dediğinde kıkırdadım, "Seni her şeyden çok seviyorum, Semih." dediğimde başı göğüsüme yaslıydı. "Sana köpej gibi aşığım." Başına öpücükler kondurdum.

O, ben olduğum sürece asla yalnız olmayacaktı çünkü ben onun hep ensesinde olacaktım. O benim varlığımla moral bulacaktı ama bir şekilde bulacaktı ve kendini herkese gösterecekti. Ona çok güveniyordum, şovunu yapacaktı.

Bir süre öyle kaldık, sohbet ettik. Böyle duygu dolu akşamların sohbeti çok iyi geliyordu, sanki mümkünmüş gibi birbirimize daha çok yaklaşıyorduk.

Odamıza gittiğimizde, Rico sıcaktan kendini yere atmıştı. Biz de yine öylece birbirimize sarılıyorduk. "Annemlerle konuştum," dediğinde onu dinledim.

"Sana çok teşekkür ediyormuş, annem." dediğinde, "Neden?" diye sordum. İçimdeki merak duygusu yoğun basıyordu. "Beni çok iyi görmüş... Dedi ki, sana böyle iyi bakıyorsa gözüm arkada kalmaz." gülümsedim.

"Çok şanslısın." dediğimde bu sefer o merakla, "Neden?" diye sordu. "Seni merak eden bir ailen var... İstanbul'dalar ve ne olursa olsun kızları sevgilisi ile ayrı bir eve çıktı. Merak edip, bir kahveye bile gelmediler... Bilmiyorum, içimde büyük bir kırgınlık var ama ne zaman patlak verecek bilmiyorum." Sırtımı okşadı.

"Senin ailen ben olurum o zaman, olmaz mı?" dediğinde gülümsedim. "Zamanı geldiğinde bir tek sen benim ailem ol." dedim. Bu onu da gülümsetti, "Bir tek ben." siye tekrar etti.

"Sen, Semih... sen."











🦢

Selamlar, Ozi severler için burada sizi bekleyen bir bebek var

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamlar, Ozi severler için burada sizi bekleyen bir bebek var. 💕

happy to see you. | semih kılıçsoy.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin