Öncelikle şunu söylemeliyim. Bu hikayeyi yazarken birçok şarkı dinledim. Fakat genellikle duygusal bir kız olduğum için bu eseri seçtim. Bu eserle birlikte yağmur sesi de çok iyi gidiyor. Bu arada aklımda belli bir oyuncu yok. Tamamen karakterlerim sizin hayal gücünüze kalmıştır. Keyifli okumalar...
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Omuzlarımdaki çantamı sıkıca tutup sınıfa girdim. Büyük adımlarla en arkadaki sırama çantamı bırakıp oturdum. Başımı yere eğdim. Herkes yüzümdeki morlukları görmüştü, fakat ben yine de saklamak için başımı yere eğiyordum. Her zamanki gibi... Gözlüklerimi çıkarıp okul hırkama kirlenmiş camlarını silmek amacıyla sürttüm ve işim bitince tekrar tekrar burnumun üstüne yerleştirdim. Herkes ayağa kalktığında ve sessizlik olduğunda edebiyat öğretmenimizin geldiğini anladım. En arka sırada beni görmeyeceğini düşündüğüm için ayağa kalkmadım. Kitaplarımı çantamdan çıkartıp sırama yerleştirdim. Kaldığımız sayfayı açtım ve öğretmenin konuya girmesini bekledim. ''Özgür?'' bana seslenildiğini duyunca başımı kaldırıp kırklı yaşlarında, kahverengi saçlarını ensesinde topuz yapan edebiyat öğretmenime baktım. Başını tamam anlamında sallayınca kitaba bakmaya devam ettim. Büyük ihtimalle yoklama nedeniyle bana seslenmişti. Adım gibi özgür değildim ben. Temastan nefret eden , kimseye gülümsemeyen, kimseyle konuşmayan biriydim. Öğretmenler de bu durumumu bildikleri için fazla üstüme gelmezlerdi. Onlara minnettardım. Yüzümdeki morlukların nedenini en iyi onlar bilirdi zaten. Babamın beni nasıl dövdüğünü, annemin nasıl sustuğunu... Her şeyi bilirlerdi. Bu yüzden fazla üstüme gelmezlerdi. Ve ben de babam yüzünden temaslardan nefret eden ruhsuz birine dönüştüm. Başımı sıraya yasladım ve derin bir nefes aldım. Karnıma yediğim tekmeler yüzünden aldığım nefesin organlarımı parçaladığını hissettim. Sıramda doğrulup edebiyat öğretmenimin gözlerine baktım. Bundan ne kadar nefret etsem de konuşmamak için göz teması kurmak zorundaydım. Edebiyat öğretmeni gülümseyip başıyla kapıyı işaret edince hızla sınıftan çıktım ve lavaboya girdim. Gözlüklerimi cebime koyup aynadaki yansımama baktım. Açık kumral rengi saçlarım dağılmış, buz mavisi gözlerimin altındaki morluklar hiç uyumadığımı belli ediyordu. Gözlerimdeki kızarıklıklar da ağladığımın simgesiydi adeta. Sol gözümdeki morluk kahverengiye dönüşmüş, yanaklarım yediğim tokatlar nedeniyle kızarmış ve dudağımdaki yara kabuk bağlamıştı. Yüzüme su vurup kağıt havluyla yüzümü sildim. Gözlüklerimi burnumun üstüne yerleştirip kapıyı açtım ve birisine çarpıp yere düştüm. Düşüşümün etkisiyle yediğim dayaklardan dolayı moraran ve çürüyen yerlerimde tarif edilemez bir acı hissettim. Çarpışmamız nedeniyle benim gibi yere düşen kıza öfkeli bir şekilde baktım. Karnını tutmuştu. At kuyruğu yapılmış siyah saçları, kahverengi gözleri, beyaz bir teni vardı. Gözleri benimkiyle buluşunca gözlerini irileştirdi. Ayağa kalktı ve büyük ihtimalle benden özür dilemek amacıyla dudaklarını araladı. Kızı umursamayarak ve kızın yüzüne bakmadan ayağa kalktım. Hızla sınıfıma doğru ilerlemeye başladım. Hırkamın bol gelen kol kısmının tutulması üzerine arkamı döndüm ve hırkamın kolunu tutan kişiyle göz göze geldim. Bu bana çarpan kızdı. "Ne var?! " diye kaba bir şekilde sordum. Biriyle konuşmak, herhangi bir şekilde iletişim kurmak istemiyordum. ''B-ben, çok özür dilerim. İsteyerek çarpmadım. Bunu söylemek için seni durdurdum. Affedersin,'' dedi bana çarpan kız mahcup bir şekilde ve başını yere eğdi. Başını yere eğmesinden istifade ederek bana çarpan kızı inceledim. Kısa boylu, hafif kilolu bir kızdı. ''Sorun değil.'' dedim ve arkamı dönerek sınıfıma gitmek için adım birkaç adım attım. Bana çarpan kızın sesini hafifçe yükselterek ''Tekrardan özür dilerim'' dediğini duydum fakat arkamı dönmeden yürümeye devam ettim. Sınıfıma ulaşınca kapıyı tıklatıp içeri girdim ve sırama oturdum.
YOU ARE READING
Kurtarıcı
SpiritualKorkuyorum... Güvenmekten korkuyorum... Temaslardan korkuyorum... Ve de en çok AŞK'tan korkuyorum... Fakat korkularıma rağmen yapıyorum. Onun beni değiştirmesine izin veriyorum. Temas kuruyorum. Güveniyorum. Aşık oluy...