Mehrabalar🎀
İyi okumalar canlarım🎀
Salonda oturmuş o adamın aramasını bekliyorduk. Akşam olmuştu. Hem acıkmıştık, heç yorulmuştuk, hemde sinirliydik. Salondakı kocaman sürgülü cam kapıdan dışarını izliyordum. Resmen dustaktık, resmen rehin alınmıştık. Resmen ölüme terk edilmiştik.
Peki kapıyı kırmayı denesek. Dedi Aras. Ellerimi göğüsümde birleştirmiştim dışarını izlemeyi kesip içeri yöneldim. Gerçektende kırmayı deneseydik. Ne ola bilirdiki. Kırılmaz cam mı hiç sanıyordum. Masaya yönelmiştim. Ellerimi iki yana koydum. Derin nefes aldım. Sonra masadakı vazoyu aldım.
Düşündüğüm seyi yapmıycaksın değil mi. Diyen Işılı çok iyi duymuştum ama aldırmadım. Sonuçta oranı kırmaktan söz eden arkadaşı değil mi. Elimdeki vazoyu cama doğru fırlatdım, cama değip geri sekti, tam bana doğru, birden kolumdan biri çekti kenara beni. Başım sert göğüsü ile çarpışmıştı. Baktım Araldı. Vazo yere düşüp kırılmıştı.
Kes şunu. O küçük şey onu nasıl kırar aklın alıyor mu? Kolumu bıraktı. Sinirlenmişti daha da.
O zaman siz kırın! Dedim sinirle.
Dokunamayız. Burdakı hiç bir şeyde işe yaramayacaktır. Dedi Kayra. Asılında haklı güçleri bir işe yaramaz. Ama en azından deniye bilirler değil mi.
Ne yani burda o manyak herifin bizi ne zaman arıyıp yönlendirmesini mi bekliyelim. Kadere bu kadar çabuk baş eğmeleri beni sinir ediyordu açıkca,ama kendilerine göre onlarda hakliydi. Ne yapa bilirdik elimizden bir şey geldiği yok, az önce kendimi yaralıyordum nerdeyse.
Bu beklemek bizi açıkdırmış yordurmuştu. Koltuğun önünde yerde oturdum. Her zaman bunu yapmak bana huzur vermişdir. Gözlerimi kapattım, diğerleri de mutfaktaydılar. Işıl berjer koltukta oturmuştu.
Neden yerde oturuyorsun. Dedi bana şaşırmış gibi bakarak. Bir şey demek için ağzımı araladım diğerleri geldi, galiba yemek için bir şeyler vardı ki elleri dolu gelmişti Aras. Sehbaya bıraktı. Yediler ben hariç. Onları izliyordum ki telefon çaldı bir kez daha. Sonunda. Hemen kalktım. Açtım hiç düşünmeden.
Çocuklar! Düşündünüz mü? Kararınız ne?
Bizi burdan çıkar yoksa polis arayacağım. Dedim. Bunu aslında şimdi düşünmem çok mantıksız olmuştu. Bunu daha önce neden yapmamıştım.
Hay hay Bade ara! Kendinden emin bir şekilde bunu söylemişti. Başımı kaldırıp çocuklara baktığım sırada telefonu kapatmıştı. Hemen hiç düşünmeden polisi aradım. Telefonu kulağıma götürdüm. Çaldı ve kapandı. Bir kez daha. Yine aynısı olmuştu. Yok olmuyordu polisin acil çağrı hattına düşemiyordum. Ne yapmış ola bilirdiki. Onun istediğinu yapmak dışında bir şey yapamıyacaktık galiba. Bir kez daha aramasını beklemek zorunda kalmıştık.