7.bölüm

6 8 0
                                    

Bir ses duymuştum, bir çığlık gibi bir şey.  Sesin geldiği tarafa ışık tutdum, bir şey görememiştim, çocuklarda durmuşlardı, yaslandığım ağaçtan aralandım ve oraya çığlığın geldiği yöne.

Hadi burdan uzaklaşalım dedi Aral. Çığlıkın kime ait olduğunu ve neden çığlık atdığını merak etmedim değil, ama haklıydı Aral burdan uzaklaşsak iyi olurdu. Yağmur hala dinmemişti, artık saçlarım, elbiselerim ve ayakkabılarımın içine kadar su olmuştum, sinirlenmiştim, bir yananda karanlık ve sesler beni ürkütüyordu. Demin ayrılsak belki birşeyler bula bilirdik. Ama yok ki ayrılmak istemiyorlardı. Sesli bir şekilde nefesimi dışarı verdim. Soğuktan titriyordum, acıkmıştım, ellerime baktım bembeyaz olmuştu yüzümü tahmin bile etmek istemiyordum. Birden Işılı yere düştü. Hemen yanına koştuk, ayağı takılmıştı ve  yere düşmüştü. Yerdeki çalılar elini sıyırmıştı, kanamaya başladı. Kanı görünce kötü oldum, kusmağım geliyordu yanından kalktım başım dönmüştü elimle ağacı tutdum sonra kusmuştum. Bana bakakalmıştılar.

İyimisin Bade? Dedi Işıl endişeyle. Düşmüş ve eli kanarken bile bana endişeyle bu soruyu sorması, gerçekten onu sevmeye başlıyordum.

İyiyim dedim mırıldanarak. Aral Işılı kaldırdı.

Yürüye bilicekmisin?

Evet abi.

Aral yerden benim ve Işılın fenerini alarak. Getirip uzatdı, elimi uzatdım feneri almak için elim titriyordu hemen aldım ve elimi geri çektim. 

Devam ede bilirmisin Bade iyi görünmüyorsun dedi Kayra bana bakarak. Sende Işıl ekledi.

İyiyim sadece kan tutdu. Devam etdik,Aral Işılın tam yanında yüyüryordu düşmemesi için bir daha. Kardeşine bu kadar değer vermesi çok güzeldi. Ama bir şey fark etmedim değil, sonra düşüncelerimi 10 metr aralıktakı ışık dikatimi çekmişti. Oraya doğru irelediğimiz zaman deminki çocukların seslerini duyduk. Işığın altında bir şey vardı, harita ola bilirdi, eğildim gerçektende harita burdaydı onu bulmuştuk, elime aldım ve kalktım. Sonunda dedim mırıldanarak. Şimdi geri dönmek kalmıştı. Hızlı adımlarla geldiğimiz yönde irellemeye başladık, ve işte olmaz dediğimiz oldu, geçen gün meraklığın önünde gördüğümüz o adam ve yanında ormana ilk girdiğimizde gördüğümüz o çocuklar. Yolumuza devam etmek istedik.

Buldunuz mu dedi Adam. Duymamazlıktan geldik.

İki defadır siz kazanıyorsunuz siz nesiniz burunu çok güzel koku alan köpek mi!? Sarı saçlı çocuk bunu söylemişti.  Bizi kışkırtmak istiyordu, Kayra sinirle ona doğru gitdiğinde Aral onu durdurmuştu. Sonra adamın elinde silah görmememle donup kalmıştım. Hepimiz.

Onu bize verdin ve gitmemize izin vereyim.  adam silaha bakarak konuştu. Aral adamın önüne gitmişti, biliyorduk onu onlara versel bile burdan kurtulsak bile diğer adam bizi cezalandırıcaktı.

Hiç kimseye bir şey verdiğimiz yok! Bakın işinize dedi Aral sinirli ses tonuyla. Adam silahı kaldırıp tam kalbinin üzerine koyduğu zaman gözlerim fal taşı gibi açılmıştı, kalbimin atış hızı belkide yüz katına çıkmıştı. Işıl yanına gitmek istediğinde Aras onu durdurdu. Bu adam nerde kaldı, her zaman gelirdi, şimdi neden yok diye sağa sola bakındım. Aral adama kafa atmıştı. Adam burnunu tutup yere yığıldı silah elinden düşmüştü. Diğer çocuklar adamın yanına koşarken

Koşun! Dedi Aral. Koşmaya başlamıştık. Ola bildiğince hızlı, ama geldiğimiz yola doğru değilde yan yola sapmıştık, bu da o demek oluyordu ki ana yola çıkmak için yol uzanmıştı. Onların peşimizden geldikleri o kadar anlaşılıyordu ki. Arkaya bakmak için döndüğümde ayağım takılıp düşmüştüm. Aral hemen arkaya döndü ve durdu. Çocuklar da durmuştu.

GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin