1

16 2 0
                                    

saat 18.20'yi gösterirken açlıktan yerinde duramayacağını anlayan genç, kalkıp üzerini giyinmişti.

evde yiyecek hiçbir şey yoktu.  kulaklığını taktı ve içinde yalnızca üç tek kalan sigara pakedini cebine atıp dışarı çıktı.

ne yapacaktı? kartında yalnızca 6000 won vardı. karnını doyurmaya yeter miydi?

çok düşünmemeye çalışarak markete doğru yürümeye başladı.

bu sıcakta yürümek hiç cazip gelmiyordu ama bir şekilde karnını doyurmalıydı. dışarıdan söyleyebilirdi ama bu seçeneği dün kullanmış ve parasının yarısından fazlasını kullanmıştı. şimdiyse cebindeki para dışarıdan yemek söylemeye yetmiyordu.

kalan üç sigarasından birini yakıp yürümeye devam etti.

'bugün ayın 13'ü, yine ay sonunu getiremeyeceğim' diye içinden geçirdi genç çocuk.

neden böyle olmuştu ki?
ayın beşinde yatan maaştan nasıl sadece bu kadar parası kalmıştı?

düşünceleriyle kendini yerken, sonunda markete ulaşmıştı.

içeri girdiğinde serinlemesini sağlayan klimayla birlikte raflarda en ucuz yiyecekleri seçmek adına dolaşmaya başladı.

market kapısının açılma sesini duyduğunda, refleks olarak başını o tarafa çevirdi.

içeri giren uzun boylu, esmer ve siyahlar içinde olan adam tuhafına gitmişti. böyle gösterişli birinin, ucuz mahalle marketinde ne işi vardı ki?

çok aldırış etmeden önüne dönüp raflara bakınmaya devam etti.

sonunda iki paket ramen, bir paket cips ve alabileceği en ucuz içeceği alıp kasaya doğru ilerledi.

kasiyer ise kasanın yanındaki ürünleri düzenlerken, kasaya gelen genci görmemişti.

genç çocuk ise kasiyere seslenmek yerine, kollarını bağlayıp kasiyeri izlemeye başlamıştı.

neden seslenmek yerine onu izliyordu ki? aslında bunu kendi de bilmiyordu.
kasiyer nihayet onu farkettiğinde, bir şeyler söylemişti. genç oğlan kulağındaki kulaklık yüzünden kadının söylediği şeyi anlamamasına rağmen, tekrar sormak yerine sadece kafa sallamakla yetinmişti.

kadın kasaya geçtiğinde, gencin aldıklarını okutmaya başladı. o sırada ise genç olan paranın yetmesi için içinden dualar ediyordu.

pos cihazını ona doğru uzatan kadınla birlikte kulaklığını çıkarıp, elindeki kartı cihaza doğru uzatmıştı.

bu sırada gözü soluna doğru kaydığında, az önce markete giren uzun boylu adamın orada olduğunı farketmişti.

tekrar önüne döndüğünde cihazdan gelen "yetersiz bakiye" sesiyle birlikte derin bir iç çekmişti.

çocuk, kasiyere aldığı cipsi çıkarmasını söylecekken, yanındaki adam hemen olaya atılmış "ben hallederim." demişti.

sesin geldiği yöne dönen çocuk, kaşlarını çatarak adama bakmıştı.
sesinin sert çıkacağından emin olduğu bir tonda "gerek yok." demişti.

esmer adam ise "ah hadi ama, bir seferden bir şey olmaz. bırakta halledeyim." diye tekrar konuştu.

ve çocuğun bir şey yapmasına izin vermeden kartını cihaza bastırdı.

o sırada gözü adamın elindeki karta kayan çocuk oldukça şaşırmıştı.
siyah kart.
evet adamın siyah kartı vardı, demek o, gerçekten çok zengin olmalıydı.

take a slice, tk'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin