1.4

51 9 50
                                    

Başlamadan önce geçen hafta attığım iki bölümü peş peşe atmıştım o yüzden eğer 2. yi görmediyseniz veya okumadıysanız kontrol edin, spoiler olmasın.

Scaramouche, karşısında yüzünün rengi atan Childe'a baktı.

Hikayenin sadece annesi ile alakalı olan kısmında bile şok geçirmiş görünen Childe, devamını duyduğunda tek kelime edemeyecek kadar zorlanıyor gibiydi.

Zaten Ei'nin teklifi kendi başına kaldırılması zor bir olaydı, daha da kötü bir şeyin olmasını kimse beklememişti. Childe, Scaramouche konuşmayı bitirdikten bir süre sonra yutkundu, serin gecenin rüzgarı hafifçe yüzüne çarparken ilk kez konuştu.

"Siktir."

Diyebileceği tek şey buydu, ağzından çıkan tek şey buydu.

Zaten başka ne denebilirdi ki? Siktir. Koca olayı özetleyebilecek tek kelime buydu.

"Ei'nin teklifini kabul etmeyi düşünmüyorsun, değil mi?" Childe sessiz bir tonla devam etti, Scaramouche boşluğa kitlenmiş ve öylece duruyordu.

"Scara, hey Scara..." Childe elini arkadaşının gözünün önünde salladı, transa geçmiş gibi duran Scara dış dünyaya kendini kapatmış gibiydi. "Scaramouche? Kunikuzushi! Lanet olsun.."

Childe istemeyerek hafifçe Scara'nın yüzüne vurdu. Sadece onu somut dünyaya döndürecek kadar sertçe, canını acıtacak kadar değil.

Yanağına yediği hafif tokatın etkisi ile şoktan hafifçe nefesi kesilen Scaramouche, aniden yeniden karşısında duran arkadaşına baktı. Childe'ın gözlerinde son derece endişeli ve tedirgin bir ifade vardı, bu nadir bir şeydi. Birbirlerine karşı çok nadiren verdikleri değeri gösterirlerdi.

Ama en yakın arkadaşların, hatta kardeşlerin yaptığı şey budur, değil mi? Her ne kadar kan bağı olmasa da Childe onun için Shogun denen kızdan daha çok bir kardeşti.

"Ha- Özür dilerim, daldım." Scara hızla konuştuğunda bu sadece Childe'ın endişesini artırdı. Scara'nın ona 'Orospu çocuğu!' diye bağırıp saldırması gerekiyordu, normal şartlarda yani. Sinirlenmeyi bırak özür dilemişti ve bu Scaramouche'tan duyulabilecek nadir şeyler listesinin başını çekiyordu.

"...Dileme. Sadece toparlan, tamam mı? Bir şeyler düşünmemiz gerekiyor. Yanındayım." Childe parmaklarını stresle saçlarının arasından geçirdi, tüm bunlar inanılmazdı.

En yakın arkadaşının 2. kez hayatının mahvolmasına izin veremezdi.

Yıllar sonra ilk kez birinin yanında mutlu olduğunu gördüğü arkadaşının şimdi o kişi ile sınanması akıl alır gibi değildi.

Olay sadece Scara'nın Kazuha tarafından artık istenmeyecek olması değildi. İkisi de biliyordu ki gerçekler gün yüzüne çıktığı anda Kazuha, Scara'nın yaşamı için bir tehdit bile oluşturabilirdi.

Ve dürüst olmak gerekirse, bu yalnızca Childe'ın umrunda olan kısımdı. Scara, hayatının tehdit altında olmasını daha az umursamayamazdı.

Scara'yı mahveden şey kendini yanında gerçekten iyi hissettiği kişiyi, Childe dışında hayatına girmiş yeni, ve arkadaşlık denilemeyecek boyutta özel şeyler hissettiği kişiyi kaderin onun ellerinden alacak olmasıydı.

Hislerini daha kendisi bile kabul etmemişken her şeyin bitme şansı onu mahvediyordu.

Ve hislerini mutlu bir anda değil, şimdi anlıyordu.

Kazuha'yı seviyordu.

Bu hoşlanmak veya beğenmek değildi, Scaramouche böyle bir insan değildi. Hayatı boyunca duygu denen şeyi çok az ve yetersiz seviyede deneyimlemiş olan gencin hisleri 'hoşlanıyorum.' diyemeyeceği kadar yoğundu ve şimdi farkına varıyordu.

Partners In Crime | Kazuscara [TR]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin