Melis'in bıraktığı kupayı fark edince sevinçle açılıyor gözlerim. Saatler boyu süren çekimin ardından sıcak bir kahve iyi gelir. Koyu gri kupayı dört parmağımla sarıp avucuma alıyorum yavaşça kaldırıp dudaklarıma götürüyorum. Sıcak kahve boğazımdan akıp giderken yavaşça kapanıyor gözlerim rahatlama hissiyle dolduğumu hissediyorum.Eda ve Ahmet her zaman ki gibi hararetli bir tartışmaya girmiş hızlı adımlarla yürüyerek geliyorlar. Eda elindeki dergiyi bana uzatıp baktığı sayfayı gözüme sokmak istercesine gösteriyor. Jung Kook'un Calvin Klein
çekimi fotoğrafı."Eda adamı gözümle yememi mi istiyorsun tatlım?" gözlerimi kaldırıp yüzüne sorgulayan hafif kalkık kaşlarla bakıyorum. Dergiyi gözümün önünden çekip masaya koyup heyecanla döndü bana. "Ah afedersin ama Alara şuna baksana. Ne kadar yakışıklı, karizmatik, çekici böyle ayy alev alev de bir çekim yapmışlar." sesindeki çocuksu hayranlık çok tatlı ama 23 yaşında bir model için fazla aşırı tepki bence. Jeon yakışıklı adam inkar etmiyorum ama model değil, biz burada daha iyilerini de gördük.
Eda sanırım onun idol yanını da takip ettiği için bu kadar etkileniyor."Alara beni duyuyor musun? İçin gitti değil mi seninde dalıp gittin resme bakarken?" Gözlerim kocaman açılıyor, gülüyorum. "Yapma Eda, ben kimseyi öyle dalıp gidecek kadar beğenmem. Biliyorsun standartlarıma uyan biri yok." Koyu kahverengi saçlarını kulağının arkasına alıp sinsice gülümseyerek bakıyor. "Hıhım ama Jeon'u tanımıyorsun nereden biliyorsun standartlarına uygun değil. Madem o kadar beğenmedin neden dalıp gittin?" Bak sen şu küçük şeytana beni sıkıştırmaya çalışıyor.
"Haklısın onu tanımıyorum. Dalmama gelecek olursak babam konusu. Yurtdışı çekimlerine asla izin vermez. Onu nasıl halledeceğim bilmiyorum." İç geçirip elimdeki kupayı alıp masaya koydu. "Hadi git evine dinlen ve sabahta babanı ikna etmeye bak, akşama kore uçuşun var. Ya kızım sen koskoca ünlü modelsin, babanda rahat versin artık. Aklı başında ne yaptığını bilen bir yetişkinsin onun kontrolüne ihtiyacın yok."
Omuz silkiyorum "Çok sinir bozucu bir zihniyeti var maalesef ben evlenene kadar karışacakmış. Evlendikten sonra da kocam karışırmış zaten. İçimdeki feminen babamdan nefret ediyor bu yüzden. Neyse hallederim ben."
Eda elimi tutup gülümsedi, gözlerimin içine baktı. "Alara ben sana inanıyorum çok güçlü, iradeli, savaşçı ruhlu bir kadınsın eminim bunu da halledeceksin stres yapma. Görüşürüz." Ona gülümseyerek baktım her zaman pozitif ve motivasyon dolu biri. En zor anlarımda hep destek olur bana.
Sahip olduğum en değerli arkadaşım."Teşekkür ederim, görüşürüz bebeğim." Masadaki siyah çantamın kulpundan tutup aldıktan sonra aceleci adımlarla çıkıyorum çekim alanından. Tam girişte beni bekleyen kırmızı mini cooper arabama gülümsüyorum."Eve gidelim kızım."
Çabucak binip çalıştırıyorum motoru. Korkunç İstanbul trafiğine kalmadan eve gitmek için gaza basıyorum. Sessiz araba fazla sıkıcı. Radyoyu açıp biraz kanal geçtikten sonra tanıdık bir melodi de duruyorum."Madem seni çok istiyorlardı öylece ortaya koymasalardı..." Parmaklarımı direksiyona vurarak eşlik ediyorum şarkıya. Anında keyfimi yerine getiriyor. Biraz sonra evimin önünde durup düşünceli gözlerle bakıyorum sokaktan geçen insanlara. "Keşke sıradan bir insan olsaydım ünlü bir model olmak yerine. Belki dertlerimde daha basit olurdu." Derin bir nefes veriyorum yorgunlukla kapanıyor gözlerim.
Araba da uyuya kalmak başıma gelecek en kötü şey olur şu an. Gözlerimi açıp çantamı alıyorum kontağı çekip içine attıktan sonra ağzını kapatıp iniyorum arabadan. Bir kaç adım sonra evimin kapısının önünde duruyorum anahtarı çıkarıp kapıyı açtıktan sonra çabucak kapatıp arkasına yaslanıyorum. Cidden ayakta duracak halim yok. Ne çok konsept değiştirdik ne çok kombin giydim. Milyonlarca poz verdim. O ışıklar gözümü mahvetti, vitamin takviyesi de almam gerekiyor. Ama önce bir duş küvette uyuya kalabilirim. Harika olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM IŞIĞIM
FanfictionBirine ulaşmak ne kadar zorsa; çekimine kapılmak o kadar kolaydır. Etkisi altına çok çabuk girersiniz ve birden bire hayatınızın tümü olur.