2. Bölüm: Seyran!

492 64 6
                                    

“Seyran!”
Nefes nefese bir şekilde uyandı Ferit, önce sağına sonra da soluna bakarak rüya olduğunu anladı.

“Ferit, iyi misin?” Banyo kapısından çıkan Seyran, Ferit’in sesini duyması ile endişeli bir halde gelmişti.

“İyiyim, gel.. gel.”  Nefes nefese konuşuyordu Ferit.

Seyran, Ferit’in boşta olan tarafına oturarak kollarını beline sardı.

“Ne oldu bitanem, anlatmak ister misin?” diyerek yanaklarını okşamaya başladı.

Gözlerini sımsıkı kapatıp açarak yaşadığı anın gerçekliğine bıraktı kendini.
Akşam yemeği öncesi biraz kestirmişti ve bu yaşananlar birer kabustu.

Yanaklarını okşayan elleri alarak avuç içlerine birer öpücük bıraktı Ferit.

“Ferit?” sorar gözler ile gözlerini Ferit’in gözlerine sabitledi Seyran.

“Bir şey yok, rüya gördüm hatta kabus berbat bir kabus.” diyerek uzunca bir süre Seyran’ın yüzünü inceledi Ferit.

“Tamam tamam iyiyim," diyerek gözyaşlarını sildi Ferit.

“Hem, sen ne kadar güzel olmuşsun böyle."

“Yaa gerçekten mi? Aslında çok yakıştıramamıştım ama sen güzel olmuş diyorsan öyledir.”

“Allah Allah ya, bak sen. Demek ben güzel dediysem öyledir." Diyerek dudaklarını ısırdı.

“Sen gel bakayım şöyle ben göstereyim sana güzeli!” diyerek, Seyran’ı tek hamlede kucağına aldı.

“Güzelim benim, güzeliiim!” diyerek döndürmeye başladı.

“Feriiitt” diyerek kahkaha atıyordu Seyran.

“Ferit düşeceğimm”

“Asla!” dedi, Ferit. O an olduğu yerde duraksadı.

“Seni asla düşürmem, düşmene de asla izin vermem olur da bir gün düşersen şayet tüm gücümü seni düştüğün yerden kaldırmak için kullanırım.” diyerek, Seyranın saçından bir tutamını avucunun içine alarak kokladı.

Seyran gözlerini Feritin gözlerine sabitledi, iç sesi konuşmaya başladı birden;

“Öleceğimi bilsen de elini uzatır mıydın Ferit? Bensiz yaşayabilir misin? Ben öldükten sonra hayatına birini alır mıydın? Sen beni bu denli severken ben sana nasıl öleceğimi söyleyeceğim? Kendimi bıraktım, her şeyi bıraktım çok üzüleceksin. Benim seni bu denli üzmeye hakkım yok.”
diye geçirdi içinden.

İçinden konuşurken gözleri dolmayı ihmal etmemişti, tebessüm etti Seyran. Ardından şu sözleri fısıldadı Ferit’in kulaklarına;

“Seni çok seviyorum, seni her şeyden çok seviyorum."

Bu sözler üzerine iç çekerek tebessüm etti Ferit.

Ve Seyranın kulağına fısıldadı,

“Biraz daha burada kalırsak yemeğe geç kalırız ve dedem de kulaklarımıza bir şeyler fısıldar ama böyle sevgi sözcükleri mi olur mu bilemem” diyerek kahkaha attı Ferit.

“Evet bu konuda gerçekten çok haklısın” ve Seyran da Ferit ile beraber kahkaha attı. Ardından el ele tutuşarak yemeğe indiler.

*****

“Ooo assolistlerimiz de gelmiş, nerede kaldınız ya? Hem bu ne güzellik Seyran, Gözlerim kamaştı!" Gözlerinden neredeyse kalpler fışkıracaktı Gülgün’ün.

“Teşekkür ederim o sizin güzelliğiniz."

“Yerim" diyerek, havadan bir öpücük yolladı Gülgün.

“Hop anne, karımı benden başkası yiyemez.”

“Aa terbiyesiz, ben sana yedirtirmiyim hiç gelinimi.” diyerek Seyranın koluna girdi Gülgün.

Kıkırdayarak masaya doğru ilerlemeye başladılar, o sıra Gülgün arkasını dönerek; 2 parmağı ile önce kendi gözlerini sonrada Feritin gözlerini işaret ederek “gözüm üzerinde” işareti yaptı. Ardından göz kırparak Seyran ile masada yerlerine oturdular.

Yüzünü buluşturdu Ferit,
“Gıcıklar." Diyerek göz devirdi.

*****

“Herkese afiyet olsun demeden önce söylemek istediğim hatta göstermek istediğim bir misafirimiz var.”

“Kim geldi dede, hiç haber de vermedin?”

“Şimdi görürsünüz.” diyerek kapıya yöneldi Halis,

Kapıyı açarak ardında ki kişinin içeriye girmesini sağladı.

“Baba!” diyerek yerinden fırladı Ferit.

“Orhan!"

Herkesin öldü bildiği Orhan yaşıyordu, ve şuan dimdik karşılarındaydı.

“Babam!” diyerek ilk hamleyi yapan Ferit oldu.
Orhana tek hamlede sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Onları izleyen aile bireyleri ise kendilerine hakim olamıyordu.

“Oğlum,” Feritin sarılmasına karşılık olarak Orhan da sımsıkı sarıldı.

“Niye böyle bir şey yaptın dede? Bizi hiç mi düşünmedin? Bizi bu kadar üzmeye ne hakkın vardı?!”

“Ferit!”

“Ağır ol! Yapmam gerekiyordu yaptım, bak şuan karşında kanlı canlı. Oturup şükredeceğine hesap soruyorsun!”

“Neye şükretmiyorum dede? Babam kendi gözlerimin önünde kendi kollarımda öldü, bunlar birer oyundu ve sen bize söylemedin.”

“Ferit" dedi, Seyran. Sus diyordu gözleri.

“Ferit bilmemeniz gerekiyordu yeter daha fazla uzatma.”

Ferit konuşmaya kendini hazırlamışken gözleri Seyranın gözleri ile buluştu, onun sus dercesine bakan gözlerinden dolayı söyleyeceği sözleri yutarak sesini çıkarmadı.

********

Yemekler yenilmiş, hasretler giderilmişken Halis tekrardan elini kaldırarak;
“Gel” dedi.

1.85 boylarında, esmer bir çocuk içeriye girince herkes gözlerini ona doğru çevirdi.

“Emin, bundan sonra Orhan’ın şahsi koruması. Bizimle beraber kalacak Orhanın gittiği her yere de onunla beraber gidecek.”

Herkes Emin’e bakarken Emin, sadece bir kişiye bakıyordu.

Gözlerinin bulduğu ilk kişi Seyran olmuştu..

_________________________
Yazmayı çok özlemişim, dram dram dram🤓💪🏻😚💓

Yalı Çapkını / 3. Sezon.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin