Yaman
İşe gitmek için evden çıktım ve yine her sabah olduğu gibi, Sametlerin kahveye yaklaşmaya başladım. Yolumun üstü olduğu için, mecbur buradan geçmem gerekiyordu sabah akşam.Önceleri bu kadar sorun değildi ama son birkaç gündür, Samet açıyordu kahveyi. Aslında bu da sorun bile sayılmazdı. Yine her zamanki gibi geçip gitmeliydim. Ama o işler öyle kolay olmuyordu.
Aynı mahallede oturduğumuz için Samet'i az çok tanırdım. Sadece son günlerde biraz daha etkileşim içine girmiştik. Bugüne kadar birbirinden haz etmeyen iki kişiyken, birdenbire bu kadar yakınlaşıp, aramızda sanki kavga geçmemiş gibi konuşmak, bana da garip gelmiyor değildi.
Tam kahvenin önünden geçerken, telefonumdan gelen bildirim sesiyle, telefonumu çıkardım. Tuş kilidini açıp, bildirim panelinden mesaja baktım. Gereksiz bir mesajsa sonradan dönecektim. Ama mesajın kimden geldiğini görünce hemen bildirime dokunup mesaja girdim.
07:20
Samet: Sıcak çay var.Yaman: Eee yani?
Samet: Öylesine söyledim. Bil diye.
Yaman: Hmm öyle mi?
Samet: Öyle.
Yaman: Tamam.
Görüldü
Son mesaja görüldü yedikten sonra hafif sırıttım. Açık açık çaya davet ettiğini elbette anlamıştım. Bu yüzden evden erken çıkmıştım. Çay içmeye vaktim olsun diye. Davet etmese de gidecektim kahveye.
Adımlarımı solumda kalan kahveye yönlendirdim ve içeri girdim. Samet, bir masada oturmuş masanın üstünde ekranı kararmış olan telefona bakıyordu.
Hafifçe öksürerek dikkatini çektim. Bakışları anında şaşkınlıkla büyürken ayağa kalktı.
"Sıcak çay varmış diye duydum. Demli olsun." dedim ve az önce oturmakta olduğu masaya oturdum. Sabah çok erken bir saat olduğu için benden başka kimse de yoktu. Henüz saat yedi buçuk bile olmamıştı.
Bir şey demeden, tezgahın arkasına geçti. Ona baktığımda, çay dolduruyordu. Dikkat çekmemek için bakışlarımı çektim üstünden. Bu beni biraz zorlamıştı.
Birkaç saniye sonra çayı getirip önüme bıraktı. Tam gidecekken, bileğinden yakaladım. Teni sıcacıktı.
"Burada oturabilirsin. Başka masaya gitmene gerek yok." dedim ve elimi bileğinden çektim. "Adam yemiyorum sonuçta değil mi?" dedim ve çayıma iki seker atıp karıştırdım.
"Ondan değil." dedi mırıldanır gibi ve oturdu. "Benden hoşlanmıyorsun ya, ondan." dediğinde, gülmek gelmişti içimden. Bunu söylerkenki ifadesi çok masum ve tatlıydı. Çayımdan bir yudum alıp, cevap verdim.
"Öyle miymiş? Peki bundan benim niye haberim yok?" dedim yüzüne bakarak. Gerçekten bu düşünceye neden kapılmıştı merak etmiştim.
"Öyle sezdim." dedi umursamazca. Ama umurunda olduğunu biliyordum. Yoksa bunu dile bile getirmezdi. "Hoşlanıyor musun?" dedi ve anında dudağını ısırdı. Yerimden kalktım ve bir adımda dibine geldim.
"Öylesine dedim.. valla. Ağzımdan ka-" derken, elimi çenesine attım ve yüzüme bakmasını sağladım. Hiç çekinmeden gözlerime dikti bakışlarını. Delirtecekti beni...
Parmaklarım çenesini sarmış bir şekilde dururken, baş parmağımı alt dudağında gezdirdim hafifçe.
"Senden hoşlanmamak o kadar imkansız ki... Beni deli ediyorsun Samet gerçekten." dedim ve daha fazla dayanamayarak, dudaklarına bastırdım dudaklarımı. Bunu günlerdir yapmak istiyordum. Kontrol benden çıkmıştı. Ne olursa olsundu.
Aaaa neler oldu öyle 🤭👀
Yorumlarda buluşalım ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAY MİSİN? *bxb*
RomanceSamet, sürekli kızlarla flört ediyor ama birkaç gün sonunda hep engel yiyordu. En yakın arkadaşı Nida, bir gün ortaya bir fikir attı ve Samet bunu ciddiye aldı... 22.06.2024